1

1.3K 107 47
                                    

Sadece 5 katlı bir apartmanın çatısında olan apartman dairemde can sıkıntısından ulusal bir yayını hacklemiş ve bir araba yarışı izlerken elimde hazır büyük boy çikolatalı pudingle kimin kazanacağını tahin ediyordum isimlerini zerre kadar takmadığım için arabanın renklerine göre seçiyordum. Şimdilik ise gözüm uğurlu rengim olan mavi yarış arabasındaydı. Gözüm yandaki yazıya kaydı ''Tarihi Monaco Grand Prix'i'' omuz silkip pudingimden bir kaşık daha aldım. Umarım mavi olan sağ çıkar ve kazanan olur .

Daha yarış başlamadan ikinci bir adam piste yaklaşınca gözlüğümü geri attım. Kısa sürede son zamanlarda 'İronman' zırhıyla çıka gelen ama akıl sağlığında şüphe edilmesi gereken Tony Stark olduğunu anladım. Elimde olmadan kahkaha attım.

Çünkü eğer delilik ile dahilik arasındaki sınır sorulsaydı ilk seçeneğim Sherlock ikincisi Tony Stark olurdu.

Adamın sahneye inmesiyle tüm kızlar adama yürümeye başlamıştı. Cidden 40 yaşında bir adama mı yürüyorsunuz kızlar? Gözümü devirdiğim zamanlarda yarış başlatılmıştı.

Daha olayın ne olduğu bile anlaşılmadan turuncu tulumlu manyak biri piste çıkmıştı.

Öksürmeye başladım bu adamın belayı kendine çekme gibi bir özelliği vardı o yüzden tırsmaya başlamıştım.

Turunculu adamın yavaş yavaş metalimsi bir şey ile çevrildiği çok küçük detaylarla fark ediliyordu birden elinde elektiriksi bir kırbaç belirdi. Ve gömleğinin önü açıldı.

BU ARK REAKTÖRÜYDÜ TIPKI TONY STARK'INKİ GİBİ. BÜYÜK SIÇIYORSUN STARK.

Kırbaçla kırmızılı arabayı parçalayınca kontrolsüz bir biçimde gerilip sıçradım. Salak Stark ise eceline adım adım yaklaşıyordu.

Birden piste ters yönden gelen bir araç geldi. Ebesinin örekesi bu Tony'nin diğer aracıydı. Nereden mi biliyorum, hayallerimi süsleyecek kadar güzel bir arabaydı?

Rolls-Royce Phantom 2009...

Arabaya bakıp iç çektim muhtemelen başına birazdan boktan bir olay gelecekti. Aşkla baktığım araba...

Tony'i anlamıştım manyaktı ama çevresinde mantıklı biri yok muydu? Şu durumda yoktu... Aklıma birden Tony geldiğinde kamera onu gösterdi.

Elbette nefes tutulan bir kaç saniye sonucu Tony adamın yanına gelmişti. Adam kırbacımsı şeyle arabanın ön tekerlerinin biraz gerisinden yamuk bir biçimde keserek arabanın kontrolünü kayıp etmesini seyretti. Bir cani gibi gülümsedi. Kanım donmuştu. Arabanın Tony'nin oturduğu kısım sürüklenerek kesilen kırmızı arabaya çarptı bu şekilde süratini azaltsa da yandaki tellerle sürüklenmese duramazdı. Araba ters biçimde durunca yarım yamalak görüntülerden baş aşağı duran Stark belirdi. Kaskını çıkarınca yaşadığı belli olmuştu. O sırada arkadan gelen yarış arabalarından biri olayı fark edip fren yapsada diğerleri bunu sonradan fark etmişlerdi ve üst üste gelip bir patlama olunca araba parçaları etrafa dağılmıştı. Leptobumu alıp onların olduğu alanda olan bir kamerayı hackledim  Etraf duman alevdi ve ben Stark'ı göremediğim için diğer kameraya geçtim.

Turunculu adım adım Stark'ın yarış arabasının önünde durdu tele yakın kısmına gelerek arabayı ortadan ikiye ayırınca refleks olarak gözümü kapattım. Ama Stark birden arkadan yaklaşıp adamın kafasına  bir şey fırlattı. turunculu ise kırbacını Stark'a savurunca Stark gerisin geri sırt üstü yere düştü. İlk manevradan yuvarlanarak kaçtı, elleriyle ve ayaklarıyla kendini turunculudan uzaklaştırmaya çalıştı. Çok geçmeden ikinci hamle gerçekleşti bunda ise kırbaç ona doğru sarulunca  ayaklarını geri çekti ve tekrar uzaklaşmaya çalıştı. Üçüncü hamleden ise bacağını açarak kurtuldu. Adam yarım tur dönme hareketi tarzında bir hareket yapınca sonunda ayağa kalktı ve tam kaçarken dördüncü hamle geldi. Vücuduna gelmese de ayağından sıyırmış ve o kuvvetle önünde olan ters yeşil yarış aracına doğru sıçramış kafasını sağlam bir şekilde vurup sağ kolunun üstüne yere çakılmıştı.

Stark'ın yüzünü araba parçaları yüzünden göremiyordum; Bilici, yarası vs. var mıydı bilmiyordum ama turunculu elindeki kırbacı atletik harekelerle sallıyor ve Stark'a adımlıyordu. Tam Stark'ın dibine varıp iki kırbaçla ona öldürmeye çalıştığı zaman Stark anlaşılmayacak bir hızla yeşil yarış arabasının arkasına zıpladı. Ve büyük bir patlama oldu onunda kolu ateşlenince hızlı el hareketleriyle kolundaki küçük yangını engelledi. Tony geri geri giderken arkadan hayallerimin arabası belirdi. Nefesimi tuttum bu onun tek şansıydı. Tony birden tel bariyere çıktı , hızla tırmandığı sırada araba tam olarak ona yaklaşıp yapmak istediğim şeyi yaptı: Turunculuya çarptı. Turunculuya çarpsada Tony ondan en fazla 30 santim yukarıdaydı. Eğer hızlı tırmanamasaydı oda arabaya çarpacaktı.

Şoför Stark'a ''İyi misin?'' Diye bağırdığı sırada Tony onayladı. Mikrofonu açıktı ve bu kamerayı ben hackleyip aktifleştirdiğim için ben hariç başka biri onları duyamıyordu.

''Benim mi onun mu üzerine geliyordun.'' Tony bunu söyleyince ''Yuh'' demeden edemedim. Az önce balık gibi kızartılmak üzereyken  şimdi sarkastik şakalar yapıyordu. Kısaca boş yapıp bağrışıyorlardı ama vakit kaybediyorlardı ilk yapmaları gereken şey oradan uzaklaşmaktı.

Derken korktuğum oldu; Adam hafiften ayıldı ve muhteşem üçlü bunu fark etmedi. Stark tam araba kapısını açtığı an turunculu kapıyı ikiye böldü. Ardından araba iki kez daha ona çarpmaya çalıştı, aynı anda Stark çantamsı bir şeyi almaya çalışıyordu ama ikincisinde duraksadıkları an turunculu arabayı ikiye böldü. Bir kadını sesinin ölüme yakınken ne kadar tiz çıkabileceğini duydum derken. Sonra ise arabanın sol kısmı tamamen parçalandı. Stark ise inatla oraya yaklaştığında. Pepper Potts kutuyu direk attı.

Kırmızı kutumsu şeye önce ayakların sonra kol kısmın yerleştirip göğsüne sabitlediği ve vücudunu sarmaya başladığında. Onun bir zırh olduğunu anlamıştım. Tribündeki salaklar kaçıp kendilerini garantiye almak yerine bağrışarak Stark'ı izliyorlardı. Stark ayağıyla arabanın arkadaşlarının olduğu kısmı iterek onları güvenceye aldı. Ardından repulsoru (elindeki itici) turunculuya doğrulttu. Ama adam sert kırbaç hamlesiyle onu durdurdu. Ardından tekrarladı. Zırhın göğüs kısımı yani ark reaktörünün çevresi zarar görmüştü. Dudağımı dişledim.

Sonunda iticiyle turunculuya karşı biraz zaman kazandı. Ve ardından turunculu onun sağ kolunu ve sol omzunu kırbacıyla sardı, onu havada göndürüp yere attığında iki ayağının üstüne düştü ama daha ne olduğunu anlamadan tekrar onu attığında tekrar sağ kolunun üstüne düştü.

Turunculu bu sefer boynunu sardığında tek dizin çökmüştü. Ardından sağ koluna kırbacı dolayıp aralarındaki mesafeyi kapattı turunculunun göğsüne sağlam yumruk attı. Turunculu diğer kırbacını salladığında eğilerek kurtuldu. Ardından bu sefer o turunculuyu yere savurdu. Turunculu sırt üstü düşünce reaktörü söktü. Turunculuyu polisler alırken o elindeki reaktöre odaklanmıştı. Adam psikopatça gülerek bir şeyler söylesede beynim artık yaşananlardan istop etmişti. 

Elim kitaplığımdaki kitaba gitti. Howard ile yan yana daha doğrusu benim sedyede onun yanımda olduğu eski soluk renkli fotoğraf. Ailem ile ölmemi beklerken onun beni kurtarışı. Elim badimin içine dikiş izlerinin olduğu yere gitti. Ardından ise çerçeveyi çıkarttım. arkasında yazan yazıya baktım 10 Aralık 1991 Howard Stark'a bir can borcun var.

Yazıyı sonradan yazsam da doğruydu ona bir can borcum vardı. Tony Stark'ın neden böyle aptalca davrandığını bulacak ve ona yardım edecektim. Stark ailesine bir borcum vardı ve bu ödemem için bir fırsattı. Stark o yarış sahasına bir sebebi olduğu için inmişti. Şirketi asistanına devretmişti... Hepsinin bir sebebi vardı ve ne olursa olsun borcumu ödeme şansını kaçıramazdım.

Living ElementHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin