Selam arkadaşlar multimedia da Açelya var, müzik olarak da magic -rude
"Kalk kız okula yine geç kalacaksın!"
"Git başımdan anneğğ!"
"Kalk kız uykucu!" dedi annem yorganı üzerimden çekerken.
Ben inatla kalkmayınca annem daha etkili bir yöntem denemeye karar verdi ve beni bileklerimden tutarak zemin ile birleştirdi. Gözlerimi açıp etrafı izlemeye başladım. Annemin ağzı oynuyordu fakat sesi net değildi. Sesi yavaş yavaş netleşti
"Açelya, yavrum iyi misin? Korkutma kız beni! Çok mu acıdı kafan?"
"Kalan nöronlarımın katilisin anne" diyerek ayağa kalktım
Haliyle artık uyanmıştım.
Yerden kalktığımda artık benim için rutin hâline gelmiş olan banyo kavgası için hazırdım.
Kapıya ilerlediğimde abimin de odasının kapısında olduğunu gördüm. Bir anda kaplan kesildim ve banyoya koştum. Kapıyı abimin yüzüne çarptığımda kapıyı yumruklamaya başladı.
"Kapını ne suçu var Ardişko?" dedim sanki beni görecekmiş gibi zafer gülümsemesi eşliğinde.
"Ardişko ne geri zekalı" diye homurdanarak odasının kapısını çarptı.
Ben onu umursamadan duşa girdim. Sıcak bir duşun ardından bornozuma sarılıp odama gittim.
Acaba ne giysem telâşın yoktu çünkü okulumuzu sıkıcı mı sıkıcı üniforması var.
Kıyafetlerimi giyinip aşağıya indim. Herzaman olduğu gibi abim kapının önünde bana ölümcül bakışlar atmakla meşguldü. Ayakkabıları ayağıma geçirip çantamı aldım.
"Hadi Açelya bu kapının önünde ölmek istemiyorum."
"Tamam Ardişko, hadi çıkalım" dedim koluna girerken.
Tam arabaya binecektim ki abimin sesiyle irkindim.
"O eteğin boyu ne!"
"Ne varmış eteğimin boyunda?"
"İndir kız o eteği" dedi dişlerini sıkarak.
Hafiften bi yusuf yusuf olsam da "eteğimin boyu normal bi kere" dedim ve arabaya bindim.
Çok sessiz bir şekilde giderken ben daha fazla dayanamayıp "sohbetine doyum olmuyor abicim" dedim. "Kes sesini!" diye bağırdığında ben gözlerimi devirerek camdan dışarıya bakmaya başladım.
Elim istemsiz bir şekilde -sıkıntıdan olsa gerek- radyoya gitti.
Radyoda Magic- rude şarkısı başlayınca yüzümde bi tebessüm oluştu.
Nihayet okula gelmiştik.
"Sonra görüşürüz Ardişko" diyerek yanağına kocaman sulu bir öpücük kondurdum.
Sınıfa girdiğimde karşılaştığım manzara II. Dünya savaşından farksızdı. Ben ise umursaz bir şekilde sırama yerleştim.
Bir anda öyle bir uyku bastırdı ki kafamı sıraya koymamak için savaşıyordum resmen. Ama sonunda yenik düşerek başımı sıraya koydum.
Sınıfa bir sessizlik çoktüğünde öğretmenin geldiğini düşünerek ayağa kalktım. Ama gelen kişi öğretmen değil, sarışın mavi gözlü yeni öğrenciydi. Herkezin ona hayralıkla bakmasını umursamadan tek boş yere, yanıma oturdu.
Amaan kimse kim, uykumdan önemli değil ya
Kafamı sıraya koyup tekrar uykuya daldım. Ama o kadar hızlı daldım ki üç dakika sonra gelen öğretmeni bile farketmedim.
"Açelyaaa!"
"Bi uyutmadınız be arkadaş, uykum var benim yaağğğğğ" diye böğürdüğüm de kafama aldığım kitap darbesiyle kendime geldim.
Gözlerimi açtığımda iki koca mavi gözün bana attığı meraklı bakışlarla göz göze geldim. Hemen kendimi toplayıp önüme döndüm.
Ya ne bitmez ders bu tarih yaa. Hadi tamam olup biten şeylerin üstünden bi geçelim öğrenelim ama bu kadar ayrıntı ne için?
Saniyeleri sayarak dersin sonunu beklerken birinin beni dürtmesiyle irkindim.
Saate ne kadar odaklandıysam artık...
Beni dürten kişi yeni gelen çocuktu
"Okul çıkışı işin var mı kızıl kafa?"
"Kızıl kafa nedir yaa"
"Bana adını söylemedin ki?" derken yüzünde saçma bi gülümseme oluştu.
"Sanane" dediğim de az önceki gülümsemesinden eser kalmamıştı.
***
Nihayet okul çıkış zili çalıyordu.
"Ohhh be sonunda özgürüm!"
Derken bir mesaj geldi. Abimdenmiş
"Açelya benim işim çıktı seni almaya gelemicm eve taksiyle gidersin artık :-)"
"Şomağızı Açelya, geri zekalı Açelya" diye söylenerek taksi beklemeye başladım.
O sırada yanıma bir araba yanaştı. Sizin de tahmin edeceğiniz gibi arabanın içindeki kişi bizim mavişti.
Adını bilmediğim için «maviş» diyorum.
"Gel seni evine bırakayım"
"Neden seninle geliyim ki?"
"Yoksa taksi beklemek zorunda kalacaksın?" dedi sorarcasına
Yani elin çocuğu bile beni abimden daha çok düşünüyor.
Şu an burada taksi beklemek yerine onunla gitmek daha cazip göründü gözüme onaylayan birkaç kelime homurdanarak arabaya bindim
"Bana evini tarif eder misin Açelya yoksa ben süper güçlerim le mi bulayım?"dedi tek kaşığı kaldırarak
"İleriden sağa döne- bi saniye ya sen benim adımı nerden biliyosun?"
"Aynı sınıfta olduğumuzdan olabilir mi?"
"Mantıklı tabi" diyerek evimi tarif ettim
Giderken arabayı bir kafenin önünde kenara çekti.
"Neden durduk?"
"Benimle kahfe içime şansı veriyorum sana" dedi, arabadan indi ve kapımı açtı.
"Ben istemiyorum ama " dedim ve kollarımı göğüsümde birleştirdim.
"Asi olmana rağmen çok şirinsin"
'Ciddi misin?' Bakıslarımdan gönderip arabadan indim. Mekan gerçekten çok hoştu,boş bi masaya oturduk.
Kahfeleri sipariş ederken içeriye abimle Sevim ablanın- abimim sevgilisi- girdiğini gördüm.
"Hayır bu olamaz! Rüya dimi bu" diye söylenirken abim çoktan başımızda dikilmişti bile.
"Bu çocuk kim Açelya?"
Evet arkadaşlar bu bölüm bu kadar. Umarım beğenmişsinizdir.