4| Madem o kadar hoşuna gitti, öpüşebiliriz?

204 31 16
                                    

"Lisa, bu ruj biraz az oldu sanki ne dersin direkt ruju mu yesem?" yaptığım saatlerdir bu şekilde kinayeli bir tavırla konuşmama karşılık gözlerini deviriyor ve iç çekiyordu.

 Kafasını bıkkınca iki yana sallayıp "Artık yeter devam edersen alıp ruju falan bir yerlerine sokacağım bakışını umursamadan." sorularıma devam ettim. 

"Bana güven derken yaptığın baskı ile şu an yaptığın şey çok farklı Lalisa!" Elinden kurtulmadan önce ona sertçe baktım.

Aynanın karşısına geçip önceye oranla daha bakımlı olan yüzüme bakmaya başladım. Sadece bir saatte olmuştu her şey.

Banyo yapmıştım fakat şu sıralar sürekli yaşadığım 'hayatı sorgulama' ritüelime dalıp gittiğim için neredeyse yarım saatimi orada geçirmiştim. Ardından Lili'nin su ile birleşmeye falan mı çalışıyordun diyerek bana fırça çekmesiyle bir on dakika daha harcamıştım

 Lisa yalnızca geriye kalan 20 dakikada yüzüme bir iki makyaj yapmıştı ama yaparken ne kadar güzel yaptığını fark edip makyajımı daha da ağırlaşmıştırdı.

Roseanne Park asla rimel dışı makyaj malzemesi kullanmazdı, ama şu an yüzünde olan fark, fondöten ve diğer şeyler ile nefes kesici görünüyordum. Hayır kullanmak istemediğimden ya da "kız gibi" olmaktan kaçındığımdan falan değil yalnızca.

Üşeniyordum? ya da vakit bulamıyordum da diyebiliriz zaten pek de bir becerim yoktu. 

Roseanne Park kullanmıyor olabilirdi ama Rosie kullanıyor.

"Nasıl olmuş?" Arkadan gururla eserine bakıp gülümseyen Lisa'ya göz atıp bunaldığımdan ellerimle kendimi yelledim. Suratımın üzerinde yeni bir yüz daha vardı iki yüzlü tanımına cuk oturuyordum

pekala biraz fazla abartmıştım fakat benim yaptığım sıradan makyajlara çok zıt düşen bir tarzdı bu.

"Eh." Elinde olan fırçaları sertçe silmeye başlayınca uzaktan ona bir öpücük gönderip gülümsedim.

"Sen yaparsın da güzel olmaz mı bebeğim? Kendi marifetini bilmiyormuş gibi konuşma." Yarım saat sonra olacak olan derse girmek için telefonumu şarj aletinden çıkartıp cebime attım ve ayaklandım.

Lisa yüzündeki gülümsemeyi eksiltmeden fırçaları bıraktı ve kenarda duran çantasını aldı "Hadi çantanı al da okula gidelim." 

Onu başımla onayladım ve çantamı alıp ilerlemeye başladım "Jae de bizimle gelecek umarım sorun olmaz?" Altında yatan ima ile elimle ensesine vurdum. Kâkülleri kalkan görevi gördükleri için uzun süredir ensesine vuruyordum

Acıyla yüzünü buruşturdu ve cırladı "Ya bir daha vurma zeka seviyemi düşünüyorsun beyincik var orada beyincik hiç mi biyoloji dersi almadın!" diye homurdanmasıyla ellerimi havaya kaldırdım ve Çok bilmiş üstün zeka lisa'nın mızmızlanmasını dinlemeden ayakkabılarımı giyinip dışarıya çıktım.

Lisa da yanıma gelip elini sırtıma at ve beni kendine çekti. "Sana demem gereken bir şey var Chae." 

elinin boynuma değmesiyle tedirginlikle sıçradım ve uzaklaşmaya çalıştım "aniden yaklaşmasana tedirgin oluyorum"

Aramızda biraz mesafe bırakınca Gözlerimi devirip Yine ne yaptın bakışlarımı ona atarken gözlerini yüzüme kenetleyip gülümsedi. "Bir arkadaşım, daha doğrusu tanımadığım birisi. Benden hoşlanıyormuş ve ağzımdan birden ben lezbiyenim diye bir laf çıktı."

Neresi beni ilgilendiriyordu?

"Banane senin eşcinsel ilişkinden. Kendin ne yapıyorsan yap seninle onur yürüyüşüne mi katılmamı istiyorsun." Bana yavru bakışları atınca hala anlamamakta inat ediyordum. Bunu anlarsam net bir yeri bana dokunacaktı.

Wrong Address ✦ RosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin