Lips Hips | Chaennie

Lips Hips

"Jennie yemek hazır hadi gel" test çözerken aşağıdan gelen sesle gülümsemiştim Güney Kore'ye 2 gün önce dönmüştük.

Anne ve babamın işi çıkmasını fırsat bilerek Jisoo unnieyi çağırmıştım. O ikisi umarım gelirken kaza geçirirdi.  "Son 100 soru unnie sonra söz veriyorum geleceğim." "Jennie çok uslanmaz bir kızsın... Daha yeni sağlığına kavuştun ve yeniden hasta olmana hiç niyetim yok." başımı sallamıştım.

Masadan kalkmaktan başka şansım yoktu. Birazdan Jongin ve Irene de gelecekti birazdan ve onlardan da laf duymaya hiç niyetim yoktu. Kapının çalmasıyla heyecanla ellerimi çırpmıştım. Bu 1 yılda Jisoo unnie ile o kadar yakın olmuştuk ki bana öz ablam gibiydi.

Aslında Jisoo unnie ile aynıydık. Sadece birbirimiz biliyordu gerçek benliğimizi. "Geldiler" aynı anda birbirimize dönüp söylemiştik. Sonra kapıya kadar yarış yapma kararı vermiştik. Kazanan ben olunca kısa bir zafer dansı yapmıştım. Ciddiyetimi takınarak kapıyı açtığımda kuzenim ve arkadaşım yerine Lalisa'yı görmüştüm.

"Ne işin var burda Lalisa?" sesim o kadar bıkkın çıkmıştı ki şaşırmıştı bir de şaşırıyordu tanrım... "Jisoo içeride mi?" "İçeride." gözleri parlamıştı içeriyr adım atacaktı ki onu itmemle sarsılmıştı "Sana içeride dedim. İçeriye girebilirsin demedim Lalisa şimdi siktir git burdan."

Lalisa gözlerindeki öfkeyle bana bakıyordu alayla sırıttım "Ne o Jisoo unnie ile beni sevişirken mi bastın?" "Jennie fazla oluyorsun" "Aslına bakarsan çokça seviştik o çok harika bir kadın ha? Ne dersin Lalisa o kıvrımları insanı delirtmez mi sence de?" "Jennie" "Özellikle o tadı yok mu?" bacaklarımı birbirine bastırmıştım.

Jisoo unnie sadece arkadaşımdı ama Lisa'yı sarsmak için elimdeki kozu kullanmam gerekti değil mi? Çok fazla etkilenmiş gibi yaparak dilimle dudaklarımı ıslattım ve kadınlığımı sıktım "Sanırım anneciğime ihtiyaç var anlarsın ya Lalisa?" göz kırpmıştım.

Ağlıyordu içim parçalanmıştı. Bana yaptıklarını unutup arkadaşıma sarılmak ve onlar olmadı demek istiyordum ama bunu asla yapmayacağımı herkes biliyordu değil mi? "Şimdi izin verirsen uzun bir gece olacak" kapıyı suratına kapattım ve dolu gözlerle kapının arkasında saklanan Jisoo unnieye sarıldım.

"Her şey geçecek unnie güçlü dur." Jisoo unnieyi sakinleştirdikten sonra kapı yine çalmıştı ve bu sefer beklenen kişilerdi. "Jennie seni çok özledim meleğim" "Ben de seni Irene unnie" Irene Jisoo unnienin yanına giderken bende kuzenime baktım.

O ağlıyordu "Nini neden ağlıyorsun?" "Sensiz geçen 1 yıl o kadar zordu ki Nini" ağlayan kuzenime sıkıca sarılmıştım. En çok onunla konuşamamak kalbimi sarsmıştı. "Hadi sofraya millet" "Geliyoruz Jisoo unnie"

Masada herkes şakalaşıyor ve hasret gideriyordu. Kahkaha seslerini kesen Irene unnie olmuştu "Jongin Jungkook'a açıldı ve şuan sevgililer" içeceğini yudumlarken boğazımda kalmıştı. Jongin'e baktığımda gerildiğini anlamıştım ona kızacağımı sanıyor  olmalıydı.

Ellerine ellerimi kattım "Gerilmene gerek yok Jongin... Jungkook ve Chaeyoung'un yakın olması umrumda değil. Onu ne kadar sevdiğini görüyorum. Chaeyoung umrumda değil ve olmayacakta. Hatta yarın gelmezlerse sizi yeniden davet ederim ve onu da getirirsin ha?"

Rahatlamıştı. Bütün kalbimle konuşmuştum Jungkook ve Chaeyoung'un yakın olması umrumda değildi. Jungkook Jongin'e kötü davranmadıkça benim umrumda olan tek şey ikisinin mutlu olmasıydı.

Etrafı toparlarken eve misafir geldiğini gösteren her detayı yok etmiştim şimdi tek gereken geride kalan 100 soruyu 1 saate 0 yanlışla çözmekti.