merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
eşkimi kıldı füzûn giryemi hûn etti felek
şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân
beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
bozuk plak gibi takıldım,
nakarat kısmı değildim
ve
insanlar bilmediklerine sağırdı.
bir silahsa yaşam,
içinde kaç kurşunum kaldı?
her
nefeste
ölüm,
tetikte
tutuklu
kaldım.
yarımdım, yarındım.
zamanla yarıştım,
yenilgilere alışıktım.