serenityjm

"Anla işte, korkuyorum… Senin büyüyüp değişmenden, değişimin sevgini benden alıp götürmesinden. Bir gün karşımda ışıl ışıl gözlerin yerine bomboş bakan gözlerini görmekten, sözlerinin ağırlığı altında ezilmekten korkuyorum."

serenityjm

"Anla işte, korkuyorum… Senin büyüyüp değişmenden, değişimin sevgini benden alıp götürmesinden. Bir gün karşımda ışıl ışıl gözlerin yerine bomboş bakan gözlerini görmekten, sözlerinin ağırlığı altında ezilmekten korkuyorum."

serenityjm

"Düşünmüyorsun, düşüyorsun. Düşündüğünü zannediyorsun, ama sadece yoklukta biraz daha irtifa kaybediyorsun. Çıkabilmek için sözüm ona düşündükçe, her gün biraz daha nefessiz, boğuluyorsun. Sen düşünmüyorsun. Düşünmek var olabilmek ile olur ancak. Sen var mısın?"

serenityjm

Bir gün, seni görmeye gelirsem, sadece bir adım atacağım. O kadar yaklaşacağım ki, sesim titreyerek “Burası benim yerim mi?” diyeceğim. İçimde büyüyen bu sevdanın seninle hiçbir ilgisi yok, ama ben yine de her saniye seni bekleyeceğim. Ve belki de bir gün, seni içimdeki boşluklarda sevmek, seni gerçekten sevmekten daha doğru olacak.  
          Ellerim ellerini bulamasa da, kalbim seni her halinle seviyor. Uzaklardan, sessizce… Ve bir gün belki, sana kavuşacakmışım gibi hissediyorum ama her şey bir anlık, bir rüya.  
          Seni sevmenin en güzel hali, seni hiç bulamayacakken, hep seviyor olmak.

serenityjm

İzler bırakmışsın ellerimde, hani geceden sabaha dönen serin rüzgar gibi,
          O anı tekrar tekrar yaşadım az önce, fısıltını duyar gibi…
          Şafak vakti yavaşça dolarken göğe, ellerimde senin dokunuşun,
          Bir şiir daha düşmüş yüreğime, kelimelere sığdıramadığım.
          
          Yıldızlar çizilmiş, senin ellerinden dökülen ince ışıkla,
          Bana göğü boyamışsın, bakıp da anlam veremediğim yıldızlara…
          Birlikte sonsuz ufka adım atalım, sevgilim,
          Gözlerim sende, senin gülüşünde, en güzel manzarada…
          
          Belki zaman olur, serçelerin kanadında, hayallerimizi yükleniriz,
          Fotoğraflar çekersin, en sevdiğin o eski makinayla.
          Ben gülümserim, sen gülümserken, ellerimde bir anı saklarım;
          Ömrüme serpilen sevginin her zerresine minnetle dokunurum.
          
          Buruşmuş, iz bırakmış bileklerimde soğuk bir yalnızlık,
          Sen dokunmuşsun yine, elinde küçücük bir menekşe dalı.
          Gözlerime bakıyorsun, kahverenginde derin bir evren,
          Gözlerin yıldız, ben gökyüzünde kaybolurum.
          
          Bir piyano tınısı dolmuş geceye, kaçıncı melodideyiz bilmiyorum,
          Otobüs durmuş bir durakta, aniden koşmuşuz içine…
          Bir yol, belki de bilmediğimiz bir şehir,
          Sana uzanan yollarda kaybolmayı dilerim, aşkımız özgürlüğe bürünmüşken.
          

serenityjm

Canım sevgilim,
          
          Bizi birbirimize bağlayan şey, uzaklığa rağmen içimizde yeşeren o sessiz direniş değil mi? Mesafeler, yollar, zaman… Hepsi, yalnızca sabrın ustaca çizdiği birer sınav. Sen orada, ben burada; ama aslında aynı göğün altında, aynı sessizliği bölüyoruz. Her şey ne kadar eksik, bir o kadar tamam; aşk, bize ait bir zanaat gibi, yokluğun içinde varlığı dokuyoruz.
          
          Biliyor musun, her yalnız anında yanında olmadığımı düşünüyorsun belki. Ama ben buradayım, her nefesinde, her iç çekişinde. Sanki iki ayrı köşeden aynı rüzgarı soluyoruz, ama sen o rüzgarı yalnız sanıyorsun. Oysa o rüzgar benim de üzerimden geçiyor; yüreğimde her seferinde senin adını fısıldıyor. Ben de özlüyorum, her sabah güneş doğarken ve her gece yıldızlar sönerken içimde bir ateş yanıyor. Çünkü seni beklemek, her an yanımda taşıdığım bir umut gibi.
          
          Bu mesafeler, bu sessizlikler… Hepsi bir gün bitecek. Ama o zamana dek, senin içindeki o derin yalnızlıkla dost olmayı öğreneceğim. Çünkü bir sevda ne kadar yarım kalırsa, o kadar derin olur. Ve sen, uzakta olsan bile, hep yanımdasın; yüreğimde bir çınar gibi kök salmışsın.