Nasıl Başladı?

643 34 10
                                    

  "Ahaha! Tony, keşke kameralar senin bu doğal ve eğlenceli halini de kesmeden halka açsa. İnsanlar çok büyük bir motivasyon kaynağından mahrum kalıyor, yazık!"

  Kahve saçlı adam duyduğu cümlelerle gülümsemesini arttırdı ve karşısında gülmekten kızarmış olan sarışın kadına kaşlarını kaldırarak baktı. Etraftaki herkesin onlara doğru baktığını fark etti, ve bu onun hoşuna gitmişti. Belki normal biri bundan hoşlanmazdı ama Tony Stark ilgi bağımlısıydı, daha bile fazlasını istiyordu şuan.

  Karşısındaki kadın nefes almayı başarabildiğinde ayağıyla masanın altından hızlı şekilde onu dürttü ve kadın da toparlanmaya çalıştı. Tony boğazını temizledi.

  "Pepper, tatlım, balım, bitanem, neden biraz hava almıyoruz?"

  Adam ayaklanmaya hazırlanırken sarışın kadın sorarcasına mavi gözlerini ona dikti, bir şeyden rahatsız olduğu belliydi esmer adamın. Neyin ters gittiğini anlamak için etrafı süzdü, içki kokusunun rahatsız edici seviyede olduğu büyük bir bar, Tony'den bir saniye bile olsun uzaklaşmayan gözler, göz yakıcı ışık? Hayır, hepsi onun alışık olduğu şeylerdi.

  Pepper nefesini verdi ve ayaklanıp parayı ödeyen Tony'i beklemeden kapıya doğru ilerledi, kısa süre sonra esmer adam sarışın kadına yetişti ve ceketini çıkarıp centilmence kadının açık omuzlarını örttü. Saat fazlaca geçti ve hava da doğal olarak soğuktu.

  Pepper kaşlarını çattı ve yanındaki adama bakmadan sordu.

  "Anlamıyorum Tony, orada rahatsız olabileceğin hiçbir şey yoktu. Sen..."

  Bakışlarını gecenin vuruşuyla kahvenin koyu bir tonuna bürünen gözlere çevirdi ve ses tonunu yükseltmeden sordu.

  "...Benden bilerek mi uzaklaşmaya çalışıyorsun?"

  Tony derin bir nefes verdi, şu lanet konuyu anlatmaktan sıkılmıştı ama Pepper hala dinlemeye hazır gibiydi. Kısa adam kollarını kavuşturdu ve homurdana homurdana konuştu.

  "İnsanların olmadığı bir yere gidelim dediğimde kabul etmiş olsaydın, şimdi erken ayrılıyor olmazdık. Sabahlardık bile. Ama sen 'Bara gidelim" diye tutturdun ve ben insanların beni seninleyken kameraya almasını sevmiyorum. Bizim aşık olduğumuzu düşünenler var."

  Pepper tek kelime etmeden Tony'i dinledi, haklı olduğunu düşünmeden edemiyordu. Tony devam etti.

  "Biz sadece aşık ve hatta nişanlı taklidi yapmak zorunda olan dostlarız Pepper."

  Tony, Pepper'a bir onay beklercesine baktı. Fakat kadın hiç de onaylar gibi bakmıyordu. Esmer çocuk kaşlarını çatıp mırıldandı.

  "...Değil mi Pepper? Dostuz?"

  Genç kadın bir kez daha sessiz kalmayı tercih etti. Ama Pepper için cevabın ne olduğunu ikisi de biliyordu, sarışın kadın içinden karşısındaki adama, ona karşı olan hislerini haykırıyordu.

  Tabii sadece içinden.

  Fakat bu sessizlik bile Tony için net bir cevaptı. Elini uzun zamandır tanıdığı ve sırf işler ciddiye binmesin diye özellikle dost kalabileceğinden emin olduğu, ki artık emin değil, kızın omzuna koydu. Olabilecek en anlayışlı ses tonuyla gözlerini yerden çekmeyen kıza açıkladı.

  "Bak ne diyeceğim Pepps, hadi Happy seni eve bıraksın, ne dersin? Kafanın yerinde olmadığı apaçık belli. Yarın, dinç kafayla iki olgun arkadaş gibi konuşuruz."

  Kadının koluna girip ona arabaya kadar eşlik etti, emin değildi, içinden bir ses onunla gitmesi gerektiğini söylüyordu. Ama yapması gereken en son şey buydu, kafasını sağa sola salladı ve olabildiğince kendisine gelmeye çalıştı.

  Tony cama doğru eğilip Happy'ye yapması gerekenleri söyledi, onu, kendisine haber vermesi için tembihledi. Daha sonra da kısa bir süre giden arabayı izledi, araba görüş alanından çıktığında gözlerini yoldan çekip zemine dikti.

  Çok kararsızdı ve ilk defa tuhaf hissediyordu. Pepper'la gerçekten nikahlansalar bile Tony onu sevmediğini biliyordu, esmer adam düşündükçe kendini köttü hissetmeye başlıyordu. Yine kafasını sallayıp dertlerinden uzaklaşmaya çalıştı, bu işe yaramaz bir taktikti.

  "Hey?"

  Tony duyduğu fazlaca tanıdık sesle kaşlarını kaldırıp sesin geldiği yöne döndü, koca otoparkta sadece ikisinin olduğunu bile yeni fark etmişti esmer adam. Karanlıkta durduğu ve yüzünü kapatan bir kapşonlu giydiği için ilk başta kendisine seslenen kişiyi çıkaramasa da onun eski korumalığı yapan profesyonel asker olduğunu fark etmesi çok da zaman almamıştı.

  "Tanrım, yüzbaşı?"

  Tony gülümsemesini en alt seviyede tutmaya çalıştı, onu uzun zamandır görmüyordu ve bu tuhaf hissettirmişti.

  Steve de aynı şekilde fazla heyecanlanmıştı, Tony'ye zamanında korumalık yapmıştı ve bu yüzden ikisi baya yakınlardı. Ama daha sonra orduda profesyonel askere ihtiyaç duyulduğu için onu Tony'nin yanından almışlardı.

  Tony olgunca elini uzatmak için hareketlenmişti ki, Steve ufak bir çocuk gibi kendisinden kısa olan adama sarıldı. Onu özlemişti, derince bir nefes alıp kokusunu içine çekti, evet, bu kesinlikle oydu.

  Esmer adam ölmemek için sarışın adamdan kurtulmaya çalıştı, nefes almaya çalışarak bağırdı.

  "Hay içine-! Y-yüzbaşı... Nefes-!"

  Steve her zaman agresif bir tonla söylediği cümleyi şimdi büyük bir gülümsemeyle söylemişti.

  "Hey, diline dikkat et Stark."

  Tony de alışık olduğu bu cümleye gülümseyip göz devirmekle yetindi, daha sonra da kendinden uzun adamın kolunu hafifçe dirseğiyle dürterek güldü.

  "Biraz dolaşmaya ne dersin yüzbaşı?"

  Steve başıyla onayladı ve orman yolunu işaret etti, Tony de sıkıntı görmeyince o taraf doğru adımladılar. Tony aklına gelen her şeyi soruyordu sarışın adama. Nick Fury'i, askerliği, Bucky'i...

  Fazlaca uzun ama ikiliye kısa dakikalar gibi gelen bir süreden sonra Steve yol kenarına yakın bir yerde durdu ve otoban misali uzanan ama tek bir aracın bile geçmediği caddeyi gösterip sordu.

  "Geç oldu Tony, eve bırakmamı ister misin?"

  Tony kafasını iki yana salladı.

  "Hayır gerek yok, Happy kısa süre içinde burada olacak. Ben-"

  "Israr ediyorum, lütfen."

  Steve'den yediği yavru köpek bakışları üzerine ne diyeceğini unutan Tony, ağzında salak salak bir şeyler geveledikten sonra pes edercesine mırıldandı.

  "Pekala... Neden olmasın?"
 

Kelepçe (Stony / IronStrange)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin