1

9.7K 622 462
                                    

Ron ilk defa kütüphanedeydi ve ilk defa yanında Hermione yoktu. Aksine yanında Dean Thomas, Neville Longbottom, Ginny Weasley ve Seamus Finnigan vardı. Bir araya gelmelerinin sebebi ise okula döndükleri günden beri tasarladıkları eğlenceli şakaydı.

En azından onlar eğlenecekti.

"Büyüyü buldunuz mu?" diye sordu Ginny. "Her şeyi iyice okudunuz değil mi?"

"Okuduk Ginny." dedi Neville onu sakinleştirmek amacıyla. "Ne yaptığımızı biliyoruz."

"Hermione bizi öldürecek." Ron yanlarına oturdu, omuzları düşmüştü. "Yaptığımız şeyi duyduğunda bana özel mezar kazacak..."

Ginny kıkırdadı. "Abartma Ron." dedi ağabeyine destek amaçlı. "Ufak bir şaka. Biraz eğleniriz sonra büyüyü kaldırırız, değil mi?"

Dean başıyla onaylayıp sayfayı çevirdi. "İşin zor kısmı şu ki onları yan yana yakalamamız lazım büyüyü yapabilmek için. Bu imkansız."

"Hiçbir şey imkansız değildir." dedi Ginny. "O işi bana bırakın." 

Ron arkadaşlarını izledi uzun uzun. Olaya katılmıyordu ama içten içe onun da hoşuna gidiyordu bu şakanın hayali. Onların yüz ifadesini düşündükçe gülesi geliyordu ve kendini tutuyordu.

"Ertesi akşama hazırlanın, büyüyü yaparız. Şimdi saat geç oldu." dedi Seamus. "Yatmışlardır."

Ron kütüphane duvarına asılı baykuş saate baktı. Doğru söylüyordu, yasak saat başlayalı çok olmuştu ve herkes yatmış olmalıydı. "O zaman biz de profesörlere yakalanmadan tüyelim." dedi Neville ve ayaklandı.

Kütüphaneden çıkıp sekizinci sınıfların ortak salonuna girdiler. Tüm binalardaki yataklar dolu olduğundan sekizinci sınıf için dönen öğrencilerin -pek de fazla oldukları söylenemezdi zaten- kalacak yeri yoktu. Onlara özel bir kule döşenmiş ve yatakhaneler yapılmıştı.

Bu durumdan memnun olmayan kişiler vardı elbette. Özellikle Slytherinler çok laf çıkarmıştı ama artık müdür olan McGonagall geri adım atmamıştı. 

Aradan bir ay geçtikten sonra da sekizinci sınıflar birbirine alışmayı öğrenmişti. Doğrusu, görmezden gelmeyi.

"Haydi iyi geceler." dedi Neville ve kütüphanede gizli işler peşinde olan hepsi odalarına dağıldı.

Ron odaya girdiğinde Harry'nin uyuduğunu gördü ve onu uyandırmadan yatağının içine girdi. Arkadaşının uyku sorunları çektiğini biliyordu, şimdi dingin gözüktüğünden uykusunu bölmenin bir anlamı yoktu.

Ertesi sabah kahvaltı masasında otururken Harry önündeki ders notlarına bakıyordu. İksir'den nerdeyse kalmak üzere olduğunun farkındaydı ve Hermione'nin zoruyla ders çalışmaya başlamıştı. 

"Şimdi anlamadığım şey şu," dedi Harry başını kaldırarak. "Bir Seherbaz niye iksire ihtiyaç duysun?"

Hermione bu konuşmayı kaçıncıya yapıyoruz dercesine ona baktı ve önüne döndü. Cevap vermeye tenezzül bile etmemişti. Harry'nin gözleri tekrar iksir notlarına döndü ancak sıkılmıştı, iç çekip kapattı. Slytherin masasına baktı kendini tutamayarak.

Sekizinci sınıf için dönen en az kişi Slytherin'den çıkmıştı. Pansy Parkinson, Blaise Zabini, Thedore Nott, Daphne Greengrass ve Draco Malfoy dönenler arasındaydı. 

Harry'nin gözleri her zamanki gibi Draco Malfoy'u buldu. Çocuk sakince kahvaltısını ederek yanındaki Zabini ile konuşuyordu. Artık jölelemediği saçları hafiften alnına dağılmıştı, buz mavisi gözleri dingin gözüküyordu. Harry onu bu kadar uzaktan neden bu kadar iyi gözlemlediğine anlam veremedi.

𝐁𝐎𝐍𝐃𝐄𝐃「ᴅʀᴀʀʀʏ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin