Baskın Kararı

341 30 27
                                    

  "Steve Rogers."

  Odadaki herkes şaşkınlığını saklayamadan Stephen'a baktı, dediği şey çok saçmaydı. Kamera kayıtlarını izlemişlerdi ve Stephen Tony'nin dudaklarını okuyup karşısındaki kişiye "Yüzbaşı" dediğini çıkarmıştı, zaten her şey uyuyordu da. Adamın vücudu iri ve yapılıydı, duruşu ve yürüyüşü de aynı şekilde besbelli ki Steve'e aitti.

  Natasha çatık kaşlarla izlediği ekrandan gözlerini çekmeden mırıldandı.

  "Sen diyince..."

  Clint inanmayan bir tavırla kollarını kavuşturdu ve olayı çözdüğünden son derece emin olan uzun boylu dedektife yan gözle bakarak konuştu.

  "Hadi ama- Bu doğru olamaz. Steve onurlu bir asker çocuklar, hem neden böyle bir şey yapsın ki?"

  Thor olabildiğince gülümsemeye çalışarak sordu.

  "Ona sorsak? Hatta direkt buraya çağıralım. Onun yalan söylediğini elbette anlarız, değil mi?"

  "Ahem."

  Odadaki herkes aynı anda yapmacık öksürüğün geldiği tarafa dönüp kapının önünde gözleri yaşarmış Peter'a ve onun yanına çökmüş tehtidkar bir şekilde kendilerini süzen Loki'ye baktı.

  Thor kardeşini görmeyi beklemediği için kaşlarını çatıp sorarcasına ona baktı. Uzun siyah saçlı adam kısa bir süre kahve saçlı gençle sıcakkanlı bir tavırla konuştu ve daha sonra onu ufak bir bahaneyle odasına gönderdi. Gittiğinden emin olduktan sonra doğruldu ve karşısındaki gruba göz attı.

  "Hepiniz ahmaksınız. Pete'in Steve'e de Tony kadar babası olarak gördüğünün farkındasınız değil mi? Konuşmak için çocuğun çıkmasını bekleyemediniz mi cidden?"

  Natasha yaptığı hatayı Loki dediğinde fark etti, o haklıydı. Pete'in odasına fırladı ve diğerlerini yanlız bıraktı. Stephen düz bir tepkiyle diğerlerini süzdükten sonra tek kaşını kaldırıp sordu.

  "Senin bir yerlere tıkılı falan olman gerekmiyor muydu, birini bıçaklamıştın?"

  Loki sırıtıp cevapladı.

  "Gerekli şeyleri yapan biri sayılmam."

  Thor büyük adımlarla kardeşinin yanına gidip onu kolundan tuttu ve sertçe çekip sordu.

  "Nasıl kaçtın oradan?"

  Loki sırıtmasının büyümesine engel olamadan cevapladı abisini.

  "Aranızda çıktığımı fark edebilecek kadar zeki tek bir kişi vardı, eh- Artık o da yok."

  Thor Loki'yle uğraşırken Bruce birkaç küçük adımda Stephen'ın yanına gelip soran gözlerini ona dikti. Uzun boylu adam, kısa boylu kıvırcık saçlı adamın bakışlarına karşılık vererek sordu.

  "Evet, Doktor Banner?"

  Bruce kararsız bir tavırla sordu.

  "Steve'e severim, hem de çok. Ama bence haklısın."

  Stephen kaşlarını kaldırıp iyice Bruce'a odaklandıktan sonra meraklı bir tavırla konuştu.

  "Sizin fikriniz benim için önemli doktor, bunu size düşündüren nedir?"

  Bruce kaçamak cevap vermenin aptalca olacağını düşünüp net bir şekilde açıkladı.

  "Steve'in paraya ya da şöhrete ihtiyacı yok, bu yüzden ilk başta dediğiniz kulağıma çok saçma gelmişti dedektif. Ama Steve'in Tony'ye olan hisleri vardı, bunu net bir şekilde açtığı sadece iki kişi var. Biri Nat ve diğeri de Bucky. Nat benim bildiğimi bilmiyor ama bu gözle görülür şekilde bariz. Yani dedektif, sonuç olarak bu mantıklı bir ihtimal."

  Stephen ilk defa haklı olduğuna pişman olmuştu, bu öğrendi şey olaya olan bakış açısını değiştirdi. Kaşlarını çattı ve ani bir hareketle ayaklanıp odadaki herkesin kendisine dönmesini sağladı.

  Mavi gözlerini Clint'e çevirip yüksek sesle konuştu.

  "Rogers'ın evini biliyorsun değil mi?"

  Clint cevap vermek yerine sadece başını olumlu anlamda sallamakla yetinmişti, Stephen ise bunun üzerine net bir şekilde konuştu.

  "Tamam, hadi oraya gidelim. Ama sürpriz olsun, ne dersiniz?"

  Bruce Stephen'ın haklı olduğunun farkındaydı ama yine de içinden Steve'in hiçbir şeyden haberi olmamasını diledi.

  Natasha duyduğu seslerle aşağı indi ve herkesin dışarı çıktığını gördü, Clint'i sertçe kolundan yakalayıp sordu.

  "Neler oluyor?"

  Açık kahve saçlı adam kafası kaşıyıp mırıldandı.

  "Ben de tam anlamadım ama Steve'e baskın gibi bir şey yapacağız sanırım."

  Kızıl saçlı kız kaşlarını kaldırdı ve Clint'i bıraktı. Bir süre sakince yere baktıktan sonra yeterince mantıklı olduğunu düşünüp askılıkta duran ceketini kaptı. Tam koşacakken Loki'nin sesiyle olduğu yere sabitlendi.

  "Bence bu biraz saygısızca Bayan Romanoff, ya ikisinin eğlencesini yarıda bölerseniz ne olacak?"

  Natasha sert bir bakış attı Loki'ye, daha sonra da kaşlarını iyice çatıp sordu.

  "Vermek istediğin mesajı açık açık söyle Loki."

  Loki mavinin açık tonlarındaki gözlerini sinsice kısarak güldü ve daha sonra yanıtladı kızıl saçlı kadını.

  "Peki, sadece iki aşığın eğlencesinin yatakta bittiğini bildiğiniz sanmıştım."

  Natasha karşısındaki adamın Steve'in Tony'ye karşı olan hislerini bildiğini çoktan fark etmişti. O fazla zekiydi. Kendisine büyük bir sırıtmayla bakan adama düz bir mimikle cevap verdi kızıl saçlı kadın.

  "Steve'in gerçekten de Tony'yi kaçırdığına ve zorla onunla beraber olduğuna mı inanıyorsun?"

  Loki kaşlarını havaya kaldırıp yapmacık bir şaşkınlıkla sordu.

  "Ne? Öyle dediğimi hiç sanmıyorum, dedim mi cidden?"

  Loki bir anda gülümsemeyi kesip nötr bir mimikle baktı kızıl saçlı kadına, düz bir ses tonuyla konuştu.

  "Lütfen aptal gibi davranmayı kesin Bayan Romanoff, tam olarak ne olduğunu ikimiz de biliyoruz."

  Natasha kafasını iki yana salladı, Loki onun moralini bozup enerjisini sömürmeye çalışıyordu. Bu hep yaptığı bir şeydi. Arkasını dönüp çıkmaya hazırlanırken Loki'nin tekrar alay dolu sesiyle konuştuğunu duydu.

  "Ben de gelebilir miyim Natasha, lütfeen?"

  Kızıl saçlı kadın yarım ağız gülüp konuştu.

  "Üzgünüm Loki, birilerinin Pete'le ilgilenmesi lazım. Tabii, onun bu koca evde yanlız başına kalmasını istiyorsan buyur gel. Ama milyarder dahi Tony Stark'ın artık evinde olmadığını öğrenen o hırsızların 15 yaşında bir çocuğu para için öldürmekten çekinmeyeceğine emini-"

  Loki endişesinin gözlerine yansımasını engelleyemeden Natasha'nın lafını kesti.

  "Yeter! Tamam, ben... Evde Pete'le kalırım."

  Natasha gülüp başını salladı.

  "Teşekkürler Loki, kardeşlerinin en küçüğü olmana rağmen harika bir abisin."

  Loki göz devirirken kızıl saçlı kadın da kapıyı çekip tanıdık yapay zekaya seslendi.

  "Jarvis, güvenliği devreye sokar mısın? Biz gelene kadar kimse girmesin ve kimse çıkmasın."

  Metalik olmasına rağmen hala sıcak ve iç ısıtıcı gelen ses cevap verdi.

  "Elbette Bayan Romanoff."

  Kızıl saçlı kadın kapıdan gelen kilit seslerini duyduğundan emin olduktan sonra bahçede bekleyen arabaya doğru ilerledi. Tanrı'ya yalvarmaya başlamıştı bile.

  "Lütfen Tony orada olmasın... Lüften..."

Kelepçe (Stony / IronStrange)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin