Melis ve Azra ; biraz melankolik, biraz asabi diğer arkadaşlarına göre daha karamsarlardı
Ege ; şakacı, eğlenceli,grubun paylançosuydu
Her grubun bir çifti olur ya işte bu grubun çifti de Anıl ve Sıla; görseniz birbirlerini bir kaşık suda boğacak kadar nefret ediyorlar sanırsınız ama asla birbirlerini bırakmazlar ve kavga etmeyi tercih ederler.
Her hafta yaptıkları ıssız bir dere kenarındaki piknik yapmaya gittiler
Ege:
-ya kavga etmeyi bırakın top çaldım bakkaldan gelin hadi oynayalım!
Sıla:
-Ege dur bi- ne? Çaldın mı?
Ege:
-yok yok babama yazdırdım hehehe
Anıl:
-bir saniye birşey eksik... Ah doğru bizim iki melankolik nerde
Melis:
-ben buradayım Azra'da ağacın arkasında okul kıyafetlerini değiştiriyor akşama işi varmışOnlar hem konuşurken hem de Egenin çaldığı top ile oynuyorlarken dereye büyük bir şey düştü ve herkesi ıslattı
Azra:
-hayır yaa daha yeni giymiştim !
Sıla:
-oraya ne düştü öyle?Gittiklerinde birinin boğulduğunu gördüler ve hemen çıkarttılar
Anıl bilinci kaybolmamış kıza sorar:
-sen nasıl geldin buraya ?
Kız nefes nefese cevap verdi
-üstüme bir şey verir misiniz anlatacağım ama üşüyorum
Hemen piknik örtüsünü yerden alıp kızın üstüne verdiler
-Adım Eurus (yuros). Ben serotopyalıyım yani başka boyuttanım dünya ve serotopya arası bir portal hazırlarken portal yırtıldı ve içine düştüm. Sonra da burdayım işte
Melis:
- peki nasıl döneceksin serotopya'ya?
Eurus:
- burada bir portal açmalıyım başka çare yok.
Anıl:
- iyi de nerde yapacaksın gizli bir yer olmalı kimse görmemeli çünkü gören biri olursa normal karşılanmazsın.
Eurus:
-niye ki? Siz böyle şeyler yapmıyor musunuz?
Ege:
- abla burada internet kullanan gençlere laf atıyorlar sana neler yaparlar neler
Azra:
-Ege şuraya gitsene ben ordamıyım bi' bak
Ege:
- tama- dur sen burdasın
Anıl:
-tartışmayın şurada bir şey düşünüyoruz... Buldum bizim sokakta terk edilmiş küçük bir çiftlik var orada yapabiliriz
Sıla:
-evet kapalı alanda var hem
Azra:
-sana yatacak yerde hazırlarız orada kalırsın içerde sobası da var hem
Eurus:
-tamam ama oraya bu halde nasıl gideceğiz?
Ege:
-biz bisikletle caddeden geldik ama ormanın orada bi patika var kimse geçmez oradan hem çok yakın buraya Antalya'nın bir ilçesindeyiz kim görecek zaten.Patika yoldan ilerlemeye başlarlar ve terk edilmiş çiftliğe gelirler. Yolda gelirken topladıkları odunlarla çiftlikteki evin sobasını yakarlar. En yakın ev Anıl'ın evi olduğundan Anıl ablasının kıyafetlerinden birkaç tanesini alır.
Anıl:
-al bakalım ablam zorla kombin yaptı.
Sıla:
-ne? Ablana mı söyledin sen?
Anıl:
-hayır tabiki de sılayı nehire attım kıyafetleri yok kızın dedim.
Sıla:
- iyi yalanmış.Eurus'a kıyafetleri verdiler sonra da portal yapacakları büyük ahıra gittiler. Biraz gezdikten sonra sıcacık eve geri döndüler
Ege:
-Azra sen benimle gelsene birkaç günlük yiyecek alalım
Azra:
-bekle ceketimi alayım.Bakkala gidip hem topun parasını hem de aldıkları yiyeceklerin parasını ödeyip çıktılar.
Azra:
-hani babana yazdırmıştın? adamın haberi bile yok.
Ege:
-çırağa söyledim.
Azra:
-o adam tek çalışıyor.
Ege:
- bir çırağı olması lazım yinede.O sırada çiftliğe geldiklerini farkettiler. Kızlar yemek hazırlamaya giderken erkeklerde Eurus'la birlikte portal malzemelerinin nerede bulunduğu hakkında konuştular.
Melis:
-hadi yemeğe gelinYemek yerken Eurus portalın nasıl yapıldığını çocuklara anlattı
Eurus:
-önce büyük bir demir çember hazırlıyoruz içinde kablolar olan bir çember ve bu
Ege:
- anladım içinden geçebilmemiz için yapıyoruz ama o yuvarlanıp gider kare olmaz mı?
Eurus:
-olmaz, kare olursa köşelerindeki sivrilikler yüzünden yırtılabilir bu büyük bir tehlike oluşturur biz o tehlikeyi kaldırdık ayrıca yanlara kolonlarla destek verilecek
Ege:
-peki ama yuvarlakta da yırtık oluştu. Yani sen demiştin.
Eurus:
-O yırtık biz portalı başlattığımız anda oluştu ve neden oluştuğunu biliyorum;
Germanyum 937 °C 'de erir. portal yaptığımızda bu ısı korunarak portala aktarılmalı ve ben bu ısıyı karıştırdım ve kaynama noktası olan 2800 °C'ye kadar getirdim ve bu yüksek ısı yırtığı oluşturdu
Azra:
-evet Ege'nin devreleri yandı.
(Gülüşmeler)
Azra:
-tamam anladım portalsız serotopya'ya geçemiyorsun ama siz neden bir portal yaptınız ki?
Eurus:
- dünya'da olan ama serotopya'da olmayan bir madde var, platin. biz yüzyıllardır bu portaldan geçip sadece bir bölgeden alıyoruz
Sıla:
-Antalya'da platin mi var?
Eurus:
-serotopya'da yaptığımız Araştırmalarımıza göre Türkiye'de platin bulunmuyor biz sadece bir noktadan alıyoruz, Güney Afrika.
Anıl:
-ama Güney Afrika buraya çok uzak
Eurus:
-maalesef ki evet portal bozulduğu için beni konumladığım tarafa düşürmedi
Ege:
-yani biz bu portalı Güney Afrika'da mı yapacağız?
Eurus:
-tabi ki de hayır
Eurus cebinden köstekli saate benzeyen bir alet çıkarttı
Eurus:
-işte bu alet büyük olan portala bağlıyorsun. Bu normal bluetooth gibi değil, dünya'nın öbür ucuna da gitsem o bağ kopmaz, yanlız bir sorun var ben suya düşünce bu alet bozuldu yani bunu da tamir etmemiz gerek
Azra:
-yarın yapalım lütfen çok uykum varHerkes bir yere kıvrıldı ve uyumaya başladılar. Sabah eurus'un sesiyle irkilerek uyandılar
Eurus:
-çocuklar kahvaltı hazır
Kahvaltı o kadar güzel gözüküyordu ki herkes koşup güzeller güzeli sofraya oturdular
Ege:
-eurus abla sen bu işi biliyorsun valla bu sucukları kimse bu kadar güzel yapamaz, sizin orada varmı böyle dana sucuklar
Anıl:
-Ege onlar da bir insan olacak tabiiBeş artı bir grubumuz kahvaltılarını ettikten sonra hemen işe koyulmak için malzeme almaya çıktılar kimseye Eurus'un başka bir boyuttan geldiğini belli etmemeleri gerekti.
Melis:
-kıyafetlerin kurumuş ama bunları giyemezsin. seni üşütür.
Anıl:
-ismini falan mı değiştirsek? Belki insanlar bu ismi ilk defa duyuyordur.
Ege:
- Eurus'un anlamını araştırdım ve ''doğudan esen rüzgar'' ' mış . yani anlamı güzel olduğu için ailesi koymuş diyebiliriz.
Sıla:
-evet, en azından sorarlarsa cevabını verebileceğimiz bir isimÇarşıya indiklerinde öncelikleri malzemelerin bulunduğu bir dükkan aramak oldu ihtiyaçlarını karşılayacak bir dükkan buldular ve içeriye girdiler.
Ege:
-evet herşey burada var. Ama bir şey yok ''para''
Anıl:
-hayır yanılıyorsun, sabah bir yere kaybolmuştum ya hani, senin evine gidip biriktirdiğin paraları aldım.
Ege:
-NE! Buna nasıl izin verdiler?
Anıl:
-senin hayalinde ki o bilgisayarı bulduğumuzu söyledim...
Ege:
-Babam verdi değil mi?
Anıl:
-kesinliklePara sorununu da çözdüklerine göre malzemeleri aramaya koyuldular. Yaklaşık bir ya da iki saat sonra tüm malzemeleri elde etmişlerdi insanların garip bakışlarıyla birlikte eski çiftliğe döndüler ve hemen işe koyuldular. Gece yarısına kadar çalıştılar. Tam portalı bitireceklerdi ki arkadan büyük bir ses geldi. Altı korkak birbirlerine sarılarak dışarıya baktılar ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eurus
خيال علميboyutlar arası geçitin yırtılması sonucu dünyaya düşen Eurus (yuros),kendi boyutuna geçmek için türlü yollar denemeye başlar...