/4

54 11 11
                                    

03.04.1991

Telefonumun 13. defa çalan alarmı ile sinirle gözlerimi açtım. Yataktan sinirle kalkıp telefonu elime aldım ve saate baktım.

12.38 aklıma gelen şey ile etrafa küfürler savurarak banyoya ilerledim. İşe geç kalmıştım. Elimi yüzümü yıkadım ve tekrar odama gelip dolaba yöneldim. Altıma dizlerimin bir karış üstünde olan, siyah dar mini eteğimi giyip, üstüme sıradan bir şekil de beyaz gömleğimi giydim. Saçlarım zaten uçlarına doğru bukle şeklini aldığı için onlara dokunmayıp minik bir makyaj yaptım. Çantamı ve telefonu mu da aldıktan sonra alt kata indim ve ayakkabılarımı giyip yola koyuldum.

Şirkete geldiğim de saat 13.04'dü. Şirkete hızlıca girdim ve masama doğru ilerledim. Bay Min'in beni görmemesi için tanrıya dua ederken masama oturdum. Bay Min, Min Yoongi. Jeongsan'ın en yakın arkadaşlarından biriydi. Her ne kadar onunla yakın olsa da bana karşı oldukça sert ve soğuktu. Aklımdan geçenleri bir kenara bıraktım ve işe odaklandım.

Yanıma gelen Chris ile gözlerimi ona çevirdim. Bana gülümsedi ve söyle söyledi.

'Vio, bu evrakları Bay Min'e götürür müsün? Gerçekten daha çok işim var.'

Gülümsedim ve kafam ile onaylayıp ayağı kalktım. Elinde ki evrakları alırken konuştu,

'Sen bir meleksin, sağol Vio.'

Tekrar güldüm ve önemli olmadığını belirttim. Adımları Bay Min'in odasına yönelttim, ondan her ne kadar tırssam da derin bir nefes alıp kapıyı tıkladım. İçeriden gelen "Gel" komutu ile kapıyı yavaşça açtım ve şöyle söyledim.

Bay Min, imzalanması gereken evraklar var.

Gözlerini bana dikti ve soğuk bakışlar atarak kafasını sallayarak yanına götürmemi belirtti. Yanına yaklaştım ve evrakları önüne bırakıp bekledim.

'Bu gün çok geç kaldınız Bayan Francis. Sebebini öğrenelim bakalım.'

Dudağımın içini ısırdım ve nasıl gördüğünü düşünürken, ona ölmüş kocamdan kaçmak için uzak bir yere taşındım diyemeyecektim.

Uzak bir yere taşındım Bay Min, fazla yorgun olduğum için uyanmam zaman aldı. Üzgünüm.

'Uzak bir yer? Taşınmak?'

Şey..evet.

'Neden? Taşınma sebebin ne? Jeongsan ile o evde anılarınız var. Neden taşındın?'

Aklıma gelen şeyi direk söyledim.

Sebebi de o zaten, anılar. Jeongsan'ı unutmam lazım, bu..acı veriyor. Her yerde anımız olunca, bu fazlasıyla can yakıyor.

'Anladım, çıkabilirsin.'

Kafam ile onaylayıp kapıya doğru ilerledim ve yürüdükçe kısalan eteğimi aşağıya doğru çekiştirdim. Kapıyı açtım ve tam çıkarken Bay Min'in sanki bir terslik varmış bakışı dikkatimi çekmişti. Kapıyı kapattım ve masama doğru ilerledim. Oturunca derin bir nefes verdim ve işime geri döndüm.

Saat 01.00'ı bulunca herkesin toparlanması ile toparlandım. Eşyalarımı aldıktan sonra ceketimi sırtıma geçirdim ve şirketten çıkıp kapının önüne yeni gelmiş olan taksiye bindim. Kafenin adresini verip sırtımı koltuğa yasladım ve boyutunu sağa sola yatırarak esnemesini sağladım.

Kafeye gelince parayı ödeyip taksiden indim ve kafeye girdim. Burada 3 saat kalacaktım. Saat 03.00'da kafe kapanıyordu, 1 saat ise temizlik olunca saat 04.00'da çıkacaktım.

Tek tük gelen müşteriler ile ilgilenirken saatin 02.58 olduğunu anlamamıştım bile. Kapıda 'açık' yazan yazıyı ters çevirip 'kapalı' yazmasını sağladım. Eve uzak olduğum için onun gelmesinden korkmuyordum. Elime bez alıp yerleri silmeye başladım.

Kafenin kapısının açılması ile gelen kişiye bakmadan konuştum.

Kapalıyız.

'Saat 02.59 hâlâ 1 dakikam var.'

Birine benzettiğim ses ile arkamı döndüm, tam o anda saatin 03.00 olması ile karşımda ki kişi ıslığı çalmaya başladı.

J-Jeongsan..?



Bu bölüm hakkında ki görüşlerinizi yorumlarda belirtin lütfen. Görüşmek üzere.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 03, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

WhistleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin