peormant

seni son nefesime kadar sevebilirdim, senin için herkesi değil her şeyi karşıma alırdım. Gözlerin son göreceğim, sesin son duyabileceğim şey olurdu. Kalbim de ve aklımda sadece sana yer varken öylesine birisi benimle olmayı düşünemezdi bile. Sen varken ne bir başkasına göz ucuyla bakarım, ne de elim birisine değer. Benim için sen varken bir arkadaş, ya da konuşacak kimseye ihtiyacım olmazdı. Seni ailem yerine koymuşken kimse senin yerine geçmeye bile cüret edemezdi. Peki söyle, sen kimi tercih ettin benim yerime? 

peormant

seni son nefesime kadar sevebilirdim, senin için herkesi değil her şeyi karşıma alırdım. Gözlerin son göreceğim, sesin son duyabileceğim şey olurdu. Kalbim de ve aklımda sadece sana yer varken öylesine birisi benimle olmayı düşünemezdi bile. Sen varken ne bir başkasına göz ucuyla bakarım, ne de elim birisine değer. Benim için sen varken bir arkadaş, ya da konuşacak kimseye ihtiyacım olmazdı. Seni ailem yerine koymuşken kimse senin yerine geçmeye bile cüret edemezdi. Peki söyle, sen kimi tercih ettin benim yerime? 

peormant

-Karanlık sokaklar da kaybolmuş bi' zavallıydım ben, o' mu? Evet, o' benim karanlığımı aydınlatan yıldızımdı.
          Karanlık mahvolmuş dünyamı aydınlatan, küçük yıldız.
          N'asıl mı? Mesela, gözleri. Parlıyordu adeta, gözlerinin içinde kayboluyordum her seferinde, içine çekiyordu beni.
          Sadece gözleri değil, gülüşü.. O'nun gülüşü, paha biçilemezdi. Karanlığımı yok ediyordu, yerine parıldayan yıldızlar bırakıyordu, küçük yıldızım.
          Aşk herkesin dediği gibi bi' oyundur, kazanan var, kaybeden var. Ya da kaybolan..
          Ben de öyleyim işte, gözlerinin için de kayboluyordum.
          Ve şimdi yine karanlıktayım, yapa yalnız. Özellikle de, sensiz.`