Matmazel, aslında hâlâ aynıydı sadece korkularına bir tane daha eklenmişti. Tekrar aynı şeyleri yaşayacağının korkusu. Oysaki bilmiyordu ki aşığının onu bir daha incitmeyeceğini, ama korkuyordu işte. Hevesi kırılmıştı biraz da. Kırmıştı birileri hevesini. Zamanında hevesini kıranın da aşığının oluşu onu inciten gerçekti. Değişti zamanla aşığı da, aynı değildi. Matmazel için tüm engelleri yıkabilirdi artık. Ama o da korkuyordu, alıcağı tepkiden, matmazelin onu eskisi gibi sevmeyeceğinden ve en çokta bunu sürdüremeyebileceklerinden. Farkındaydı o da her şeyin. Çok geç(?) kalmış olabileceğinin farkındaydı. Aşk ikisini de fazlasıyla hırpalamıştı, kaptırmışlardı kendilerini serpecik aşklarının ateşine... Şimdiyse o ateşte ikisi de yavaş yavaş yanıyor, külleriyle -korkutucu- rüzgara kapılıyorlardı.