Hayatınızda hiçbir konu ve davranış yolunda gitmiyor olabilir. Ne kral sofrasından bir lokma yemekten tat alabilir, ne de izlediğiniz filmin en acıklı sahnesinde gözünüzden akıtabileceğiniz bir damla yaşınız kalmayabilir. Tüm yaşanılanlar kifayetsiz hale geldiğinde yatağınıza yatıp başınızı yastığa koyup size cevap vermeyen lakin aynı zamanda sırlarınızı ancak mezara götürecek olan odanızın tavanına, veyahut gökyüzüne anlattığınız tüm düşünceler havaya karışıp yok olmaya mahkumdurlar. Peki ya sana bunu değiştirmenin senin avuçlarının içerisinde olan bir kelebek kadar yakınında ve sorunun o derecesine küçük olduğunu söylesem bana kızar mıydın? Sorunlarının demi tuttu öyle değil mi? Artık tat alınmaz halde, keşke diye başladığın cümleye ne kadar satır eklersen ekle hiçbir zaman geri döndüremeyeceğin bir durumdasın. Konunun başlıkları ise aşk, iş, dostluk, ve  Psikiyatristlerin bile çözemediği ailevi konuların. Konunun başlığını hatırlıyor musun? Hayır elbette çünkü sen yazının henüz ortalarına gelmeden düşüncelere daldın ve hatalarının hayalini tekrar kurdun, yaptıklarını düşündün tekrar bir keşke ile başlayan cümleni söylerken bunun etkisiz bir eleman olduğunu söylediğim an aklına geldi, peki ya tüm satırları okurken gerçekten sorununa bir çözüm söyleyeceğime ve bunu okuyan yüzlerce kişiye aynı cevabın yeteceğini inandın mı? Şimdi de sıkılıp bir an önce bitirip hiç okumamışcasına yapacaklarına devam edeceksindir. Sana bir sır vermek isterim dostum, bir dostuz öyle değil mi? Evet kesinlikle öyleyiz çünkü ben senin sırlarını anlattığın odanın tavanıyım, gökyüzündeki yıldızlarım, havadaki oksijeninim. Ben senim ve sen de sorununu çözecek cevabın kendinde olduğunu bilen kişisin. Sadece yap, düşünerek zaman kaybetme ve kaybettiklerini tekrar kazanmak için ayağı kalk ve son olarak benim için bir sigara yak. Dumanıyla bütünleş, hayaller gerçek olmak için varlar, onlar için boş tavana anlatmayı bırakıp elinden ne geliyorsa onu yap...