nzzolle
Yaşamımız boyunca bize problem çıkaran, hayatımızı zorlaştrip tadımızı kaçıran kişilerle karşılaşmamız kaçınılmazdır. Bunların bazıları liderler ya da patronlardır, bazıları meslektaşlarımız ve arkadaşlarımız. Bu insanlar saldırgan ya da pasif agresif davranabilirler ve genellikle duygularımızın üzerinde oynamakta ustadırlar. Çoğunlukla çekici, özgüvenli, hevesli ve parlak fikirlerle doluymuş gibi görünürler, ister istemez onların büyüsüne kapılırız. Özgüvenlerinin mantıkdışı ve fikirlerinin yanlış olduğunu anladığımızda ise artık çok geçtir. Meslektaşlarımız arasında, gizli kıskançlıkları yüzünden işimizi ya da mesleğimizi baltalayanlar, bizi aşağıya çekmek için heyecan duyanlar olabilir. Ya da bazen karşımızdakinin bizi sıçrama tahtası gibi kullanıp yalnızca kendisini düşünen biri olduğunu fark edip üzülürüz. Böyle durumlarla karşılaşmayı beklemediğimiz den gafil avlanırız. Çoğunlukla bu tip insanlar davranışlarını haklı göstermek için çok ayrıntılı hikayeler anlatırlar ya da bazı günah keçilerini suçlarlar. Aklımızı karıştırıp bizi kontrol altında tuttukları oyunlara çekmeyi çok iyi bilirler. Karşı çıkabiliriz ya da öfkelenebiliriz ama sonunda kendimizi çaresiz hissederiz zira hasar verilmiştir bir kere. Sonra böyle bir tip tekrar yaşamımıza girer ve aynı hikaye tekrar yaşanır. Çoğu zaman kendimiz ve kendi davranışlarımız hakkında da benzer bir akıl karışıklığı ve çaresizlik duygusuna kapılırız. Örneğin patronumuzu, bir meslektaşımızı ya da arkadaşımızı kıracak bir şey söyleriz, bu davranışın nereden geldiğinden emin olamayız ama biraz öfke ve gerginliğin daha sonra pişman olacağımız biçimde içimizden sızdığını fark edip hayal kırıklığına uğrarız. Belki kendimizi hevesle bir projenin ya da bir planın içine atarız. kısa süre sonra bunun tamamen aptalca ve zaman kaybı olduğunu anlariz. Belki bize hiç uygun olmadığını bildiğimiz birine aşık oluruz ama bir türlü kendimize hâkim olamayız. Bize neler oluyordur böyle.
nzzolle
Tüm bunlar tür olarak evrimleştiğimiz yaklaşık beş milyon yıl boyut oluşmuş ve gelişmiştir. Başkalarıyla işbirliği yapmayı öğrenmek grup içindeki hareketlerimizi yüksek düzeyde koordine etmek iletişimin yeni şekillerini yaratmak ve grup disiplinini korum gibi insan doğasının bazı ayrıntılarını, sosyal hayvanlar olar sağ kalmayı güvence altına alacak şekilde evrim geçirmem bağlayabiliriz. Bu erken gelişme hala içimizde yaşar ve gününzün gelişmiş çağdaş dünyasında bile davranışlanmızı belirler yil sürdürür.
•
Reply
nzzolle
Kendimiz ve başkaları hakkında böyle net bir bilgiye sahip olmak yaşamımızı birçok yönden değiştirebilir. Ancak önce yaygın bir yanlış anlamayı ortadan kaldıralım: Büyük ölçüde bilinçli ve iradeli bir şekilde davrandığımızı düşünme eğilimimiz vardır. Yaptıklarımızı her zaman denetleyememek korkutucu bir fikir olsa da aslında bu, gerçeğin ta kendisidir. Benliğimizin derinliklerinde, farkındalık düzeyimizin altında çalışan ve davranışlanmızı yönlendiren güçlerin etkisi altındayız. Sonuçları görürüz. Bu sonuçlar düşüncelerimiz, ruhsal durumumuz ve hareketlerimizdir, ama duygularımızı neyin harekete geçirdiğini ve belirli biçimde davranmaya zorladığını büyük ölçüde bilinçli ola algılayamayız. Örneğin öfkemizi ele alalım. Genellikle öfkemizi bir kişi da grupla ilişkilendiririz. Ama dürüst davranıp daha derine insek, öfke ya da hayal kırıklığımızı tetikleyen şeyin köklerinin daha derinde olduğunu fark edebiliriz. Çocukluğumuzda yaşağımız bir şey ya da belirli koşullar bu duyguyu tetikler. Eğer artırırsak, belli nedenlerle öfkelendiğimizi, bunun apaçık kalıplı olduğunu fark ederiz. Ama öfkeye kapıldığımız anda düşünceli ya da mantıklı davranamayız, yalnızca bu duyguya kapılır ve birini suçlarız. Başka duygular hakkında da benzer şeyler söyle biliriz: Belirli olgular özgüveni, güvensizliği, gerginliği, bir kimin çekiciliğine kapılmayı ya da dikkat çekme açlığını birden tetikleyebilir. İçimizdeki derinliklerden yükselip bizi çeken ve iten bu gerginliği toplamına insan doğası adına verelim. İnsan doğasa, beyninizin belirli şekilde bağlantılar kurması, sinir sistemimizin biçilenmesi ve duygularımızı işleme süreciyle ortaya çıkar.
•
Reply
nzzolle
İnsan davranışlarının köklerini gerçekten anlayabilirsek, yıkıcı insanların davranışlarının yanlarına kar kalması zorlaşır. Bu kadar kolayca baştan çıkarılıp yanlış yönlendirilmeyiz. Onların kötü ve çıkarcı manevralarını tahmin edebilir, göstermelik hikayelerinin ardını görebiliriz. Kontrol sağlamak için bizim ilgimize muhtaç olduklarını önceden bilirsek, bizi kendi oyunlarına çekmelerine izin vermeyiz. Karakterlerinin derinliklerine bakma yeteneğimizle onların gücünü ellerinden alabiliriz. Aynı şekilde, ya kendi içimize bakıp rahatsız edici duygularımızın kaynağını görseydik ve bizi neden irademiz daşında davranmaya ittiğini anlayabilseydik? Neden başkalarının sahip olduğu şeyleri arzuladığımızı ya da niçin kendimizi bir grupla derinden özdeşleştirip, dışında kalanları hor gördüğümüzü çöze bilseydik? Ya kendi hakkımızda neden yalan söylediğimizi ya da farkında olmadan insanları uzaklaştırdığımızı öğrenebilseydik? İçimizdeki yabancıyı daha açıkça anlayabilmek, aslında onun bir yabancı değil bizzat benliğimizin bir parçası olduğunu, ayrıca düşündüğümüzden daha gizemli, karmaşık ve ilginç insanlar olduğumuzu anlamamıza yardım edecektir. Bu farkındalık sayesinde yaşamımızdaki olumsuz kalıpları kurabilir, kendimiz için bahaneler üretmekten vazgeçer, yaptıklarımız ve başımıza gelenleri daha iyi denetleyebiliriz.
•
Reply