Elbette kirlenmekten bahsedeceğiz..
Koyu renk kalemlerle yazacağız şiirlerimizi,
Karanlığı savunacağız,
Arkasında duracağız, arka sokakların.
Duman kokacak boğazımız.
Elbette inanmayacağız dostluklarımızın samimiyetine,
Şehvetine kapılmayacağız aşklarımızın..
"Sen yine de beni unutma !" bunun konumuzla hiç alakası yok ama sen yine de beni unutma..
Elbette ihanetlerden, yalanlardan, korkulardan bahsedeceğiz.
Yediğimiz kazıkları sıralayacağız ard arda.
Küfürler edeceğiz,
Kavgalar.
"Ben yine de seni unutmam !" bunun da konumuzla hiç yalakası yok ama yine de bil. Unutmam.
Olduk olmadık zamanlarda gelirsin aklıma.
Simit atarken martılara mesela Üsküdar'da
Biz seninle hiç Üsküdar'a gitmedik oysa..
Yine de unutmam, şikayetsiz unutmam seni.
Elbette ölümlerden bahsedeceğiz.
Kötü olmak isteyeceğiz, bir kez daha kırılmamak adına.
Elbette filmlerden fırlamış gibi davranacağız, düzüşmenin, sevgilerimizden daha değerli olduğu muhteşem yüzyılda..
İntiharlar düşleyeceğiz, kafamızı yastığa koyduğumuzda.
Aşık olmak da bir intihardır aslında..
"Sen yine de beni hatırla." bu konumuzun ta kendisi aslında.
Beni biraz hatırla.
Sonbahar da dökülen yapraklar, adımlarına karıştıkça hatırla.
Çekmecen de ölü bir böcek bulunca.
Hızla gelen bir araba aldırmadan açık renk pantolonuna, su birikintisini paçalarına sıçratınca.
Üşüyünce geceleri..
Sönünce mahallenizin lambası şafak vakti.
Bir kadın af dileyince, bir adamdan.
Annen kanser olunca...
Öksürürken, kütüphane sessizliğinde.
Utanırken.
İzlerken oltandaki balıkların çaresizliğini..
Beni hatırla..
"Baba" dediğinde bir kız çocuğu sana..