"Ulan-" demişti ki havaya kalkan kaşlarımı gördüğünde sustu. Dudaklarını birbirine bastırdığında gözlerim oraya kaysa da gözlerine geri döndüm. Bana doğru bir adım attı. "Şimdi şurada kocaman bir kartopu yapıp seni karlar arasında bırakmak vardı ama..."
"Ama?" dedim devamını duymak ister gibi.
"Ama..." dedi yine ve bir iki adım daha yaklaştı bana. "Kıyamıyorum."
"Niye be?" diye yükselmemi ben de beklememiştim. Niye kıyamıyordu? Kıysındı. Ben kıymıştım ona! "Savaş dediğin tek taraflı olmaz, Yamanel. Düşmanına kıyamamak da ne demek?"
Tek kaşı havalandı. "Savaş mı istiyorsun?"
Zevkle gülümsemiştim. Başımı aşağı yukarı salladım hevesle.
Yerden az bir miktarda kar alıp top yaptı ve o da bana fırlattı. Hayır, o kafama fırlatmamıştı. İnsaflı çıkmıştı benden. Hatta yaptığı kartopu bile benimkinin yarısı kadardı. Böyle savaş olmazdı ama olsun, bununla yetinecektim.
"Seninle tek savaşacağım konu budur, Aylim." dedi ben ona yeni bir kartopunu sertçe fırlatırken. "Unutma."
O da bana sahici bir gülümsemeyle yeni yaptığı kartopunu fırlatırken sırıttım. Garip bir şekilde eğleniyordum. "Orasını göreceğiz, Yamanel."
☆●☆●☆●☆●☆●
Polat & Aylim
diyelim efendim...