Leşten doğmuş insan..
Ben kullanılmış bir ruhtum , tıpkı çöpten çıkarılmış bir yemek artığı misali kokuyordu ruhum. Bedenim saklayamıyordu bunu , her ne kadar yeni olsa da...
Gözlerimi bu dünyaya ilk açtığım an başlamıştı acı , keder , hüzün...
Olağanüstü bir bebek , dahi bir çocuktum. Konuşmayı ve okumayı anormal bir şekilde çok hızlı aşmış etraftakilerin beni kısa sürede hayretle izlemeye başlamasına sebep olmuştum. Bunlar çok akıllı olduğumdan ya da herhangi başka bir sebepten miydi? Hayır öyle değildi , ben bunları zaten biliyordum...
Bir kez daha gelmiştim işte buraya , bu dünyaya , bu atmosfere bir kez daha inmişti ruhum. Bir bir hatırlıyordu hafızam her satırını hayatımın. Tanıdığım kişiler , arkadaşlarım , ailem herkesin yüzü bir bir hatırımdaydı. Ben bu hayata ikinci defa geliyordum , bu bir şans değildi. Bu ''Cehennem'' adlı sahnenin perdelerinin açılmış haliydi. Ben ise bu oyunu izleyen tek kişiydim.
Kulağa hoş geliyor değil mi bu dünyaya bir kez daha gelmek? Bir sürü fırsat doğuyor sana... Hele de önceki hayatının tecrübelerini unutmadıysan gel keyfim gel!
Herkes bu dünyaya bir defa gelir , belkide iki defa gelir. Biz nereden bileceğiz bunu? Belki de tatile gittiğimiz yerde karşımıza çıkan bir yabancı dedelerimizin dedelerinin dedesidir. Tek iki farkla: Geçmişini hatırlamamak ve yeni bir beden. Gerçi bu sadece benim uydurduğum bir teori... Belki de bu dünyaya ikinci defa gelen tek insanımdır.
Yaşım yirmi dört , ehliyetimi yeni almışım. Ailemden bana gelen hediye olan arabayla okula gidiyorum. Öğrencilerimin yanına... Çok heyecanlıyım , bir taraftan da içimde bir şüphe var iyi sürebiliyor muyum , arkadaki araba çok bekliyor mu , karşıma aniden araba çıkarsa ne olur , panik yapar mıyım , direksiyonu ne tarafa çevireceğim? Elbette her şeyden önce geliyormuş insanın kendini yenmesi. Ehliyet sınavını geçmeye odaklanmaktan önce kendime güvenmem gerekiyormuş da ben bunu anlayamamışım. Her neyse bir kere öldüm zaten yapacak bir şey yok.
Önüme aniden bir çocuğun atlamasıyla birlikte direksiyonu ilk önce sola çevirerek çocuğu ezmemeye çalışıyorum daha sonra başka bir yere çarpmamak için yola girmeye çalışıyorum ve sağa çeviriyorum. Bu şekilde hem kenardaki bariyerlere çarpıyorum hem de çocuğu eziyorum. Çocuk da ben de ölmüşüz. Frenin varlığı da aklıma hiç gelmedi.
Tabi ben çocuğunun öldüğünü daha yeni öğreniyorum elimdeki gazeteden. Ölümüm ve önceki hayatım hastanede gözlerimi ilk açtığımda bir su gibi aktı zihnime. Evet , evet yanlış duymadınız , bir günlük falandım.
Önceki hayatımda yaşadığım ülkede yaşıyorum hatta önceki ailem de bir alt sokağımızda oturuyor. Daha doğrusu onlara önceki ailem diyemem , onlar benim ilk ve tek ailem.
Zaten ağzına kadar dolu olan bir bardağa biraz daha bir şeyler katarsanız o bardak taşar. Kalbim de aynen bu olay gerçekleşti. Benim zaten bir hayatım vardı , farklı kişilerle farklı bir hayat kurmak istemiyordum. Eski ailemin yanına dönecek , herkese anlatacaktım onların tanıdığı kişi olduğumu.
Ah söylendiği kadar basit olsa bunlar , beş yaşındaki bir çocuğa kim inanır? Beş yaşındayım ve erkeğim. Bu çok kötü hissettiriyor , tıpkı bir kızın erkek cinsel organına sahip olması gibi bir şey. Bu bedene ait değilim , kim bilir hangi ruhun bedenini çaldım? Çevremdekiler bana 'çok bilmiş' veyahut 'büyümüşte küçülmüş' gibi isimler takıyorlar. Haksız da sayılmazlar fakat ben bu beden ve diğer bedenim ile birlikte yirmi dokuz yaşıma girdim. Küçülen veya değişen tek şey bedenim , aklım değil.
Ne diyordum? Keşke eski hayatıma dönebilsem ama nerede...
Açıkcası yeni ailemden izin alıp eski ailemin yanına gitmek imkansız bir düşünceydi. Beş yaşındaki bir çocuk ne kadar akıllı olursa olsun tek başına bir yere bırakılmıyordu yeni aileme göre. Ben de komşu ziyareti bahanesiyle ilk ailemin evine gitmeye ikna ettim ikinci ailemi. Ne olduysa o zaman oldu. Benim gerçekleri ilk aileme açıklama çabalarım , ikinci ailemin şaşkın bakışları altında yaka paça , kavga gürültü dışarı atıldık evden. Bir daha elime böyle bir fırsat geçmeyecekti.
Kendimi bu dünyada ne kadar yalnız hissettiğimin haddi hesabı yok. Kelimelerle açıklanabilecek bir şey değil. Kalbimin üzeri öyle bir ağır öyle bir ağır ki... Omuzlarıma kilolarca yük bindirilmiş gibi , ayaklarım uzun bir yoldan gelmiş gibi ve daha bir çok karmaşık duygu. En kötüsü de yalnızlık.
Aynı yolları tekrar yürümemin ne manası var? Öldüm gitti bir kere işte alsanıza beni ahirete! Bu bir şans değil , bu bir lanet. Uzun süredir uykusu olan birisi bir türlü uyuyamadığı zaman hissettiği duyguların evrimleşmiş hali bende toplanmıştı. Buraya tekrardan gelmeyi ben istememiştim.
Bir defa öldükten sonra hevesim kalmamıştı artık bu dünyaya dair. Çünkü insanlıktan çıkmış bir varlıktım ben. Eski hayatıma dönmem artık imkansızdı. Olan olmuş , giden gitmiş , biten bitmişti.
Eğer intihar edersem , öteki tarafta cehenneme gideceğim kesinleşmiş olacaktı. Bunun üzerine bir de ikinci aileme çektireceğim acı. Ama başkaları için yaşayamazdım ben. Daha doğrusu ben burada mezardan çıkmış bir ölüyken , günden güne daha kötü olacak daha da huysuzlaşacaktım. Üstelik ikinci ailem dememe bakmayın , onları ne kadar sevsem de bir şey vardı... Bir şey , adını koyamadığım bir şey. Onlarla aramda bir uzaklık vardı çünkü geçmişimi bilmiyorlar ve bana inanmıyorlardı. O halde artık herkesle aramda bir uzaklık vardı , hatta ilk ailemle bile! Çünkü onlar da bana inanmamışlardı. Gerçi inansalar daha tuhaf olurdu da her neyse.
İkinci hikayemin sonunun nasıl biteceğini bilmiyordum. Ya hayatıma devam edecek , bir erkek olarak yaşayacaktım ya da intihar edecek ve haberlere neden intihar ettiği belli olmayan küçük çocuk olarak çıkacaktım.
***
Herkese selam arkadaşlar ,
Bu hikayenin konusu aniden aklıma geldi ve ben de yazmak istedim çünkü son zamanlarda çok stresliyim. Bir nevi kaçış gibi bir şey oldu bunu yazmak benim için. Hikaye devam edebilir ya da etmeyebilir bilmiyorum , görüşlerinizi yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Hepinizi seviyorum , kendinize iyi bakınız.
Görüşmek üzere! ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KEZ DAHA
Fantasía~Bu dünyaya bir kez daha gelseydik ve tüm geçmişimizi hatırlasaydık ne olurdu?~ Tanıdığım kişiler , arkadaşlarım , ailem herkesin yüzü bir bir hatırımdaydı. Ben bu hayata ikinci defa geliyordum , bu bir şans değildi. Bu ''Cehennem'' adlı sahnenin...