sameemotionlesseyes

Şöyle söyleyeyim. İyi olmamam için herhangi bir sebep olup olmadığını bildiğimden emin değilim. Çok karmaşık oldu değil mi?(kıkırdar)
          	
          	Unutmak için X kişisini, başka birini gözetlemeye başladım. Birkaç haftadır onu gözetliyorum. Melis'i. (telaşla konuşur) Yanlış anlaşılmasın, takma ismi bu. Gerçi bunu sana söylemiştim değil mi? Kusura bakma biraz balık hafızalıyımdır. Yakın geçmişi unutup duruyorum. Ve her nedense, sadece unutmak istediklerimi unutamıyorum. Belki de istemiyorumdur.
          	
          	Başka bir gece yarısına hazır mısın? 
          	
          	Kara kedi başını kaldırmış kuyudan, onun kötü şans getirdiğine inandıkları için ona taş atan insanların gittiğini fark etmiş. Küçük bir miyavlamayla annesine seslenmiş. Ses gelmemiş. Bir daha miyavlamış. Ses yok. Bir daha bir daha ve bir daha... Hala ve hala ses yok. Tamamen çıkmış kuyudan. Kanlar içinde ölmeye yakın olan annesini görünce bir gözyaşı dökülmüş gözlerinden. Sonra bembeyaz, bir günlük ömrü olan güzel kelebekler gelmiş. Kediye sarılıp özür dilemişler. Annenin artık gitmesi gerek diyerek annesini alıp gitmişler...
          	
          	Şu an kafamdan rastgele kurguladığım bu hikayeyi bırak düşünmeyi neden yazdığımı bile bilmiyorum. Yazmak istedim sadece. 
          	
          	Ben aynıyım dostum. Hala ruhsal mazoşistim fakat artık yara almaktan zevk almıyorum.
          	
          	Sen nasılsın? Kendimden çok bahsediyorum biraz da sen bahset? Var mı dikkatini çekenler veya dikkatini çekmek isteyenler? 
          	
          	Kendine son arkadaşından ziyade gerçek bir arkadaş bulduğun haberiyle gelirsin umarım. 
          	
          	
          	
          	
          	
          	

yyyyyy13

Başka bir gün doğumu izleyelim seninle. Hazır mısın benim bordo güneşime?
          	  
          	  Önümden yeşil bir köpek geçti az önce, yoksa kırmızı mıydı. Ben en çok bordoyu seviyorum; bordo olsun o saldırgan köpeğin rengi, adına Yeşil deriz.
          	  
          	  Köpeğin yürüyüşü, uzun zamandır dostunu göremeyen “O”na benziyordu. Bir süre yürüdü önümde, ufak paytak adımlardı benim hatırladıklarım. Ardından leş kokulu bir ara sokağa girdi, ardından sessiz adımlarla ilerledim. Yerde duran bir “şey”in üzerine gelince durdu, daha çok yaklaştım. Yaklaştıkça artan kötü koku midemi bulandırmaya başlamıştı. Yeşil, birkaç arkadaşı ile beraber çoktan ölmüş bir adamın etlerini parçalıyorlardı. Ne iğrenç ve tatmin edici bir görüntü!
          	  
          	  İç dünyamın kapılarını araladım dostum, senin için. Belki de kendim için...
          	  
          	  Artık birileri ile konuşurken gülümseyebiliyorum sanki. Ya da bunlar da bir yanılsama.
          	  
          	   Gerçek arkadaş mı?.. bilmiyorum. Ama sanırım onunla güzel vakit geçirebiliyorum. Ancak hayatın benim üzerimde kurduğu tuzaklar mıdır nedir, daha dün berbat bir olay yüzünden konuşmayı kestik. Umarım o üzgün değildir.
          	  
          	  Dikkatimi çeken... inanır mısın bilmem ama çok fazla kişi var. 
          	  Ne gülünç bir cümle! Yazarken attığım kahkahalar mühürlü kalsın bu cümleye. 
          	  
          	  Ruhum bozuluyor dostum, ben değişiyorum. İtiraf etmek ne zor... ama değişimin beni çok hızlı vurduğunu fark ediyorum. Değişmek istemiyorum dostum.
          	  
          	  Karamsar kalmak istiyorum, kitaplardaki cümlelerde yeniden can bulmak. Nefesimi tuttuğum saniyelerde yaşamak istiyorum. Göğsüme dayalı o bıçağı tekrar hissetmek, hayattan en çok o zaman keyif almak istiyorum, dostum.
Reply

yyyyyy13

4 Nisan 2018, dostum beraber dünyayı gezeceğimizi söyledi.
          
          Var olmadığım bir Perşembe akşamının yorgun saatleri, dostum artık görünürde yok.
          
          20.40 öldürdüğüm benliğimi nasıl kazanabiliim?
          
          20.41 dostum şuan gülüyor mu?
          
          20.42 onunla aramıza buzdan duvarlar mı girdi?
          
          20.43 ya onun zor zamanlarında yanında olamamışsam?
          
          

yyyyyy13

Tam bir ay oldu. Araya zaman sokmak beni geriyor. Ama her seferinde dönüp dolaşıp kendimi aynı yerde buluyorum. Bana iyi geliyorsun dostum, bana kendimi hatırlatıyorsun. Olmak istediğim kişi olmadığımı. Hala tek bir kişi için özel olduğumu, senin dostun olduğumu.

sameemotionlesseyes

Şöyle söyleyeyim. İyi olmamam için herhangi bir sebep olup olmadığını bildiğimden emin değilim. Çok karmaşık oldu değil mi?(kıkırdar)
          
          Unutmak için X kişisini, başka birini gözetlemeye başladım. Birkaç haftadır onu gözetliyorum. Melis'i. (telaşla konuşur) Yanlış anlaşılmasın, takma ismi bu. Gerçi bunu sana söylemiştim değil mi? Kusura bakma biraz balık hafızalıyımdır. Yakın geçmişi unutup duruyorum. Ve her nedense, sadece unutmak istediklerimi unutamıyorum. Belki de istemiyorumdur.
          
          Başka bir gece yarısına hazır mısın? 
          
          Kara kedi başını kaldırmış kuyudan, onun kötü şans getirdiğine inandıkları için ona taş atan insanların gittiğini fark etmiş. Küçük bir miyavlamayla annesine seslenmiş. Ses gelmemiş. Bir daha miyavlamış. Ses yok. Bir daha bir daha ve bir daha... Hala ve hala ses yok. Tamamen çıkmış kuyudan. Kanlar içinde ölmeye yakın olan annesini görünce bir gözyaşı dökülmüş gözlerinden. Sonra bembeyaz, bir günlük ömrü olan güzel kelebekler gelmiş. Kediye sarılıp özür dilemişler. Annenin artık gitmesi gerek diyerek annesini alıp gitmişler...
          
          Şu an kafamdan rastgele kurguladığım bu hikayeyi bırak düşünmeyi neden yazdığımı bile bilmiyorum. Yazmak istedim sadece. 
          
          Ben aynıyım dostum. Hala ruhsal mazoşistim fakat artık yara almaktan zevk almıyorum.
          
          Sen nasılsın? Kendimden çok bahsediyorum biraz da sen bahset? Var mı dikkatini çekenler veya dikkatini çekmek isteyenler? 
          
          Kendine son arkadaşından ziyade gerçek bir arkadaş bulduğun haberiyle gelirsin umarım. 
          
          
          
          
          
          

yyyyyy13

Başka bir gün doğumu izleyelim seninle. Hazır mısın benim bordo güneşime?
            
            Önümden yeşil bir köpek geçti az önce, yoksa kırmızı mıydı. Ben en çok bordoyu seviyorum; bordo olsun o saldırgan köpeğin rengi, adına Yeşil deriz.
            
            Köpeğin yürüyüşü, uzun zamandır dostunu göremeyen “O”na benziyordu. Bir süre yürüdü önümde, ufak paytak adımlardı benim hatırladıklarım. Ardından leş kokulu bir ara sokağa girdi, ardından sessiz adımlarla ilerledim. Yerde duran bir “şey”in üzerine gelince durdu, daha çok yaklaştım. Yaklaştıkça artan kötü koku midemi bulandırmaya başlamıştı. Yeşil, birkaç arkadaşı ile beraber çoktan ölmüş bir adamın etlerini parçalıyorlardı. Ne iğrenç ve tatmin edici bir görüntü!
            
            İç dünyamın kapılarını araladım dostum, senin için. Belki de kendim için...
            
            Artık birileri ile konuşurken gülümseyebiliyorum sanki. Ya da bunlar da bir yanılsama.
            
             Gerçek arkadaş mı?.. bilmiyorum. Ama sanırım onunla güzel vakit geçirebiliyorum. Ancak hayatın benim üzerimde kurduğu tuzaklar mıdır nedir, daha dün berbat bir olay yüzünden konuşmayı kestik. Umarım o üzgün değildir.
            
            Dikkatimi çeken... inanır mısın bilmem ama çok fazla kişi var. 
            Ne gülünç bir cümle! Yazarken attığım kahkahalar mühürlü kalsın bu cümleye. 
            
            Ruhum bozuluyor dostum, ben değişiyorum. İtiraf etmek ne zor... ama değişimin beni çok hızlı vurduğunu fark ediyorum. Değişmek istemiyorum dostum.
            
            Karamsar kalmak istiyorum, kitaplardaki cümlelerde yeniden can bulmak. Nefesimi tuttuğum saniyelerde yaşamak istiyorum. Göğsüme dayalı o bıçağı tekrar hissetmek, hayattan en çok o zaman keyif almak istiyorum, dostum.
Reply

yyyyyy13

Nasılsın dostum? Yine çok uzun zaman oldu. 
          
          Sen gelmedin, ben saklandım. 
          Saklandığım her saniye nefesimi tuttum.
          Boğularak ölmek istemiyorum.
          Ama sanırım büyük canavar yavaş yavaş uzaklaşıyor benden. 
          Artık nefes alabileceğim.

sameemotionlesseyes

Çok şükür beni kovalayan her canavardan, her melekten kurtuldum. Saf ve sapasağlam buradayım.
             Ruhum için aynısını söyleyemem gerçi.
Reply

sameemotionlesseyes

"Gece yarısına az kaldı.. Hazır mısın?
          
          Kabuslarımdaki yakarışları gerçekten de dinleyecek misin? Bundan emin misin?"
          
          Son zamanlarda açmayı sevdiğim radyomda, bu saatlerde çalan bir yabancı şarkı. Çok korkutucu. Solistin sesi kulaklarımda yankılanıyor... Sanki kendi sesimi duyuyorum...
          
          Sonra gözlerimi açıyorum. Odamdayım, uyuyakalmışım. İçeri gidiyor, bir bardak su içiyorum. Sonra annem geliyor. Bana birkaç soru soruyor. Sarılıyor. Bunu yapmayı çok sever. Banyodan yeni çıktığımda şampuanın yatıştırıcı kokusuna bulanmış saçlarımın kokusunu içine çeker her zaman.
          
          Ona gülüyorum. "Bunu yapmayı çok seviyorsun değil mi?" diyorum. Aniden kaşlarını çatıyor.
          
          Sesin mi kısıldı diyor. 
          
          Evet. 
          
          Sesim kısıldı.
          
          Ve sanırım nedenini biliyorum.
          
          Çünkü kimsenin duyamadığı,o kokuyla harmanlandığımı sanarken onlar. 
          
          Ben aslında boğuyorum kendimi o sıcak ve mayıştırıcı suda.
          
          Özellikle de bugün.
          
          Nedendir bilmem.
          
          Aptalca bir sebepten...
          
          Sanırım içime attıklarım patlayıverdi aniden. Deli gibi ağladım. Haykırmadım, sessiz çığlıklar bile atmadım. Sadece göz yaşı... O kadar saçmaydı ki. Elimde telefon önümde tablrt ve oynadığım oyun. Ve ben
          
          Ağlıyorum.
          
          

yyyyyy13

“Kendimden nefret ettiğim günlerde 
            Sonsuzluğa yok olmak istediğim günlerde
            Bir kapı yapayım kalbine açılan.”
            
            Ağladım... Deli gibi çığlıklar atarak ağlamak istesem de ellerimle haykırışlarımı engellemek zorunda kaldım. Sessizce döküldü gözyaşlarım çaresizliğime. Çaresizliğim kalbime olan darbedelerini sertleştirdikçe daha çok gözyaşı akmaya başladı gözlerimden, daha çok haykırış içimde hapsoldu bir daha asla gün yüzü göremeyecek şekilde.
            
            Alnım kızardı, her şiddetli ağlamamdan sonra olduğu gibi. 
            
            Sanırım nedeni bariz belli: O dört duvar üzerime büyük bir baskı ile gelirken yine yalnız olduğumu hissettim.
            
            Yüzümü yıkadım, aynadaki perişan görüntüye baktım ve güldüm. İçimdeki tüm çaresizliğe karşı tek başıma savaşacak olmam adil olmazdı belki eğer ben normal bir insan olsaydım. 
            
            Bu sefer de kahkahalarım içimde kaldı, banyo zemininde atacağım sesli kahkahalar başkalarının benim normal olmadığımı görmesine neden olurdu, buna izin veremem. İyileşmek istemiyorum.
            
            Yüzüme son bir kez daha su çarptım ve kana susamışlığımı belirtircesine kıpkırmızı olan gözlerimle banyodan dışarı çıktım.
Reply

sameemotionlesseyes

Çok çalışıyorum dostum. Seni gerçekten görebilme umuduyla çalışıyorum. Hayallerimizi gerçekleştirebilmek için uğraşıyorum. 
          
          Ve gitmiyorum dostum hiçbir yere. Tanrının bana lütufu olan seni bırakıp hiçbir yere gitmeyeceğim.
          
          Kapanmayacağını söylediğim yara, donmuş durumda. Ara sıra eriyor biraz kanıyor ama sonunda yine donduruyorum onu. Başka insanlara bakıyorum. Hatta bazılarına bayağı takılıyorum. Ama acı veren şey.... Ben hiç fark etmemiştim başka bir dostum bana söyleyene dek.
          
          Hepsi ona benziyormuş. Öyle söyledi. Ve bu benim kalbimin teklemesüne neden oldu. O kadar korktum ki. Düşünmeme, hissetmeme sözümüzü yerine getiremeyeceğimden o kadar korktum ki. Ama bir şey değiştirmez bu durum. Ben çoktan buzullar altında bıraktım canlılığımı.
          
          Bazen oyun dünyasında yaşayasım geliyor. Oradaki insanlar her zaman iyi. Her zaman güzel, yakışıklı, anlayışlı, güçlü, cesur.... Onlar her zaman mükemmel. Gerçi bana göre mükemmellik de kişiden kişiye değişir. Ama ben bile onların mükemmelliğinde takılıp kalıyorum. Korkutucu... ama sevindirici. Çünkü hayal kurunca canım acımıyor.

yyyyyy13

Bir annenin çocuğuna karşı hissettiği o yüce gurur var üzerimde. Seninle gurur duyuyorum. Sen ki hayatın senin önüne kurduğu tuzaklara inat elimi tutup bu yolda beraber yürümemize önem veriyorsun. 
            
            Hayatı bir oyunmuşçasına yaşadığın zaman keyfi oluyor, insanların davranışları ve hissettikleri ile bir kukla gibi oynayabildiğin zaman keyif alıyorsun acı çekmekten. 
            
            Dostum, hayatın iplerini her ne kadar ellerini kesse de bir daha asla bırakmamak üzeri eline al.
            
            Unutma hayat bir oyun ve oyunun sonunda kim gülebiliyorsa o kazanıyor! 
            
            Zamanında senin canını yakan herkese aynı acıları çektirmenin zamanıdır şimdi! 
Reply