kryssbrann

Ayna," dedim fısıltıyla.
          	
          	"Buyurun benim," dedi.
          	
          	"Ayıp olmuyor mu ayna?" dedim, "Bizi burada yanlış pozisyonda, dış kapının mandalı gibi gösteriyorsun. İlgisiz, alakasız, yabancı ve arkasında koridor boşluğu duran ve hani geri dönüp o boşluğu kat ederek, daire kapısına yönelebilecek ve hatta yönelmesi gerek biri gibi.
          	
          	"Nasıl görünmek isterdin?" dedi.
          	
          	Bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü.
          	
          	"Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim."
          	
          	"Denememeni tavsiye ederim," dedi, "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez.

kryssbrann

Ayna," dedim fısıltıyla.
          
          "Buyurun benim," dedi.
          
          "Ayıp olmuyor mu ayna?" dedim, "Bizi burada yanlış pozisyonda, dış kapının mandalı gibi gösteriyorsun. İlgisiz, alakasız, yabancı ve arkasında koridor boşluğu duran ve hani geri dönüp o boşluğu kat ederek, daire kapısına yönelebilecek ve hatta yönelmesi gerek biri gibi.
          
          "Nasıl görünmek isterdin?" dedi.
          
          Bu tavır, bu kendinden çok fazla emin, ukala tavır beni öldürürdü.
          
          "Ayna," dedim, "seni bölük bölük bölerim."
          
          "Denememeni tavsiye ederim," dedi, "bölünerek çoğalırım ve çoğaldıkça fazla suret veririm, hoşuna gitmez.

kryssbrann

Yüzüme bakma güzel kız,
          Yüreğime bak benim.
          Yakışıklı gençler,
          çok zaman taş yürekli olur,
          Öyle yürekler var ki sevmek,
          sevilmek nedir, bilmez.
          Güzel kız, çam ağacı,
          Kavak gibi güzel değildir;
          Ama kışın yaprağı dökülmez.
          Ah! Neye yarar bunu söylemek?
          Çirkin olan yaşamasın, daha iyi.
          Güzel, güzelden hoşlanır,
          Bahar, kışı hiç sevmez.
          Güzellik, yaman şeydir,
          Her şeye kadirdir, o.
          Güzelliğin yarımı,
          eksiği makbul degildir.
          Karga, yalnız gündüz uçar,
          Baykuş da gece dolaşır;
          Kuğu ise hem gece hem gündüz uçar.
          ‏‏‏‏‏‏‏‏   Victor Hugo

kryssbrann

Hikayeye göre günün birinde Franz Kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış. Kız ağlıyormuş. Oyuncak bebeğini kaybetmiş ve bu onu oldukça üzmüş. Kafka, bebeği onun yerine aramayı önermiş ve ertesi gün aynı noktada buluşmak üzere sözleşmişler.  
            Sonra Kafka vakit yitirmeden eve koşup bir mektup yazmaya başlamış. Bebek tekdüzelikten, hep aynı insanlarla yaşamaktan bıkmış, artık dünyayı gezmek, yeni arkadaşlar edinmek için seyahate çıktığını yazmış. Bu mektubu buluştuklarında kendisine okumuş;
          —“Lütfen benim için kederlenme, dünyayı görmek için uzun bir yolculuğa çıktım. Sana başımdan geçenleri anlatacağım.” diye de eklemiş mektubun sonuna.
              Bu birçok mektubun ilkiymiş. Kafka, küçük kızla her buluştuğunda sevgili oyuncak bebeğin hayali maceralarını özenle yazdığı mektuplardan ona okurmuş. Küçük kız da bu şekilde avunurmuş.
            Derken gün gelmiş, görüşmelerin artık sonu gelmiş. Kafka, son görüşmede küçük kıza bir oyuncak bebek getirmiş. Küçük kız, aslından oldukça farklı olan oyuncak bebeğe şaşkınlıkla bakakalmış. Bebeğe iliştirilmiş bir not küçük kızın şaşkınlığını gidermiş: “Yolculuğum beni çok değiştirdi.” 
            Uzun yıllar sonra, artık bir yetişkin olmuş olan küçük kızımız, gözü gibi baktığı bebeğinin, gözünden kaçırdığı bir çatlağının içine sıkıştırılmış bir mektup bulmuş. Kısaca şöyle yazmaktadır : “Sevdiğin her şeyi er ya da geç kaybedeceksin, ama sonunda sevgi başka bir surette geri dönecek.”