3.Bölüm Karanlıklar Şehri

366 30 3
                                    

Elimdeki topu sektirerek kafamı hafifçe yukarı kaldırarak karşımdaki egoya çapkınca bir bakış attım.

Çünkü oda kolsuz tişörtümün açıkta bıraktığı kol kaslarima bakıyordu.Başlarda hayran kaldığını düşünsemde, bu kadını henüz tanıyamadığımı farkettim.

O hayranlığını bu kadar belli edecek birine benzemiyordu.Söyledikleri de düşüncelerimi haklı çıkarttı.

"Sence de " dedi.Kaslarımı göstererek. "Ortada bir eşitsizlik yokmu ? "

Güldüm. "Siz seçtiniz küçük hanım. Barda."

Dişlerini birbirine bastırarak gevelendiğini duydum.Büyük ihtimal bana sövüyordu.

"Birşey mi dediniz Şebnem Gürsoy ?" dedim kaşlarımı kaldırırken.

"Artık başlasak diyorum aksi halde güneşin de katkılarıyla erimek için spora ihtiyacım olmayacak. " dediğinde güldüm .Sanki zayıflamaya ihtiyacı vardı.Kalçasını belli eden bir tayt , üstüne de kısa askılı bir bistüyer giymişti.Fiziği harikaydı ve bunu gözler önüne sermesini biliyordu.Saçlarını arkadan at kuyruğu yapmıştı.Her ne kadar savunmasız görünsede her haliyle muhteşem görünen bir kadındı.

"Başlayalım o halde. "

Öncelik tanıyarak başlaması için topu ona attım.Sert ve ani atışımla sendeler gibi olsa da belli etmedi.Topu sektirerek bana yaklaştı.Çok kolay av olacağını düşünüyordum bu nedenle sırıtarak karşımdaki kadına bakıyordum.Ben ona bakarken hangi ara olduğunu bilmediğim bir zaman yanımdan bir parıltının geçtiğini hissettim.

Üçlük atmıştı.

Şaşkınlıkla ağzımı araladım.Boşluğumdan faydalanmıştı.Ve tahmin ettiğimden iyi oynuyordu.

Bilmediği birşey vardı Bayan Egonun, o da karşısinda LeBron James durduğuydu.

Topu bana attı ve sinsice gülümsedi. "Hadi bakalım LeBron James. Oyuna dön." Bu kadın düşüncelerimi mi okuyordu?

Sonrası mağlum , Şebnem Gürsoy düşerken...

Bana kolay gelsede görünüşüne rağmen çok iyi oynuyordu. Ama bunu ona söylemeye hiç niyetim yoktu. Bu anların tadını çıkarmalıydım.Maç galibiyetimle sona ererken ona dönerek konuştum.

"Tebrikler Şebnem Gürsoy , Çok güzel oynadınız."

Söylediklerimdeki kinayeyi anlamıştı. Sahtece gülümsedi.Bir yandan da ayağını yere vurarak dudaklarını kemiriyordu.

"Tebrikler, Selim İnan ." Sonra birden ağzı düz çizgi halini aldı

ve yanımdan uzaklaştı.

"Yapılacaklar listesini mesaj atarım. " diye bağırdım.Sonra Şebnemin bende telefonu olmadığını farkederek arkasından koştum.

"Ne var? " diye bağırdı.

"Yapılacaklar listesini nereye göndereyim.? "

"Cehennemin dibine." dedi dişlerini bastırarak.

"Anlamadım? " Kaşlarımı kaldırdım.

Sıkıntıyla telefon numarasını verdi ve yanımdan uzaklaştı.

Şimdi ona neler yapacağımı planlamalıydım.Hızlıca müştemilata gittim. Avlarını bekleyen kızlara ve  sokak köşelerinde oynaşan insanlara bakmamaya çalıştım.Ama bir kaçı önüme atılmıştı bile."Şuan havamda değilim , yapmam gereken işler var ." diyerek hepsini kovdum.Dudak bükerek geri çekildiler.Bozulmuş kravatımı düzelterek babamın yanına gittim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Nefrete Açılan Kapı (Şebsel)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin