urllucy

Bazen tek bir kelime, çokça şey hissettirirdi.
          	
          	Anlamıyorum aslında hâlâ. Her defasında kendimde buluyorum suçu. Başka bir seçenek bile yok aslında.
          	
          	Dayanamıyorum, zihnim patlayacak gibi oluyor, arada vuruyor böyle ve düşünmeye başlıyorum. "İnsanlara, sırf hasta bir çocuğa bakarken neler çektiğini anlatmak için mi baktın sen bana?" "Büyük olan senken, her seferinde ağlayabileceğin bir omuz ve terapist bulmak için mi yetiştirdin sen beni?" "İnsanlara beni anlatarak kendinizle övünebilmek için mi büyütüyorsunuz beni?"
          	
          	Bazen neden bu kadar zor olduğunu da düşünürdüm. Pek çok şeyin. Bazen sevilmek, bazen sevmek, bazense yaşamak. Meditasyon yaptım, yoga yaptım, yorgunluktan uyuyayım da düşünmeye vaktim kalmasın diye bedenimin her zerresini harcadım.
          	
          	Duvar oldum, hiçlikte yaşadım, küçücükken bile çirkinim diye benimle kimse oyun oynamadı, sen de. Her gece çığlıklar atarak kabuslarla uyandığımda, sizin yatağınıza sığınmak istediğimde ittin beni. Şimdi bile kimseye söyleyemesem de korkudan her gece açık ışıkla, aynaları örterek, kapımı kapayarak yatıyor ve bazı geceler yine de ürküyorum.
          	
          	Ancak sen ve senin hissettirdiklerin büyüttü beni: "Anne." Sen, karın yağışı kadar güzel ve bir o kadar da soğuksun bana. Sen, değersiz misafir çocuklarını canından öteye koyup beni unutacak kadar uzaksın bana. Ve sen, her defasında böyle ilerlerken bazenleri de beni mutlu ettiğin için yanlışsın bana. Bunları yapıp benim kafamda kuran bencil bir piç ve değer bilmeyen bir evlat olduğumu düşündürdüğün için, en çok da bunun için yanlışsın bana.

urllucy

Bazen tek bir kelime, çokça şey hissettirirdi.
          
          Anlamıyorum aslında hâlâ. Her defasında kendimde buluyorum suçu. Başka bir seçenek bile yok aslında.
          
          Dayanamıyorum, zihnim patlayacak gibi oluyor, arada vuruyor böyle ve düşünmeye başlıyorum. "İnsanlara, sırf hasta bir çocuğa bakarken neler çektiğini anlatmak için mi baktın sen bana?" "Büyük olan senken, her seferinde ağlayabileceğin bir omuz ve terapist bulmak için mi yetiştirdin sen beni?" "İnsanlara beni anlatarak kendinizle övünebilmek için mi büyütüyorsunuz beni?"
          
          Bazen neden bu kadar zor olduğunu da düşünürdüm. Pek çok şeyin. Bazen sevilmek, bazen sevmek, bazense yaşamak. Meditasyon yaptım, yoga yaptım, yorgunluktan uyuyayım da düşünmeye vaktim kalmasın diye bedenimin her zerresini harcadım.
          
          Duvar oldum, hiçlikte yaşadım, küçücükken bile çirkinim diye benimle kimse oyun oynamadı, sen de. Her gece çığlıklar atarak kabuslarla uyandığımda, sizin yatağınıza sığınmak istediğimde ittin beni. Şimdi bile kimseye söyleyemesem de korkudan her gece açık ışıkla, aynaları örterek, kapımı kapayarak yatıyor ve bazı geceler yine de ürküyorum.
          
          Ancak sen ve senin hissettirdiklerin büyüttü beni: "Anne." Sen, karın yağışı kadar güzel ve bir o kadar da soğuksun bana. Sen, değersiz misafir çocuklarını canından öteye koyup beni unutacak kadar uzaksın bana. Ve sen, her defasında böyle ilerlerken bazenleri de beni mutlu ettiğin için yanlışsın bana. Bunları yapıp benim kafamda kuran bencil bir piç ve değer bilmeyen bir evlat olduğumu düşündürdüğün için, en çok da bunun için yanlışsın bana.

urllucy

Neden kimse kimseye güvenemiyor Lavinia? Yalnızca sen ve benden söz etmiyorum, biz değiliz bu konu. Ben, güvenemiyorum Lavinia. Zaten sen de bu yüzden gitmedin mi? Neler söylersen söyle sana güvenemedim diye gitmedin mi Lavinia?
          
          Özür dilerim, güvenemiyorum ben. Özür dilerim çünkü kimse bana bir şey anlatmazken birine bir şey anlatmak parçalıyor ruhumu. Kimse dizlerinin kanadığını bile söylemezken ben düştüm diyemiyorum onlara Lavinia. Bazı vakitler geliyor, söylüyorum onlara. Sonra saatlerce yük gibi, çöp gibi hissediyorum ben.
          
          Sana da söylemedim mi sanki? Söyledim elbette. Nefes bile alamıyorken çareyi aradım sende. Panik atak geçirirken bile sakinliği istedim seninle. Şimdiyse yalnızca değersiz, çöp ve yük gibiyim ben Lavinia. Adını gizliyorum ki, sen de bilme Lavinia.

urllucy

Ya da sadece bir sigara yakmalıyım. 
Reply

urllucy

Biraz daha yordu bedenini, biraz daha doldurdu zihnini. Tüm hayatım yalnızca çalışmak dolu olsun da düşünmeyeyim, istedi. Böyle olana dek durmadı ve uykusuz kalıp çalışma yetiştirme derdine düşecek konuma geldi. Çünkü öyle olmak zorunda hissetti. Peki ya sonucu ne oldu?
          
          "Kendini dibe çekiyorsun. Dönüp dolaşıp aynı yere dönüyor, yerine sayıyorsun." 

flawderson

karanlık sokaklarda,
          her yeri dolduran adım seslerinle,
          nereye gidiyorsun?

flawderson

ama orası huzurlu hissettirmiyor
Reply

urllucy

"Sana bir soru sorayım mı her şeyden önce?" dedi doktor.
          "Tabii," dedi genç kız, karşısında gülümseyen adama. 
          "Hiç kendine zarar verdin mi?" dedi adam. 
          
          Bu soruya sesli bir yanıt gelmedi, asla da gelmeyecekti zaten. Gelemezdi. Yalnızca doktor, gence bakmaya devam etti; genç, doktora bakmaya.
          
          Ardından sessizlik, gencin de doktora sulanmış gözlerle bakarken konuyu değiştirmek için başka bir cümle kurana dek sürdü.