rüzgarın pencereye ıstırap çektirircesine vurduğu gecenin saatleri. gökyüzü maviliğini, asilliğini karanlığa gömmüş. kurumuş dudaklarımdan kelâmlar çıkıvermek istiyor, dert anlatmak istiyor. lâkin sarhoş bedenim -bilhassa o kadar da gerçeğin farkında- tüm her şeye engel oluyordu. bir gerçek vardı ki, her ne kadar havayı soluyorsam bir o kadar da içimde birilerini, bir şeyleri gömmüştüm, ölüyordum.