Zaman değişiyor günler birbiri ardında sürüklenip gidiyor öylece fakat sen gelmiyorsun. Utanıyorum, özlüyorum, inciniyorum yeni duyguları öğretiyor bana yokluğun. Sen hep böyleydin küçük yaşına rağmen yol gösterenim oldun. Sana attığım papatyayı beğendin mi? ben çok beğendim çünkü senin gibi ufacık. Ne güzelsin esmerim ne güzelsin bana! kelimelerin, ruhun, inceliğin... Aklıma düştü bir cümlem, "Senin evin yanmış bitmiş benim kalbime" devamında ufacık bir sitem geldi, "Yeni mi anladın göğsümün sızısı." Özür dilerim, tüm özürler sana aşkım affet. Her seni yâd ettiğimde düşüyor mu göğsüne bir sızı? Benim düşüyor. Küçülüyorum acizliğime, sensizliğime, bencilliğime, şımarıklığıma. Sızlamasın yüreğin evime her daim özlemle doluyum, bil ki gidemeyişimin tek nedeni evimizi zambaklarımızı bizsiz bırakmak istemeyişimdendir. Sen yuvanda bize şiirler işlemeye devam et bir gün en ıssız vadide bizimde zambaklarımız hiç solmamak üzere açacak, onları yüreğimden öpeceğim. Gözlerine içten öpücüklerimi sunuyorum sakın deme "Mio caro gözlerimden öpme ayrılık getirir." Olsun gelsin ben yine de bulurum seni, rüyalarda.