nef-ha

dışı sükûn ile zehir, derunu mahşer..

nef-ha

birşeyleri kestirip atmak çok kolay; unutmak, arkaya atmak, görmezden gelmek.. o kadar kolay ki bu yollar bi bıçak gibi saplanıp duruyor her gün göğsüme, her defasında tekrar tekrar kanıyor yaralarım. belki de hatalı olan benimdir yada karşımdakiler.. bilmiyorum, öğrenmeden de gideceğim kesin. son demlerim, sona yaklaşıyorum bunu çok derinden hissediyorum. herşey için teşekkür ederim.

nef-ha

çok değil geçtiğimiz günlerde bir yaşıma daha girdim, doğum günü denilen şeyden değildi bu.. olgunlaşmaktı; hayatın gerçeklerini bir daha yaşamak, işitmek, görmek ve de hissetmekti. kaç yaşım oldu bilmiyorum bi süreden sonra bıraktım saymayı öyle ki nasıl yaşlanacağımı ve daha ne kadar büyüyeceğimi düşünür oldum. bir evim vardı; dört duvarı olan dertleştiğim her gece vaktinde, bir penceresi vardı bana uçmayı hayal ettiren ve de bir kapısı vardı her seferinde çıkıp bir daha girmek istemediğim. olmuyordu ısıtmıyordu o ev beni. sıcacık bir evdi içindeki herkese evdi, bana değildi. birgün çıktım o kapıdan aramaya başladım evimi orda burda içimi ısıtacak bana huzur verecek o evi. sağa baktım sola baktım döndüm durdum etrafımda, yoktu öyle bir ev, yoktu. dediğim gibi içinde bulunduğum ev sıcacıktı, huzurluydu cıvıl cıvıl mutluluk saçan bir evdi ama bana göre değildi. yine çıktım bir gün uzaklara gittim çok uzaklara. bir eve girdim; yine dört duvarı olan penceresinden gökyüzünün o muhteşem güzelliklerinin görüldüğü ve de kapısı vardı istediğim her yere çıkan. sıcaktı, neşeli bir evdi. güldüm, ağladım, oynadım, dertleştim üç insanla o evi paylaştığım tüm süre boyunca. iyiydi, güzel hissettirdi. 
          
          

nef-ha

bendim hiç sesi çıkmayan, bendim işitmeyen, görmeyen ve de iki kelam etmesini bilmeyen tüm hata benimdi. bendim kutuplardan daha soğuk olan. bendim etrafımdakileri yakıp yıkan. bendim herkesin üşümesine sebep olan ve bendim herkese kin ve nefretle bakan. savunmuyorum kendimi yanlış anlaşılmasın. bakışlarım öyledir benim. nefret etmem kimseden ve kin tutmam kimselere. kinim de nefretim de kendimedir sadece. "sus!" dedim kendime sus yok seni işiten ve seni işitmek isteyen. bu kadardım sadece bu kadar. 70 li yaşlarını geçen daha gençecik olan fakat ruhunun buruşukluğunu hisseden bendim.
Reply

nef-ha

bir sabah uyandım o dört duvarın içinde, tek başımayım. ben yalnızlıktan korkmazdım hatta hep yalnız kalmak isteyen insandım. o gün öyle olmadı hıçkıra hıçkıra ağladım yatağımda. seslendim "anne!?" dedim cevap alamadım durmadım bi daha seslendim "baba!?" yine bir ses yok. "kimse var mı!?" yoktu kimse ve bir başımaydım koskoca yerde. ağlamak dışında yapmadım bir şey yapamadım. kızdım kendime hırpaladım, kendim söyledim kendim dinledim.
            
            hatalı bendim.
            
Reply