°HyunJin basketbol oynamayı severdi. Her şeyden çok severdi.
Her şeyden.°
~~~~~~
¶23 Mart 2019
"HyunJin Hyung bugün antrenmana geliyor musun?" HyunJin gözlerini gezdirdiği açık defterden bakışlarını kaldırarak önünde içeceğinin içinde bulunan pipete dişleri ile işkence eden bedene baktı. "Bilmiyorum Jeongin, Jisung gelecek ise neden olmasın?"
"Aaa hep Jisung'u istiyorsun ama neden beni istemiyorsun? Kırıldım şuan." Jeongin gözlerinimasaya çevirerek yanaklarını şişirince HyunJin gülmüş, hafifçe ayağa kalkarak önündeki bedenin gri saçlarını karıştırmıştı.
"Pekala tamam tamam, sen gelirsen gideriz. Ama bugün erken çıkacağım haberin olsun." işaret parmağını salladığı zaman Jeongin gülümseyerek kafasını salladı. "Tamam Hyung ama nereye?"
"Kendime yeni bir forma almam gerek eskisi yıprandı." Elini salladığında küçüğü kafasını onaylar bir şekilde yukarı aşağı oynattı. "Jisung nerde gerçekten?"
"Bilmiyorum Hyung sabah yanımdan gitmeliyim diye ayrıldı şok oldum. Bilirsin o kahve içmeden ayılamıyor ama içmeden gitti." HyunJin tek kaşını kaldırıp şaşırmış bir surat ile ona baktı. "Nasıl yani? Ne işi vardı acaba?"
"Ödev verdim." Arkasından gelen beden masaya resmen çöktüğünde HyunJin ve Jeongin ona bakarak güldü. Jisung elindeki kahveden içecek kadar yorgun görünüyordu. "Ders ne zaman?"
"Hmm... Şuan saat 13.40, 20 dakika sonra." HyunJin aynı sınıfta olduğu bedene dönüp saati söylediği zaman Jisung 20 dakika da olsa uyumalıyım mantığı ile gözlerini kapatmıştı.
"Peki Hyung şu Avustralya'dan gelen çocuğu gördün mü?" Jeongin'in bahsettiği çocuğu hatırlamaya çalıştı. "Evet gördüm BangChan'ın kuzeni dimi?"
"Evet Hyung, o. Çocuğun Korecesi bozukmuş biraz. Ders alıyormuş ekstradan. Buraya da ailesi vefat edince gelmiş. Teyzesinde kalacakmış." Jeongin'in bunları nerden bildiğini sorgulamak istememişti. Çünkü sınıftaki kızları çaktırmadan dinleme gibi bir huyu vardı.
"Kötü olmuş... Başları sağ olsun." HyunJin duyduğu şey için üzülmüştü. Onun 19 yaşlarında olduğunu yani Jeongin ile olduğunu biliyordu. "Üzüldüm."
"Ben de Hyung, bizim sınıfta zaten. Birkaç kere merhaba dedim ama anında kaçtı benden." Jeongin omuzlarını silktiği zaman HyunJin düşündü. "Belki de yanlış bir şey diyeceğinden korkuyordur ya da utanıyordur, ismi ne demiştin?"
"İsmi Felix Hyung." Hyunjin kafasını salladı tekrar. "Jisung kalk ders saati geldi." Yanındaki bedeni dürtükledi sertçe. Jisung mızmızlanarak ayağa kalktığı zaman Jeongin'de onlarla beraber ayağa kalktı. "Bak Hyung oradalar."
Hyunjin, Jeongin'in işaret parmağının tarafına baktı. İlerideki çardakta bulunan herkesi tanıyordu. ChangBin, Wooyoung, Felix, Bangchan, Jaemin, Jeno ve Haechan vardı. Bu grup buralarda popüler olduğu için herkesin tanıması normaldi." Hop bizsiz nereye!"
Hyunjin bakışlarını gelen ses ile çekmek zorunda kalmıştı. Basketbol takımından San omuzlarına atlarken Minho ayakta uyuyan sevgilisinin yanına geçerek elini kavramıştı. "Minnie... Uykum var beni taşır mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗙𝗼𝘂𝗿𝗦𝗵𝗼𝘁𝘀 § 𝗛𝘆𝘂𝗻𝗟𝗶𝘅 ✔︎
Fanfiction𝖥𝗈𝗎𝗋𝗌𝗁𝗈𝗍𝗌 𝗍𝗈 𝖧𝗒𝗎𝗇𝖫𝗂𝗑 ❄︎𝖬𝗒 𝖯𝗅𝖺𝗒𝖾𝗋 ❄︎𝖥𝖺𝗇𝗌 𝖯𝗋𝗈𝖻𝗅𝖾𝗆 ❄︎𝖣𝗈𝗇'𝗍 𝖥𝗂𝗀𝗁𝗍 𝖬𝖾 ❄︎𝖬𝗒 𝖣𝖾𝖺𝗋 𝖧𝗎𝗌𝖻𝖺𝗇𝖽 #𝖧𝗒𝗎𝗇𝖫𝗂𝗑»21022021 ☁︎ 𝚂𝚝𝚊𝚛𝚝»02012021 𝙵𝚒𝚗𝚒𝚜𝚑»01022021