yaşlıca bir adamdı, büyük ihtimalle emekliydi ve artık çalışmıyordu. evin pencerelerinden görüldüğü kadarıyla içerisi eşyalardan geçilmiyordu, zavallı adam kafayı yemiş gibi duruyordu. günler gelip geçti, artık onu dışarıda oturduğu sandalyesinde görememeye başladım. kitapları kaldırıma sermiyor, dışarı çıkmıyordu. yine birgün şans eseri o evin önünden geçecekken polisleri ve sağlık çalışanlarını gördüm. mahalleye öyle bir koku yayılmıştı ki, o an kaskatı kesildiğimi hatta tirtir titrediğimi hatırlıyorum.