dönersen ıslık çal : chanbaek

bazı byun baekhyun saçmalamaları ve giriş

not: medyadaki şarkıyı sevdiğim için koydum, onunla okuyun kesin duygunuz x100'e çıkacak vs diye değil ama bence çok güzel hislere sahip bir şarkı, benden size öneri olsun!!

merhaba? 

bir konuşmaya böyle başlamak da çok klasik ve sıkıcı görünüyor, değil mi? ama inanın bana, hayatım asla bu klasik giriş kelimesi gibi sıkıcı değil. 

arada özeniyorum durgun insanları görünce, diyorum ulan dert yok tasa yok ben nerede hata yaptım da hayatım bu şekilde oldu? önceki hayatımda ekmek mi çiğnedim bile bile, balkondan sarkıp insanların kafasına mı tükürdüm? gerçi son söylediğimi küçükken yapmış olabilirim AMA bunun karması mı olurmuş arkadaşım? kötü arkadaş etkisi diye bir şey var, uymuşum iki cadıya. (lilo ve mira oluyor bu kişiler, selamlarım var kendilerine buradan, dün gece beni manyak şeytan çırpı bacak ile tek bıraktıkları için de ağızlarına sıçacağım merak etmesinler hiç.) 

AY NEYSE, ÇOK MU DAĞITIYORUM BEN KONUYU YA? gerçi küçükken bana hiperaktivite ve asla hiçbir şeye odaklanamama (uydurdum ismini he, dikkat bozukluğu falan diyorlardır buna) tanısı koymuşlardı. yuh sen çok zeki olacaksın demişti doktor bana, ne biçim de zeki olacaksın sanki einstein yanında bok yiyecekmiş dedi.

e benim de bunu kanıtlamak için bilim insanı olmam gerekiyordu, ben de matematik bölümü okumaya karar verdim. sonra ne mi oldu? birinci yıl vize sınav haftamda bana bunu söyleyen doktorun kliniğine gidip yüzüne tükürdüm. ŞAKA BE ŞAKA, İNANIYORSUNUZ HEMEN HA. ağlayarak ders çalışmaya devam etmiştim sehun ile beraber.

benden ne beklediğinizi az çok tahmin edebiliyorum. böyle güzel, destansı bir aşk hikayesi bekliyorsunuz, değil mi? dönersen ıslık çal, vay be. kesin sevgilisini bekliyor bu çocuk, aşkla ve müthiş çiçek gibi duygularla beraber eski sevgilisini bekliyor çünkü ayrı düşmek zorunda kalmışlar, bu enayi çocuk da çok aşık o yüzden bekliyor yavuklusunu diye düşünebilirsiniz. ne olur düşünmeyin böyle bir şey ballı çöreklerim, sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem. ne ben iflah olmaz bir romantiğim, ne çevremde böyle bir insan var. 

öncelikle, sevgilim ya da sevdiğim birisi yok, daha önce hiç var olmadı. eninde sonunda beni bırakacak olan kişilere gönlümde yer vermeyi tercih etmiyorum. yanlış anlaşılmasın, kaybetme korkum yok benim, kaybetme yorgunluğum var artık. kaybede kaybede yoruldum, bu nedenle hayatımın sonuna kadar kendimi dinlendirmeye karar verdim. manyak şeytan çırpı bacak'ın da bir gün bunu anlayabilmesini umuyorum. o kim mi? of ya, anlatırım bir ara işte. merak etmeyin, uzun uzun anlatabilirim anca, kısa bir şekilde bahsedip geçebileceğim birisi değil. (ona böyle söylediğimi söylerseniz hepinizi niko amcanın döner bıçağıyla koştururum. şakam yoktur, sehun'a ve lilo'ya sorabilirsiniz.)

peki diyeceksiniz, sevgili byun baekhyun, sen sabahtan beri ne anlatıyorsun diyeceksiniz. çok da haklısınız, ne anlatıyorum ben sabahtan beri? bu bir aşk anlatısı olmayacaksa ne anlatacaksın ki diye soruyorsunuzdur. yav ballı çöreklerim, bir insan illa aşk hikayesi mi anlatmak zorunda ya? yani belki anlatacağım bazı manyak şeytanlar vardır ama BUNUN KONUMUZLA NE ALAKASI VAR YA?

yedi yaşımda ne oldu biliyor musunuz? yedi yaşındaki bir çocuk en yakın arkadaşlarıyla eve döndüğü zaman, sınıfta kazandığı yıldızları anne ve babasına heyecanla gösterecekken ne oldu? neydi bu çocuğun yıldızlardan içten içe nefret etmesini sağlayan? bu çocuk, yılının yarısını yunanistan'da yaşayarak geçiren çocuk neden yüzemiyor? neden ayağı yere değmeyen yerlere doğru gittiğinde korkusundan basıyor ağlamayı? neden benim başıma geldi? neden, neden, neden...

baba. ben bugün 24 yaşıma girdim. gitmeden önce bana ıslık çalmayı öğrettiğinde, kabus gördüğüm zaman ıslık çalmamı, hemen yanımda biteceğini söylemiştin. sanırım sen beni duyamıyorsun ama benim kulaklarım can kulağıyla açık ve çok keskindir, bunu sen söylemiştin bana. baba. ben seni her zaman duyarım. n'olursun, dönersen ıslık çal.

öf küçük emrah'a falan bağladım da bakmayın siz bana, saniyede 82 kere duygu değişikliği yaşayabiliyorum. böyle yaşamaya da alıştım zaten, etrafımdakiler de delidir ne yapsa yedirir deyip geçiyorlar artık. ee yeni ağlama duvarlarım, hazır mısınız bakalım benim ışıltılı hayatıma?

yazarisko notisko: 2 ocaktaki me: ÇOK HEYECANLIYIM ÇÜNKÜ EN SEVDİĞİM KURGUM BU VE SANIRIM ARTIK YAZMAYA BAŞLIYORUM??? AĞLAMA SEANSI 2 OCAK 2021 LÜTFEN YAZAYIM LÜTFEN SENİ YAZAYIM VE SONUNU GÖREYİM LÜTFEN BUNU ÇOK İSTİYORUM

26 kasımdaki me: selam 2 ocaktaki duygu, 26 kasımdan sesleniyorum ve öncellikle bismillah hucamlar :')

aslında bu fik için çok duygusal gözyaşlarını sel eden hariyka bir girişim vardı ama planlanmış şeyleri hiç sevmem ve o girişi yazmıyorum o yüzden buraya!! sadece byun mira'ya seslenmek istiyorum: BAŞARDIM VE GİRİŞ YAPTIM KAFANI İKİ YIL BU KURGU DİYE ŞİŞİRDİKTEN SONRA!! GURUR DUY KADIN!! BÖLÜMLER 82 YILDA BİR GELECEK OLABİLİR AMA BAŞLADIM EN AZINDAN BİR YERLERDEN!!