Bugün çok mutluydum nedense.Karneleri alacaktık.Hemen kalkıp yüzümü yıkadım.Kıyafetlerimi giydim.Her zamanki gibi,klasik kahvaltı falan yaptım.Okula gitmek için servise binmiştim ve okulun yolunu tutmuştuk.Ben hep yalnız olmayı tercih ederdim.Serviste cam kenarına geçip,kulaklığımı taktım.Selena Gomez'in "Stars Dance" adlı şarkısını açtım.Şarkıya dalmışım.Bir baktım okula gelmişiz.Servisten indiğimde çok sevdiğim arkadaşım Rüya ile karşılaştım.Rüya,
-Günaydın Eylül
-Sanada Rüya
-Karneler alınacak.Ben Teşekkür alacağım galiba ya.Sen ne alacaksın Eylül
-Ben tam bilmiyorum alınca göreceğim dedim ve sınıfa doğru gittik.Sınıfta gıcık olduğum bir kaç kız vardı.Biz Rüya ile sınıfa giderken onlar koridorda bekliyorlardı.Biri Öykü diğeri ise Nazan dı."Kendilerini popi sanan ergenler".Her neyse ben sınıfta telefonumla ilgilenirken onlar sınıfta her zamanki yerleri olan kalorifer başına toplanmışlardı.Hiç takmadım onları.Onlarda bizi takmıyordu zaten.Rüya ile yan yana oturuyorduk.Onunla konuşmaya başladım.Konuşurken sınıf öğretmenimiz gelmişti.Karneleri alacaktık galiba.Sıra sıra karneleri almaya gidiyorduk.Sıra bendeydi.Zaten bugün sebebini bilmediğim bir mutluluk vardı.Birde karnemi görünce daha da mutlu oldum.Eve gidince kesin bir ödül vardı.Ne olduğunu bende bilmiyordum.Rüya da almıştı.Oda baktığında şok olmuştu. Çünkü o da takdir almıştı.Öykü ile Nazan teşekkür almıştı.Onlara hava olsun diye yanlarına yaklaşıp ne aldıklarını sormaya gittim.Ben,-Öykü ne aldın?
-Teşekkür canım Ya
-hımm ikinci dönem düzeltirsin.
-Evet sen ne aldın?
-Takdir canım Ya
-hım iyiymiş dedi ve bu onlara çok büyük bir ders olmuştu.İnsanlara götlerini göstermektense derslerine çalışsaydı bu durumlara düşmezdi.Popiliği öğretmenlere sökmezdi.Aslında Öykü Nazan'dan daha iyiydi ve insanlara yakındı fakat Nazan"ben popiyim"diyerek hava atmıyordu.Çok kibardı.Duruşu,konuşması falan.Aşağıda sıra olmaya gittik.Ondan sonra evlere dağılacaktık.İstiklal Marşı'nı okuduktan sonra servise binip eve gittik.Annem ve babam beni bekliyordu.Hemen koşarak karnemi onlara uzattım.Kötü olsaydı eğer vermezdim.Ama nasıl olduysa takdir almışım.Annem karneyi görünce inanamadı.Çünkü benden bunu beklemiyordu.Babamsa her zamanki gibi bana güveniyordu ve bu yüzden babam.Annem karne takdirse istediğimi alacağımızı söylemisti.Kardeşim laptop ben ise canon fotoğraf makinesi istiyordum.Sonra vazgeçmiştim.Tatile gitmek istiyordum.Kayak merkezine.Babam gönderiyordu.Ama annem bir türlü izin vermiyordu.Annemi anlamıyorum.Hem takdir alınca istediginizi alacağız diyordu takdir alıncada kabullenemiyordu.Babam bizi düşünüyordu.Annem babama "Hep senden geçiyor"diye kızıyordu.Ben kendimi anlatamıyordum galiba.Babamın bir suçu yoktu.Bize ümit verip heyecanlandıran annemdi.Neden babama suç buluyordu? Galiba babam gönderecekti. Keşke gönderse.Ama ben hala mutluydum. Çünkü inanıyordum ki kesin gidecektim.Aksam yemegi icin sofraya oturduk.Babamın arkadaşı otobüs biletleri satıyordu.Onu aramıs ve bir bilet almış.Tam sofraya otururken "sana bir süprizim var gidebilirsin" dedi.Ben o an ne yapacağımı şaşırdım.Bugün tarihe yazılmalıydı.En mutlu günümdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUT BIRAKMA
Short StoryBen Esra.14 yaşındayım ve kitap okumayı,bu tür şeyler yazmayı seven bir kişiyim.Genellikle macera ve korku türünde kitaplar okurum bu olay 16 yaşındaki Eylül adında bir komşumun başından geçiyor.Umarım beğenirsiniz.