vinostorico

Maça Kızı 8
          	
          	4. Yıl...
          	
          	Bora ve Naz'lı'nın koskoca dört yılı... 
          	
          	♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️
          	
          	101. Bölümde yarım bırakmış olsam da, hayatımda okuduğum en enteresan, en gerçekçi, en ilgi çekici, en iyi kitaplardan biri. 
          	
          	Keşke okumasaydım, dedirtmeyen; iyi ki okumuşum, dedirten bir kitap.
          	
          	İyi ki varsınız: Bora, Kara. Nazlı, Nina. Gökhan. Aydın. Anıl... Ceren... Beyza... Begüm... Ve en çok hayal kırıklığı yaşadığım Eren... 
          	
          	En çok da, sen iyi ki vardın Anıl. Deniz gözlü çocuk... 
          	
          	Asla unutulmayacak bir kitap. (Koşun koşun okuyun sosppdğsşxşs azcık da sizin psikolojiniz bozulsun.) 
          	
          	@dpamuk
          	
          	

geceyesevdam-

eskiden benim için çok değerli olan bi arkadaşımın da nicki böyleydi) 

vinostorico

@-muptezhel  umarım fkspfşçdfödşdşx
Reply

geceyesevdam-

umarım en kısa zamanda kavuşuruuz miyaçımlaa dkxmskxks keyfim yerine geldi
Reply

vinostorico

@-muptezhel  ama onu senle konuşturana kadar biraz zaman geçecek gibi duruyor. Ailem katı ve dışarıya çıkmama pek izin yok
Reply

vinostorico

Maça Kızı 8
          
          4. Yıl...
          
          Bora ve Naz'lı'nın koskoca dört yılı... 
          
          ♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️
          
          101. Bölümde yarım bırakmış olsam da, hayatımda okuduğum en enteresan, en gerçekçi, en ilgi çekici, en iyi kitaplardan biri. 
          
          Keşke okumasaydım, dedirtmeyen; iyi ki okumuşum, dedirten bir kitap.
          
          İyi ki varsınız: Bora, Kara. Nazlı, Nina. Gökhan. Aydın. Anıl... Ceren... Beyza... Begüm... Ve en çok hayal kırıklığı yaşadığım Eren... 
          
          En çok da, sen iyi ki vardın Anıl. Deniz gözlü çocuk... 
          
          Asla unutulmayacak bir kitap. (Koşun koşun okuyun sosppdğsşxşs azcık da sizin psikolojiniz bozulsun.) 
          
          @dpamuk
          
          

-ellyva

Diğer kitaplarımada güveniyorum. Bakarsanız pişman olmazsınız. 
          
          
          *
          
          Araf Baray. Gül Ladin. Sevmeyi bilmeyen bir adam bana sevmeyi anlat diyor. Sorun şu, sevmek anlatılır mı? 
          
          
          
          "Ağlarken sesin çıkmasın diye tuttuğun nefes... Ben aldığım nefeste boğulmak istedim." 
          
          
          
          
          https://www.wattpad.com/story/245495545?utm_source=android&utm_medium=link&utm_content=story_info&wp_page=story_details_button&wp_uname=-esraretkisi&wp_originator=85EBoZ4dj9uU1f8%2BqMxw4JgY5oxUcMXxtsWfLWLMyKA47XGUlfxTE1XVkGJet0hWjvsBkuWY9saLfpH2S%2BcEpaqfNaAuD4FP%2FMaDKETmcMQU6WQPVUT%2FPaCGtk%2BIjohH
          

vinostorico

İnsanların zaafları vardır. Hoşgörü gösteremeyeceği, soyulmasına katlanamayacağı yaraları vardır. Bu zaaflar ne kadar hiçe sayılırsa, bu insanlar da o kadar kin dolar. Nefret besler. İntikam için gün sayar. Soyulan yarası er geç, yeni bir kabuk oluşturacaktır. İşte o zaman; zaafına el uzatanın canını zaafından yakacaktır. Kendisinin canının ne kadar yanması umrunda değildir. Acının doruklarına ulaştırır o kişiyi. Ya ruhen, ya da fiziksel hiç fark etmez. Yeter ki canı yansın ister. Kendi canı nasıl yandıysa, kendisi nasıl çaresiz, terk edilmiş yetim bir çocuk gibi uyuması gereken gecelerde haykıra haykıra ağladıysa, o kişinin de en beterini yaşamasını ister. Neden mi? Çünkü zaaflar... Bir bebeğin şekerli emziği gibidir. Ya da annesinin süt dolu göğsü, babasının ona gelen sonsuz ilgisi ve kokusu gibidir. Bir insanın zaafına dokunursanız, o insan sizin zaafınıza dokunmadan ölmezsiniz. İşte burdaki sorun da şu, o insan sizin zaafınıza nefretle, kinle, intikam ateşiyle dokunduğunda ölmeyi dilersiniz ama ölmezsiniz. Yalvarırsınız ölmek için ama sanki bir kâbusun içindeymişsiniz gibi sesiniz çıkmaz. İşte bu sebeptendir ki, zaaflar çok dikkat edilmesi gereken bir zümrüt ya da elmas gibidir. Dokunursanız, zaafından vurursanız... Kazandım sanmayın. Savaş daha yeni başlıyordur.