3

6.5K 590 520
                                    

Harry uykusunun en tatlı yerindeyken -en azından kabus görmüyordu- bir anda sert bir düşüş yaşadı ve gözleri ardına kadar açıldı. 

Yerdeydi. Kaşlarını çatıp etrafa bakındı, Draco'nun kendisine şaşkın ve uykulu bir şekilde baktığını görünce şaşırdı. Düşüşünün sesine uyanmış olmalıydı karşısındaki sarışın. "Ne oldu?" diye sordu sarı saçlarını karıştırarak. 

"Düştüm." dedi Harry hala yerde otururken. "Bariz değil mi?"

"Orasını fark ettim pratik zeka." diye homurdandı Draco. "Niye?" 

"Bilmiyorum." dedi oğlan. "Belki... Yatak hala fazla uzaktır?"

Draco göz devirdi. "Oldu olacak koynunda yatayım." Harry de göz devirdi ona. "Belki yatağın benden uzak köşesine yattıysan bağ kaldıramamış olabilir." diye açıkladı Harry. "Biraz çekeyim yatağı."

Birkaç santim daha yaklaştırdı yatağı Harry kendi yatağına. Umarım iş görür diye düşündü. Bir an önce sabah olmasını istiyordu Harry, bu sorunun çözülmesi açısından. 

Oysa sabah kendisini daha da beter şeylerin beklediğini hesaplayamamıştı. 

Uyanıp yataklarının başını terk etmeden giyindiler. Bu kısma kadar sorun çıkmamıştı. Ta ki Draco "İşemem gerekiyor." diyene kadar.

"Git işe." dedi Harry kravatını bağlamak için çabalarken. "Ne yapayım yani sidik torban dolduysa. Beynimde zaten yeteri kadar boş bilgi var."

Draco göz devirdi, sabahları hiçbir zaman mutlu uyanan tiplerden olmamıştı ve agresifliği üzerindeydi. "Diyorum ki Potter... Tuvaletle bulunduğun nokta arasında çok mesafe var, bağın uzanamayacağı kadar çok mesafe. Ve benim işemem gerekiyor."

Neyden bahsettiğini anlayan Harry -Draco geri zekalıya anlatır gibi anlattığından anlamaması mümkün değildi zaten- "Asla olmaz." dedi. "Kapıda beklerim, uzandığı kadar işersin Malfoy."

"Artistik tavırlara girme Potter, rahat işeyemezsem içeri girersin." İkisi didişe didişe tuvalete geldiklerinde Harry kapının önünde durdu, Draco ise tuvalete uzanmaya çalıştı. Başarılı olamadı. Kapının yanına musluk koyacak ne vardı? İnsan ilk tuvaleti koyar. 

"Potter, olmuyor." dedi içten içe küfrederek. "İçeri geleceksin mecburen."

"Siktir git gelmem." Harry bunun düşüncesiyle bile bayılacak gibi oluyordu. 

"Potter üstüne işerim bak!" Draco'nun sabırsız ve sinirli sesini duyunca Harry ettiği tüm lafları yutarak gözlerini kapattı ve içeri girdi. "Eline koluna hakim ol, sırtımı senin sırtına yaslayacağım." dedi.

"Merak etme tipim değilsin." Draco, Harry'yi kolundan çekip sırtını sırtına yasladı. "Tuvalette bile yalnız kalamaz oldum amına koyayım." diye söylendi. 

"Çabuk işe hadi söylenme." Harry gözlerini açtı, nasılsa tehlikesizdi ancak karşısında gördüğü aynadan Draco'nun sarı kafasını görünce yutkunup gözlerini tekrar kapatmaya karar verdi.

"Tamam, bitti." Draco pantolonunu toplayıp ellerini yıkamak için lavaboya yanaştı. Harry ise olduğu yerde durmuş onu izliyordu. 

Yakışıklıydı. Harry birkaç kere rüyasında onu gördüğünü -çok ayıp pozisyonlarda özellikle- anımsayınca gözlerini kaçırıp nefes verdi. Bunu hatırlamak için uygun bir zamanda değillerdi.

Birlikte odadan çıkıp ortak salona indiklerinde ikisinin de suratı asıktı. Taş kapının önünde bekleyen Hermione, Ron ve Blaise, Parkinson, Theo ekibiyle karşılaştılar. 

𝐁𝐎𝐍𝐃𝐄𝐃「ᴅʀᴀʀʀʏ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin