sokrattaez

kendimi arıyorken, olmaktan korktuğum yerdeyim. 

ruhsalkanser

zaten, en vahşi dövmeler ellere yapılanlardır. dönüşü olmayanlar. tek yönlü yollar. parmaklarına harfler yazdıranlar, saklayamazlar deliliklerini, ellerini tokalaşmak için, iş istedikleri adama uzatırken. gizleyemezler içlerindeki fırtınayı

sokrattaez

saat 10'a geliyor. gözümü bile kırpmadım geçen gecede. 41 tane tilki dolaştı beynimin kıvrımlarında. saklambaç oynar gibi denk gelmediler birbirlerine hiç. 41 farklı konu yoktu ortada aksine özne tek kişiydi. ilk tilki "kimseye eğilmez benim boynum" demesiyle girdi kafama. nitekim ben de öyle düşünüyordum. kimse eğemezdi onun boynunu. güç delisi birisiydi. takıntılıydı, sadece kendini severdi. tıpkı benim gibi. ama o gece benim için dizlerinin üzerine çöktüğünde rönesans devriminden daha büyük bi' devrimi başlatmıştı içimde. kendime hep şunu sordum geçen gecede, sen yapar mıydın? bu soru beynimi saatlerce oyaladı. o oyalandıkça tilki sayısı daha çok arttı ve ne zamandır tuttuğumu unuttuğum nefesimi yeni veriyorum. cevap beni tatmin etmedi. çünkü insan ölümün binbir türlü hâlini düşleyebilir hatta kendine göre bir ölüm bile beğenebilir ama kimse ölümünün bir erkek tarafından, en yakıcı duygularla olmasını istemez. ölecektim ama ortada silah olmayacaktı, ölecektim ve ortada bir ben de kalmayacaktı. ölüm kontratını imzalıyorum kanımla. 

sokrattaez

bitsin artık şu siktiğimin hayatı. 

sokrattaez

çünkü ben artık kendime de tahammül edemiyorum. 
Reply

sokrattaez

Tanrım, bu sefil hayatımı sonlandır. 
Reply

sokrattaez

beynim artık hiçbir şeyi ayırt edemiyor. 
Reply

sokrattaez

mükemmel bir gömlek buldu ama bedenine uygun değil. yenisi de gelmeyecekti. bi' heves etti aldı. içersine biri daha girecek kadar büyüktü. zaten vücut yapacağını ve o gömleğin ona çok yakışacağını söyledi durdu. bir gün çıkageldiğinde üzerinde tanıdık bir şey gördüm. vücudunu geliştirmek yerine gömleği küçülmüştü, her tarafı hata doluydu. kısacası bırakalım o eski ihtişamını, yüzüne bakılmayacak bir duruma getirmişti. 

siktireceg

@ sokrattaez  taşak geçme lan 
Reply

sokrattaez

@ siktireceg   zekâ man. 
Reply

siktireceg

kısaca birini çok beğendiniz ama size bazı özellikleri uymuyor. bu değişir kafasına girmemek lazım. gerçek sevgi değiştirmek üzerine değil, olduğu gibi kabul etme üzerinedir. 
Reply

meaziler

Özgürlük bu mu? Ta yukarılarda, bahçeler kente doğru tembelce iniyor; her bahçede bir ev yükseliyor. Ağır ve hareketsiz denizi görüyorum, Bouville'i görüyorum. Hava güzel.

meaziler

Şu Güneş'ten, şu öğle sonrasından geriye hiçbir şey, bir anı bile kalmayacak.
Reply

meaziler

Bugün hayatım sona eriyor. Yarın içinde bunca zaman yaşadığım ve ayaklarımın ucunda uzanan şu kenti terk edeceğim. Burası tıkız, burjuva, halis Fransız bir ad olarak kalacak yalnız; hafızamda bir ad. Bir zaman gelecek, "Bouville'deyken bütün gün boyunca ne yapardım?" Diye soracağım. 
Reply

meaziler

Geçmişim öldü. Bay De Rollebon öldü, Anny sadece bütün umutlarımı kırmak için geri geldi. Bahçeler boyunca uzayan şu beyaz sokakta yalnızım. Yalnız ve özgür. Ama bu özgürlük ölüme benziyor biraz.
Reply

nietzscshe

sustu. konuşmak gereksizdi. bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. biliyordu; anlamazlardı.

sokrattaez

@ jeoniktir  yıldız sunulmuyor karanlıklarıma. tüm yıldızlar sana sunulsun bu gece. 
Reply

sokrattaez

içinden çığlıklar attı, kıyametler kopardı ama yine de sustu. biliyordu; yılgın kelimelerinin bir yere gideceği yoktu.
Reply

nietzscshe

zifiri karanlıklar, mümkünse yıldızlı geceler.
Reply