İzler bırakmışsın ellerimde, hani geceden sabaha dönen serin rüzgar gibi,
O anı tekrar tekrar yaşadım az önce, fısıltını duyar gibi…
Şafak vakti yavaşça dolarken göğe, ellerimde senin dokunuşun,
Bir şiir daha düşmüş yüreğime, kelimelere sığdıramadığım.
Yıldızlar çizilmiş, senin ellerinden dökülen ince ışıkla,
Bana göğü boyamışsın, bakıp da anlam veremediğim yıldızlara…
Birlikte sonsuz ufka adım atalım, sevgilim,
Gözlerim sende, senin gülüşünde, en güzel manzarada…
Belki zaman olur, serçelerin kanadında, hayallerimizi yükleniriz,
Fotoğraflar çekersin, en sevdiğin o eski makinayla.
Ben gülümserim, sen gülümserken, ellerimde bir anı saklarım;
Ömrüme serpilen sevginin her zerresine minnetle dokunurum.
Buruşmuş, iz bırakmış bileklerimde soğuk bir yalnızlık,
Sen dokunmuşsun yine, elinde küçücük bir menekşe dalı.
Gözlerime bakıyorsun, kahverenginde derin bir evren,
Gözlerin yıldız, ben gökyüzünde kaybolurum.
Bir piyano tınısı dolmuş geceye, kaçıncı melodideyiz bilmiyorum,
Otobüs durmuş bir durakta, aniden koşmuşuz içine…
Bir yol, belki de bilmediğimiz bir şehir,
Sana uzanan yollarda kaybolmayı dilerim, aşkımız özgürlüğe bürünmüşken.