Rüzgâr esiyor ılık ılık yüzüne. Dalgalar vuruyor uçuruma suyu köpürte köpürte. Ve sen sanırım uçurum kenarında kalmış bırakılmış bır görmeyesin . Görmüyor gözün uçurumun kenarını ama hissediyorsun . Ve sen sen neden böylesin? İlerliyorsun uçurum kenarına görmeden ma hissederek . Bir adım ve bir adım daha... Sonra ne mi oluyor...boşluk ayağın boşlukta saniyeler sonra bedenin suların içinde ve sen ölüyorsun boğularak ,çırpınmadan... neden öldüğünü nasıl öldüğünü görmüyorsun ama hissediyorsun.