merhaba (ikinci kez)
bu bolum aslinda normal bolumlerden daha uzun ama duzyazi oldugundan kisa gibi, siz yorumlarinizi eksik etmeyin ama tamam mi😳 yorum asigi biri olarak azicik gorunce oturup aglayasim geliyor valla uzmeyin bu yks magduru ergeni
acindirmam bitti
iyi okumalar💞
🐰🐯
"
taehyung!"
hızlı bir şekilde odaya dalan jeongguk, onun kolu sargılı bir şekilde öylece yattığını gördüğünde bir an gözlerinin dolmasına engel olamamış, hemen yanına gidip elini tutmuştu.
"bir şeyi yok jeongguk, abartma."
"sen ne anlarsın duygusuz herif? taehyung!" diyerek kafasını taehyung'un göğsüne yasladı, ağlamasa bile ağlar gibi sesler çıkarıp yatapa daha fazla yerleşen jeongguk ile hoseok gözlerini devirerek ayağa kalktı.
"yukarı çıkıyorum, ağlayıp zırlamayın burada."
jeongguk, hoseok'un sözleriyle ağlarmış gibi yapmayı kesip kafasını kaldırdı hemen, hoseok'un telefonunu ceketinin iç cebine koyuşunu izleyip gülümsedi.
"teşekkür ederim hyung."
hoseok, bir an onun neden teşekkür ettiğini anlamasa da jeongguk'un gözlerindeki minnettar ifadeyle gülümseyip yatakta yan bir şekilde oturan jeongguk'un yanına gidip arkadasından sıkıca sarıldı. "görevimi yaptım bebeğim, gerisi size kalmış."
jeongguk bir şey demeden gülümsedi, gözleri taehyung'un hafif buruşan yüzüne ve sıktığı göz kapaklarına kaydı, hoseok da jeongguk'un saçlarını öpüp geri çekildi ve odadan çıktı. hyejin'i bulmalıydı, ailesiyle son kez konuşacağını ve birkaç belge imzalayacaklarını söylemişti ama saatlerdir bir haber alamamıştı.
jeongguk, hoseok'un gitmesinin ardından üzerindeki kalın montunu çıkarıp tekli koltuğun üzerine fırlattı, taehyung'un sağlam kolunun olduğu tarafa geçip onu ittirdi ve hemen yanına uzandı, maskesini çenesine indirmişti çoktan, şu an o kadarını umursayamıyordu. muhtemelen odaya giren herhangi bir hemşire veya doktor ona kızardı ama taehyung'un kokusunu doya doya soluyabilmek istiyordu.
"jeongguk..." diye mırıldanan kalın sesle taehyung'un göğsünde gezinen parmaklarını durdurarak kafasını hafifçe kaldırıp ona baktı, gözlerini açmadan mırıldanmaya devam ediyordu, kurumuş dudaklarını yaladı hemen ardından, kafasını jeongguk'a doğru çevirdi. "jeongguk..."
"buradayım,"
"hm?"
jeongguk gülerek parmaklarını yüzüne yerleştirdi, yanağını okşadı uçlarıyla, yumuşak teninde kayan parmakları onu gülümsetirken taehyung'un da gülümsediğini gördü.
"nasıl hissediyorsun?" dedi sessizce. taehyung kafasını biraz daha sola çevirerek burnunu hemen dibindeki saçların arasına yerleştirdi ve gülümsedi.
"cennette gibi."
"fiziksel olarak?"
"felç gibi."
"taehyung!" diyerek sağ dirseğinin üzerinde yülseldi jeongguk, sol eli taehyung'un yüzünde durmaya devam ediyordu. taehyung gözlerini aralayıp gözlerini kocaman açmış olan jeongguk'a bakıp sesli bir şekilde güldü.
"korkma güzelim, hala yanağımdaki minik parmaklarını hissedebiliyorum."
jeongguk gözlerini devirerek tekrar taehyung'un omzuyla göğsü arasına yerleştirdi kafasını, eliyle taehyung'un yanağını okşarken gözlerini kapatmış, kalp atışlarını dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
life goes on | taekook ✓
Fanfiction[💻📚] "yeni normalde yaşadığımız aşkımız elbette şartlara ayak uydurmak zorunda."