Ruhum gökyüzünde asılı. Belki de bu yüzden yıldızlar kadar saklıyım.
Tanrım, kesinlikle gökyüzündeki o ışıltısıyla herkesin gözünü kamaştıran, herkesin kendisinin olmasını istediği o parlak yıldızlardan olmadım. Gecenin görkemli tablosunda varla yok arasında, bir noktadan da küçük ve cılız görünen o yıldızdım. Varlığım ne birini mutlu etti ne de mutsuz. Gereksizdim çoğuna göre, küçücük ve korunmasız göründüm. Beni kimse istemedi. Kimse gerçeği farketmedi.
Ama bilmedikleri bir şey vardı.
Ben onlara en uzak olan, en parlak ve büyük yıldızdım. Sadece aramızdaki mesafeyi azaltmayı deneselerdi benim ışığımda boğulacaklardı. Bunu bilemediler, farkedemediler. Gözlerini boyayan yalanları tercih ettiler. Ben de gerçeği söylemedim zaten.
Tanrım, gökyüzünde dolunay var tam da şuan. Benim sessizliğim ve yalnızlığımı mı aydınlatıyor, yoksa o da bir yalancı mı?
Ben kim miyim?
Gökyüzüne ruhunu asmış o küçük kız çocuğuyum. Saklanmayı sizin o tercih etmediğiniz küçük yıldız kadar becerebiliyorum. Gücümü göstermek istesem ne farkedilebiliyorum, veda edip gitmek istesem ne sönebiliyorum.
İçimi yıllardır kendime döküyorum. Dolunay şahidim olsun, bir kez neden ellerimi mürekkebime bulamayayım?
İşte bu.
Geceyle olan anlaşmamdan kaçmayacağım. Yıllardır kaçtığım şeye koşacağım.