0.2

182 8 2
                                    

Güneyden gelmenin kötü bir yanı da Marie teyzemin haklı olduğu kadar burası için uygun kıyafetlerimin olmamasıydı.

Elbiselerim,eteklerim ve eteklerimin üzerine uygun açık tişörtlerim,kısa şortlarım ve bir kaç tane da yarım kollu tişörtlerim vardı.Ah bir de kot pantolonlarım.Ama onlar da azdı.Buraya geldiğimden beridir pantolonlarımı kullandığım için hepsi kirlenmişti.Hele dün giydiğim fena haldeydi.Pijama olarak yarım kollu tişörtlerimi kullandığım için onları da giymeme pek bir ihtimal yoktu.

Ya elbise ya da etek ve tişört giyecektim.Elbisenin okul için pek iyi bir ihtimal olmadığına,ama eteğin de rüzgarda açılabileceğine kanât getirdim.Geriye şortlarım ve tişörtlerim ikilisi kalıyordu.Dizimin hemen üstünde biten turkuaz şortu ve sırtı delikli mavi bir tişörtü yatağın üstüne bıraktım.Ten rengime uygun kilotlu çorap çıkarıp giyindim.Ve içime de mavi bir body geçirdim.Daha sonrasında yatağa bıraktıklarımı alıp giyindim.Kapıya asılı olan ince bir hırkayı üstüme aldıktan sonra Robert amcamı bekletmemek için hızlıca evden çıktım.

"Beni çıkışta beklemeyi unutma prenses.Al bu senin." kredi kartını bana uzattı.

"Robert amca bunu alama-"

"Marie verdi.Eğer sende değil de,bende olduğunu bilirse beni öldürür.Hem benim bunlarla aram iyi değil." zorla elime tutuşturdu.

"Yeniden döndüğün için çok mutluyuz,bunu hediye olarak kabul et."

"Teşekkür ederim Robert amca..."

"Sen bize Tanrı'nın hediyesisin prenses."

"Asıl benim size ihtiyacım varken siz kapınızı açtınız Robert amca." eğer biraz daha annemlerin yanında kalsaydım kafayı yiyip tımarhanelik olurdum.Gerçekten iyiki vardılar.

"Şşt.Sus bakalım.Bu yaşlı adam şimdi araba sürecek dikkatini dağıtma.Tak bakalım kemerini."

"Görüşürüz Robert amca."

"Bana sadece Robert de." gülümsedim ve o arabadayken el salladım.Okul bahçesine adım atmamak için ne kadar çok oyalansam da zil sesiyle ayaklarımın hareket edeceğinin farkındaydım.

Neyse ki kitaplarda okuduğum 'yeni kız' şölenleri yoktu.Aksine görünmez kızdım.Bu korktuğum bir çok şeyi geçici kılıyordu.'Yeni hayat' kavramından çok 'yeni okul' kavramından korkmuştum.Ve artık korkmamı gerektirecek bir şey yoktu.Derslerime çalışacak,iyi bir üniversiteye gidecektim.Buraya gelme amacım o değil miydi zaten ?

Okulu geçtiğimiz son 3 günde ezberlemiştim.

Girişin sol kısmı dolapların olduğu yer,koridorun sonundan yine sola dönünce sınıfmın olduğu yer vardı.Koridorun sağ kısmına ise tuvaletler vardı ve bunlar tüm okul gününü hayatta geçirmem için yeterliydi.Tarih kitaplarımı alıp dolabımı kapattım.

"Sonunda seni buldum." Calum üzerinde yırtık bir tişört ve beline doladığı koyu gömleğiyle beni karşılamıştı.O üşümüyor muydu sahi ?

"Yeni geldim."

"Hep geç mi gelirsin ?"

"Robert amca beni bu saatte bırakıyor.Derdim yok.Zil de yeni çaldı."

"Hangi sınıftasın ?"

"12-1"

"Bende 12-5"

"Tamam." ayaklarımı sallamaya başladım.Ah yine üşüyordum.

"Tenefüste yanına gelirim." yoluna devam edecekken ona seslendim.

"Beni gözetlemene gerek yok.Sınıftan dışarı çıkan bir tip değilim zaten."

"O halde bunu al.Gelmem için bir bahane olur." belindeki gömleği bana doğru attı.Ve tam da o sırada zil çaldı.O sağ koridora geçerken bende sol koridora geçtim.

Sınıfta montla duran tek eziktim ama en azından üşümüyordum.Ve yanacak kadar ısınmıştım.Ama montu çıkardığım an üşüyeceğim için yanmanın daha iyi bir fikir olduğunu düşündüm.

Ve ne yazık ki mont hem yazı yazmamı engelliyor,hem de hareket etmemi zorlaştırıyordu.Sıranın altında Calum'ın bana attığı/verdiği gömleğe baktım.Ne çok kalındı ne de çok ince.Gömlekti işte.Hırkamın altına giysem ve hırkamı da onun üstüne giysem ne olurdu ki ? Modadan anlamayan bir ucube gibi görünsem de rahat olurdum değil mi ?

Herkes not tutarken montu çıkarıp sandalyemin arkasına astım.Sonra da hırkamı çıkarıp gömleği üstüme geçirdim.Hırkayı giymem bile gerekmemişti.Peki.Böyle de iyi olabilirdim.Hem tişörtüme gayet iyi uyum sağladı.

İyi iş çıkardın Calum.Gerçekten Marie teyzemin okulda bile bana elinin uzanması bir çok şeye bedeldi.Dersin sonuna doğru düzenli bir not tutmuştum.

Sınıftan çıkmadım dediğim gibi.Cep telefonuma kulaklığımı takıp kafamı sıraya koydum.Sıranın oynamasıyla kafamı kaldırdım.Ve beklenen misafir.

"Yakışmış.Bunu almak için gelmiştim ama sanırım vermeye niyetin yok ?" yanındaki arkadaşlarına baktım.Sarışın bir çocuk ve emo tipli başka bir çocuk daha vardı.İyi görünen bir emo.

"Ben Luke."

"Mikey." ellerini uzattılar.

"Ne kadar soğuksun." emo tipli olan elini hızla geri çekti."Kansızlık mı var ?"

"Güney'den geldi,buraya alışmaya çalışıyor."

"Bende Asha." gülümsedim."Sen üşümüyor musun ?" Calum'u gözlerimle işaret ettim.

"Pek değil.Neden ?" tekrar ona baktım.Üstünde tarz durması için yırtık koyu bir tişörtten başka bir şey yoktu.Tişörtü de yarım kol değildi! Kolsuzdu.Nasıl duruyordu ki ?

"Hiç.Hiç bir şey.Al gömleğin."

"Sonra alırım." sınıftan bir kaç göz bize dikilmişti.Aslında şu an farkettim de sınıfın hepsi bu tarafa bakıyordu.Ya Calum ya da Luke popüler olandı.Luke tam bir inek gibi giyindiğine göre bu kişimiz Calum oluyordu.Kesinlikle üşüyordu ve bunu karizmasını çizdirmemek için belli etmiyordu.Emo tipliye gelince.Aslında yakışıklıydı ama şu 'ben popülerim!' diye bağıran bir tip değildi.Kendi çapındaydı.Hani olur ya öyle tipler.Arkadaşları arasında popüler,bir kaç kız/erkek onu seviyor.Az da olsa tanınıyor felan.Öyle bir tipti.Ama tam anlamıyla popüler olan değildi.

Luke'sa daha çok,'iyi bir üniversiteye giden bir öğrenci olacağım'diyenlerdendi.Ama aşırı ineğe kaçmıyordu.Sanırım onun da kendi çapında bir tarzı vardı.Tişörtünde dinlemediğim, ama adını duyduğum grup vardı.Saçları yana yatırılmıştı.Üstünde de,tişörtüne uygun bir gömlek vardı.Eğer saçlarına çeki düzen verirse bir şeye benzeyeceğini düşündüm.

Zil çalınca Calum gitmek yerine önümdeki boş sandalyeye oturup ayaklarını öne doğru uzattı.Luke'la bir maç hakkında konuşmaya başladı.

"Evde uslu çocuk dışarda kötü çocuk ha ?" bana bakıp gülümsedi.Luke ona oyuncunun bir hatasını hatırlattığında tekrar dikkatini ona verdi.Sınıfa yeniden tarih öğretmeni girince kalkmak zorunda kaldı.

"İhtiyacın olan bir şey olursa sınıfımı biliyorsun."

"Biliyorum." 

-----------

İyilik sever Calum

Emo Mike

İnek Luke ve İnek Asha

Bu arada where are you Ashton!!1!!

Hadi görüşürüz xx

Like a Rain//Calum HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin