lunayllena

Bir sayfa kopuyor zamandan
          	Ayrılırken sen yanımdan
          	Bu aşkın daha en başından
          	Korkuyordum ben sonundan
          	
          	Bir günah gibi gizledim seni
          	Kimse görmedi seninle beni
          	Ağlarken içim güldü gözlerim
          	
          	Bir günah gibi gizledim
          	
          	Ne bugün ne de yarından
          	Beklediğim ne kaldı
          	Beni o gün senden kıskanan
          	Resimler de sarardı
          	Bir günah gibi gizledim seni
          	Kimse görmedi seninle beni
          	Ağlarken içim güldü gözlerim
          	Bir günah gibi gizledim

lunayllena

Bir sayfa kopuyor zamandan
          Ayrılırken sen yanımdan
          Bu aşkın daha en başından
          Korkuyordum ben sonundan
          
          Bir günah gibi gizledim seni
          Kimse görmedi seninle beni
          Ağlarken içim güldü gözlerim
          
          Bir günah gibi gizledim
          
          Ne bugün ne de yarından
          Beklediğim ne kaldı
          Beni o gün senden kıskanan
          Resimler de sarardı
          Bir günah gibi gizledim seni
          Kimse görmedi seninle beni
          Ağlarken içim güldü gözlerim
          Bir günah gibi gizledim

lunayllena

Gamze gamze bir gülüver şimdi
          Beni göğsüne alıver şimdi
          Mevsimi geldi susadım aşka
          Benimle bir bütün oluver şimdi
          
          İkinci bahar yaşıyor ömrüm
          Gel benim yarim oluver şimdi
          Seni gül gibi öpe koklaya
          Gözümden, dilimden, sakınır saklar
          Bugünki aklımla severim şimdi
          
          Şiirler, şarkılar söyleyerek
          Mehtabı birlikte seyrederek
          Benimle bir rüya kuruver şimdi

lunayllena

gözlerimi kapasam
          senin için bir mısra tasarlasam
          bir renk düşünsem
          başımı senin dizine koyduğumu uyuduğumu düşünsem
          çocuğunmuşum gibi saçlarımı okşadığını
          kocanmışım gibi yakama çiçek taktığını
          bir yağmur şehrin bütün seslerini öldürse
          sen ve ben günün yirmi dört saatını öldürsek
          boğazlasak
          ellerin göğsüme girse avuçlayıp kalbimi koparsa
          sımsıcak ben senin kanına girsem
          kalbine kurulup otursam
          
          gözlerimi kapasam
          rüzgârın kapıları derhal açılacak
          dağbaşlarının temkinli sessizliğiyle sonsuzluğu dinleyeceğiz
          kendimizi inkâr edeceğiz
          hele inkârımızı büsbütün inkâr edeceğiz
          bütün münkirler günde beş vakit bizi inkâr edecekler
          bir kibrit aydınlığında çatılmış kaşlarını göreceğim
          jiletle çizilmiş gibi keskin
          ince
          içimde kanlı bir ihtilâl kopacak
          dudakların bir akşam üstü dudaklarıma değince
          kadehim kırılacak
          münkirlere müminlere küfredeceğim

lunayllena

Boynunda bir yer vardır, ben bilirim
          Ne zaman oradan öpsem,
          Değişir gözlerinin rengi
          Yanar dudakların, terler avuçların
          Dökülür kapkara aydınlık gibi
          Omuzlarına saçların
          Gitgide artar kalbinin vuruşları
          Bir musiki halinde dünyamı doldurur
          Ansızın bütün sesler kesilir
          Zaman durur
          Bir baş dönmesi başlar o en yükseklerde
          Her gün seninle yeniden var oluruz
          Eriyip kaybolduğumuz yerde...
          
          Sesini duymadığım gün
          Yaşanmış değil
          Açan çiçek değil
          Öten kuş değil
          Yüzünü görmediğim gün
          İçimde yıldızlar sönük
          Güneşler güneş değil
          Seni sevmediğim gün
          Seni anmadığım gün
          Olacak iş değil...
          
          Her günüm seninle geçsin
          O güneşe en yakın
          Kimsenin varamayacağı bir dağ başında
          Uçsuz bucaksız uzak denizlerde
          İnsan ayağı değmemiş ormanlarda
          Uzaklarda, en uzaklarda
          O gemilerin uğramadığı limanlarda
          Işığım ol, alınyazım ol benim
          Vatanım ol, evim ol
          Yeter ki bir ömür boyu benim ol
          Her günüm seninle geçsin...

lunayllena

Güzel olan
          Her günü seninle tekrar tekrar yaşamak
          Erimek yarını olmayan zamanlarda
          Durdurmak bir yerde bütün saatleri
          Bütün kuralları kırıp parçalamak
          Sonra varmak o yerlere
          Mevsimlere dur demek
          Kar yağarken çiçek açtırmak ağaçlara
          Güneşi bir akşam saatinde tutup bırakmamak
          Sonra doldurmak ay ışığını kadehlere
          Delicesine içmek
          Ve unutabilmek her şeyi ansızın
          Sevmek seni en yücesiyle sevgilerin
          Birlikte geçmiş, gelecek bütün çağları aşmak
          Güzel olan
          Sevmek seni Tanrılar gibi
          Seninle Tanrılaşmak...
          
          Bir gün bu akan sele dur diyeceğim, göreceksin
          Ne bu şehir kalacak
          Ne bu duygusuz sürü
          Bu korkunç kalabalık
          Her vapur seni getirecek bana
          Bütün istasyonlarda seni bekleyeceğim
          Kapılar sana açılacak
          Senin için söylenecek şarkılar
          Şiirler senin için yazılacak
          Her evde bir resmin
          Her meydanda bir heykelin olacak
          Ve sen kimi gün bir rüzgar gibi
          Kimi gün denizler gibi, bulutlar gibi
          Kopup ötelerden, ötelerden
          Yalnız bana geleceksin
          Bir gün bu akan sele dur diyeceğim göreceksin.
          
          Ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm
          Sende buldum erişilmez hazları
          Yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan
          Duyguların en ölmezini sende duydum
          Susuzluğum dudaklarında dindi
          Yalnızlığım ellerinde
          Çoğu gün unuttum açlığımı
          Sende doydum...
          
          İlk defa seninle bütünlendim, anlıyor musun
          Anladım yaşadığımı her nefes alışta
          Seninle geçtim bütün zamanlardan
          Seninle var oldum
          Eridim seninle bir sonsuz çalkanışta.