Palmiye Adası o gün çok tuhaftı. Etrafta kimsecikler yoktu. Herkes neredeydi? Dr. Lester'ın bunu düşünecek zamanı yoktu, zira şimdi önemli bir ameliyata girecekti.
Herşey hazır olduğunda ameliyathaneye girdi. Ameliyat masasında yatan hastayı gördüğünde ürperdi. Ama işini yapmak zorundaydı. Ameliyatta tek başınaydı. Palmiye Adası'nda kimse olmadığı için, hastanede de kimse yoktu. Birtek Dr. Lester ve masada yatan garip hasta vardı. Ha birde Hemşire Anastasia vardı ama Doktor Lester'ın bundan haberi yoktu.
Aniden ameliyathanenin kapısı açıldı. Iceri Hemşire Anastasia girdi. "Doktor Lester. Ne yapıyorsunuz?" Diye sordu masaya dönük olan doktora. "Hastamı ameliyat etmekle meşgulüm Anastasia." Dedi. Anastasia çok şaşırdı. Doktor onu nasıl tanımıştı? Hemşireye dönüp bakmamıştı. Sesinden tanıması imkânsızdı. Anastasia ürperse de belli etmedi. Ya da o, belli etmediğini sanıyordu.
"Korkma Anastasia." Dedi doktor Lester. Anastasia ise, "Ah, Doktor Lester. Korkmuyorum" dedi. "Sadece, bu hasta biraz tuhaf bir görünüme sahip değil mi?" Diye de ekledi.
Gerçekten öyleydi. Ayak tırnakları sapsarı olmuş, dışarı doğru fırlamıştı. El ve ayak tırnakları ise çok uzundu. Saçları gri idi ve karman çormandı. Yüzü bir ölünün yüzünden farksızdı. Ağzı hafif aralıktı. Dişleri sapsarı ve sivriydi.
"Benim gibi mi?" Diyerek ona döndü Doktor Lester. Yüzü tıpkı hastanın yüzü gibiydi.
Anastasia tam kaçacakken doktor onu yakaladı ve sipsivri tırnakları ile, kalbini söküp çıkardı. Yüzünde de başarının getirdiği bir gülümseme vardı.
İlk defa kendim korku hikayesi yazdım. Biraz kötü olmuş gibi. Başkalarınkine bakınca. Neyse, 15 tatilde internet paketim bitti! 3-4 gün içinde internet paketi yaptım. Artık buralardayım. Kendi yazdığınız, bildiğiniz, yaşadığınız hikayeler varsa atın. Öpücükler.
