'1

53 3 14
                                    

Çok şikayetçiyim. Zor geçen dönemlerim, uğradığım hayal kırıklıklarım, sadece güvenmek istediğim için göz yumduğum her hataya!
Düzetmiyorum, düzeltemiyorum. Güvenmiyorum kendime inanmıyorum yeneceğime. Kolaydı bağımlı olmak ama zordu bunu bağımlı olmadan da aşabileceğimi anlamak. Yine kaçmıştım savaşmaktan yine sığınmıştım en kolay
çözüm yoluna.

27.12

"Normale dönmen tabiki de kolay olmayacaktır Devin. Kendine biraz zaman tanıman gerektiğini biliyorsun. Olumlu yönlerini ve yeteneklerini ön planda tutarak aktif olmalısın. Risk almak başarmanın yarısıdır. Bunu sakın unutma Devin. Zorluklara karşı diren ve hayatının hala senin için devam ettiğini unutma!"

Kulaklarımda çınlıyordu Tınay Bey'in söyledileri yine her ayın 27'sinde olduğu gibi Tınay Bey'le randevum vardı. Geçen ay söyledikleri dün gibi aklımdaydı. Tunay Bey'i oldukça seviyor ve güveniyordum. Tek onun yanında bu kadar rahattım sanırım. Dışarı gösterdiğim deli dolu Devin'in içindeki bağımlı Devin burada kendisini iyi hissediyordu orası neresi miydi?

Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Tınay İDİZ

Tınay Bey'le görüşmem olduğunda her zamanki gibi güzelce hazırlanmayı eksik etmiyordum çünkü daha iyi hissediyordum aynı zamanda her görüşmemden sonra Vera ile buluşma geleneğimiz olduğundan dolayı..
Saçım geceden yaptığım dalgalı görünümüyle güzel görünüyordu. Parlak bir ten makyajı ile birlikte kirpiklerimin hacmini arttıran rimel ve dolgun dudaklarıma sürmeyi ihmal etmediğim kiraz kokulu bordo lip balm ile hazırdım. Deri kombin yapmak için daha güzel bir gün bulamazdım. Bugün Vera'nın şansına mevsim kış olmasına rağmen hava oldukça iyiydi. Yakın zamanda sipariş verdiğim deri ceketimin altına favori parçam olan metal detaylı deri eteğimi giydim. Ayaklarıma çorap çizmelerimi geçirdim. Şimdi tamamdım. Hemen elime telefonumu alıp güzel bir ayna pozu yakalayıp Vera'ya attım, 2 saat sonra her zamanki yerde olması gerektiğini söyledim. Ve büyük ihtimalle beni bekleyecekti elimde olmadan hep geç kalıyordum. Her yere...
Telefonumun sık arananlarında olan taksi durağının numarasına tıkladım.
 

                                   🔹
Kliniğe gelmiştim. Hiç değişmeyen küçük hisli streslenmelerim her zamanki gibiydi. Geç kalmama rağmen yine de bekleme odasında bekliyordum. Tınay Bey'in bu randevusu biraz uzun sürmüştü sanırım. Az sonra yardımcısı bana müsait olduğunu söylediğinde vakit kaybetmeden ayaklandım.  Tınay Bey'in odasından çıkan kişiyi ilk defa görmüştüm. Tınay Bey'le yıllara dayanan görüşmelerimizden dolayı görüşmeye geç-erken gelme olayları oluyordu. Bir çok hastasını da bu sebepten tanıyordum.
Fakat ilk defa gördüğüm bu kişi oldukça tanıdık ve o kadar da uzak hissettirdi. Esmer tenli yaklaşık 1.87 boylarında basketbolla ilgilendiğini belirten vücut hatları oldukça iyiydi. Tınay Bey kapıya kadar eşlik etmişti. Ona baya odaklanmıştım. Tınay Bey keyifli olduğunu hissettiren samimi gülümsemeleriyle beni içeri davet edip onu uğurlamıştı. Odaya dolan erkek parfümleri oldukça ayırt ediciydi. Tınay Bey'in ezberlediğim kokusuyla ayırt ettiğim çekici erkek kokusu kendime gelmemi  zorlaştırmıştı. Görüşmeye başlamadan onu sorup sormamak arasında kararsız kaldım. Ve sormama kararı aldım.

                                      🔹
Görüşmemiz her zamanki gibi geçmişti ben iyileşiyordum ve bunu kendimden çok etrafımdaki insanların farketmesi beni daha da iyi yapıyordu. İçimi kemiren merak duygusuyla klinikten ayrılıp Vera ile buluşma noktamız olan WONDUE'ye doğru ilerlerken kafenin yanındaki küçük bir alışveriş merkezinden Vera'ya aklımdaki hediyeyi almak üzere şehrin içindeki en büyük kütüphaneden hep dilinde dolanan İngiliz Dili Ansiklopedisi'ni 1 yıllığına kiraladım. Vera'nın gözümü hiç tutmayan bir arkadaşı yüzünden Vera'nın kütüphane yasağı vardı. Zamanında sevdiği bir arkadaşı olduğundan ilişkilerine pek karışmayıp o kızı benimle muhatap etmemesi konusunda sıkıca uyarmıştım. Vera da olayın ciddiyetini bildiğinden çok titiz davranmıştı. Yine de umduğum gibi olmuştu Vera'yı yüzüstü bırakmıştı. Ben de Vera'ya beni dinlemediği için kızmak yerine onun yanında olmuştum.
Verayla bu konularda birbirimiz için çok doğru kararlar versekte kendimize yararımız olacak kararlar vermek konusunda berbattık. Sanırım en belirgin ortak noktamız buydu.

Ansiklopediyi hediye paketi yaptırmak için Vera'nın sevdiği başka bir kitap mağazasına girdim. Burası Vera için cennetti. Ansiklopediyi kasanın yanındaki paketleme kısmına bıraktıktan sonra Vera'yı aramak üzere telefonumun ekranını açtığımda saatin 17.30 olduğunu gördüm. Hızlıca Vera'nın numarasını tuşladım. Vera beni öldürecekti. Yarım saat geç kalmıştım fazla değildi ama beklemekten oldukça nefret eden bir arkadaşım vardı. Onu affettireceğimi adım gibi biliyordum. "Seni bekletmemek için erken gelmiştim ve 1 saattir seni bekliyorum. 2 kumpir yedim. Sana olan sinirim boyumu bile aştı!"
Evet şimdi hapı yutmuştum. 5 dakikaya geleceğimi söyleyip uzatmadan kapattım. Vera'nın telefondan gelen sesini kasiyerin duymuş olma ihtimali çok yüksekti. Telefonumu çantama sıkıştırıp paketlettiğim ansiklopediyi almak için arkamı dönmüştüm ki..
 

     Karşımda klinikteki çocuk vardı. O an bütün duygularımı en yüksek seviyede yaşadığımı hissettim, her şey sınırını aşmıştı. Kalbimin atışı, şaşkın bakışlarım, aklıma kazımaya çalıştığım mükemmel vücudu...  Ona doğru gitmek için yönelmem lazımdı fakat ayaklarım olduğu yere çalışmıştı resmen.
Tam arkasındaydım. Az önce kendimi sakinleştirmeye çalışıp adım atma cesaretini kendimde bulduğum için kendimi tebrik ediyordum. İşi çok sürmüştü ne almıştı bu kadar bekletecek. Onun odağından çıkıp kendimi dış dünyaya çevirdiğimde kasiyerin "Maalesef, Sakın Zarar Verme-Henry MARSH şu an ildeki mağazalarımızın hiçbirinde mevcut değil." dediğini duydum. Bu kitap, bu kitabı Vera bana 2 sene önce hediye etmişti.
Tıp hayalini kurduğum ve gerçekleşmesi için umudumu yitirmediğim tek şeydi. Ve tıpla ilgili sayısız araştırma yaptığımdan bu kitabı keşfetmiştim. Hiçbir yerde bulamamıştım. Vera'nın sınırsız kitap aşkından dolayı gizemli kitap arkadaşlıkları vardı. Birbirlerine kitaplar ulaştırıyor, tabiri caizse yer altından kitaplar buluyorlardı. Tabiki de bunu kullandım, istediğim kitabı ona söylediğimde kolayca elime ulaşmıştı. Vera'ya içimden hayatımda olduğu için tekrar teşekkür ettim.
Kitapçıda işlerimi hallettikten sonra hemen çıktım onu kaybetmemem gerekiyordu bu benim için büyük fırsattı adımımı attığım an karşımda gördüğüm Vera'yla ikinci şokumu tekrar deneyimledim. Ağzımdan çıkan tek bir kelimeyi bekliyordu biliyorum ağzımı açtığım an nefesi kesilene kadar konuşacaktı. "Sana bomba haberlerim var. Lütfen bir yerde oturup konuşalım." dedim ve etkili oldu şimdi merakı onu susturmuştu. Yakın, pek dolu olmayan bir kafeye geçtik. Şu an mekan, zaman gereksizdi. Olanlara açıklık getirmem gerekiyordu bu konuda en iyi yol arkadaşım tabiki de Vera'ydı.

DevinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin