“sonsuzluğu seninle yaşarım” dedi, inandım.
neyin sonsuz olduğunu bilmeden, sonu gelmeyecek bir huzura inandım. meğer sonsuz olan acıymış, sessizlikmiş, yok sayılmakmış. ben sevgiyi büyütür sanmıştım, o beni tüketti. ben ellerinden umut taşar sanmıştım, meğer her dokunuşunda biraz daha eksilmişim.
bir tebessüm yeterdi, bir “kal” deseydi kalırdım.
ama meğer gitmeler de sevdaymış, bunu sonradan öğrendim.
bir çift gözde cennet ararken, kendi içimde cehennemi büyüttüm.
gidenin ardında durmayı onur saydım,
kalanın suskunluğuna sadakat dedim.
sonra bir gün,
küllerimden doğarım sandım.
ama yalnızca kül oldum.
yeniden başlamak cesaret istermiş,
ben ise en çok kendimden korktum.