FİNALDEN KESİT
Özgür…” dedim, sesim cılız ve boğuktu.
Özgür, aniden bana döndü. Gözleri benim elimdeki kırmızı lekeye takıldığında yüzü kireç gibi oldu.
“Hayır… Hayır, hayır, hayır!” diye bağırdı.
Bir anda başım arkaya düştü. Gözlerim kapanıyordu. Acı, artık katlanılmaz bir seviyedeydi.
Özgür’ün sesi boğuklaşıyor, giderek uzaklaşıyordu. “Deva! Sakın gözlerini kapatma! Sakın gitme! Beni duyuyor musun?”
Bütün vücudum uyuşmaya başlamıştı.
“Özgür…” dedim, sesi çıkmayan bir fısıltıyla.
“Hayır! Sakın kapanmasın gözlerin, Deva! SAKIN KAPANMASIN!”
Ama karanlık beni içine çekiyordu.
Bebeğimiz… Ya ona da bir şey olursa?
Ya bu, son kez Özgür’ün sesini duyduğum an olursa?
Ya bir daha uyanamazsam?
Ağzımı açmaya çalıştım, ama kelimeler çıkmadı. Sadece bir tek şey düşündüm.
Acı bedenimi tamamen esir almışken güç bela düşüncemi fısıldadım. “Bebeğimizi yaşat!”
Ve sonra her şey karardı.