munzevi_deli

"İçinden doğru sevdim seni
          	Bakışlarından doğru sevdim de
          	Ağzındaki ıslaklığın buğusundan
          	Sesini yapan sözcüklerinden sevdim bir de
          	Beni sevdiğin gibi sevdim seni
          	Kar bırakılmış karanlığından."

munzevi_deli

"Bir kadının gittiği, evden belli olur. Kadın giderken düzeni götürür bir kere . Yaşayan ev sarsılır. Ev dediğiniz şey küçük büyük elementlerden oluşur. Kadın olan evde, erkeğin anlayamayacağı bir denge vardır elementler arasında. Erkek her birine vakıf olduğunu düşünse bile, onların nasıl bir uyumla işlediğini bilemez . Kadın gidince evin dokusu bozulur, susuz kalmış çiçeğe benzer, solar . Küçük şeylerin izi silinir . Eşyanın dili tutulur, ev sağırlaşır..."
           -Suzan Defter

munzevi_deli

Dün seni kaybettik. Sınıfta yalnızdım ben, senin yanına otururdum. Birlikte yalnızdık biz, kimseyle paylaşmadığımızla kaldık. Bugün ertesi gün. Sen yoksun ama yüzün hâlâ aklımda, ne zaman silinir diye düşüne düşüne kendimi hiç ediyorum. Ne zaman biter bu üzülmelerim diye düşündükçe ödüm kopuyor. Ya üzülmeyi erken bırakırsam ve açığımı yakalasalar da "Sen insan değilsin" diye ayıplasalar beni. Ya da iştahım olursa "Böyle bir günde nasıl rahatça yemek yiyebilirsin" diye geçirseler içlerinden. Yeterince insan olmayı başaramadığım için yakalanıp kalsam ortada öylece. Bir kere fark edince kabullenemezler sonra beni. Gizlediğim tüm insan olamayışlarımı fark ederler. Birinin ölümünden pay çıkarışımı fark ederler ilk önce. Sonrasında anlamlandıramadıkları en ufak hareketim bile akıllarına üşüşür. Bunu bilerek daha fazla barınamam 'orada'. Anlayacaklar korkusundan daha da belli ederim kendimi. 
          (" 'Terleyeceksin', 'Teşekkür ederim' yerine 'bir şey değil' diyeceksin.")
          Bu saatten sonra kendini kapatmak lazım. Bir odaya hapsetmeli kendini, içinde Hikmetler, Turgut, Selimciğin Işık olmalı; bir de Olric tabii ki...
           -7 Mart 2022

munzevi_deli

"Kalabalıktan hoşlanıyordum eskiden, diye düşündü; herkese yetişmeğe çalışıyordum. Hiçbir karışıklığın, yani Hikmetlerin filân farkında değildim. Düşüncelerle, duygularla, olaylarla oynayabilirdim. Atıyorsun. Ya da bana öyle geliyordu. İkimiz de üşüyorduk. Sevgi'yle mi? Hayır. Biz. Otuz beş yıl önce dünyaya gelmiştik. Kimler? Biz. Hikmetler. Ben onun hareketlerini uzaktan izliyordum. Bu yüzden engel oldum ileri gitmesine."