Bu kitap, GlsmOzdmr tarafından yazılmaktadır.
Multimediada Albin.
İyi okumalar. ~
İçeride patlıyordum.
İçeride kelimenin tam anlamıyla, patlıyordum!
Çalan bayat müzik mi dersiniz, ucuz kalite içkili içecekler mi dersiniz, yoksa içerideki bunaltıcı insan sıcaklığına karışan ışıklar mı? Canlı müzik yoktu, en azından şu anda. Bir yerden bir kadın sesi yükseliyordu ve ben...
Az sonra kusacaktım.
Elime tutuşturulan çiş rengindeki içkiyi bulduğum en yakın tezgaha bırakıp, elimi ağzıma kapatarak tuvalete koşmaya başladım. Sonunda insan kalabalıklarını aştım ve tuvaleti bulduğumda içerideki insanları umursamadan lavaboya kustum.
İçerideki insanların iğrenmiş sesleri geliyordu ama hey, kimin umrunda?
Koluma dokunan bir kız eli hissettiğimde, kusmam kesilmişti. Önümde salınmış saçlarımı temiz elimle tutup geriye attım ve suyu açıp ağzımın kenarını silerken, bana dokunan kişiye baktım.
"İyi misin?" Bu o kızdı, beni kolumdan tutup içeri çekiştiren. Lavabonun yanındaki havluyu çekip çenemdeki suyu silerken buz gibi bir sesle konuştum: "Beni nerden buldun?"
Kız hafifçe gülümsedi, "Seni lavaboya koştururken gördüm." Derin bir çekip aynada kendime baktım, "Berbat görünüyorum değil mi?"
Kızın gülümsemesi genişledi ve aynadaki yansımamla gözlerini birleştirdi: "Hiç de bile, bence hala çok güzelsin." Gözlerimi devirip hafifçe güldüm. Bunun üzerine kız tatlı bir şekilde sırıtarak güldü, "Adın neydi?"
"Sevil," diye cevap verdim omuz silkerek, "ya senin?" Kız hafifçe gülümsedi ve elini uzattı: "Arzu." Yemyeşil, iri gözleri ve pürüzsüz bir buğday teni vardı. Açık kahve rengi, iri dalgalı saçları ve küçük dudaklarıyla çok tatlı, çok güzel bir tipti.
Eline boş boş baktıktan sonra sıkmadan, konuştum: "Buradan gitmek istiyorum." Kız, elini sıkmamamdan dolayı bozulsa da belli etmek istemeyerek elini çekti ve gözlerime baktı: "Biraz sonra Pi Sugar sahneye çıkacak. Bence biraz beklemelisin."
Tersçe kapıya döndüm ve kapı kolunu tuttum: "Kıytırık bir grup umrumda değil, ben gitmek istiyorum!" Arzu sanki annesine küfretmişim gibi bir ifadeyle bana baktı: "Kıytırık mı?"
Kaşlarımı kaldırıp şüpheyle ona döndüm. Tek kaşımı kaldıramıyordum çünkü öyle bir yeteneğim yoktu. "Evet? İsimlerini daha önce duymadım."
Gerçekten, burası leş gibi kokuyordu be. Biraz önceki kusmuğumun bu kokudaki payı da büyüktü ama, o detayı atlamalıyız.
Arzu, ben kapıyı açıp dışarı çıkarken kolumdan yakaladığında şaşkınca ona baktım: "N'apıyorsun?" Beni müzik sesinin daha çok geldiği tarafa doğru sürüklemeye başladığında direnmeye çalıştım. Sesini duyurmak için bağırarak seslendi: "Seni müzikle tanıştıyorum!"
Kızda hayvan gücü vardı resmen, iki çekişte nerelere gelmiştik. Yoksa ben mi sarhoştum biraz? Kusmuştum ama, çarpmış olabilir açlıktan. Konu neydi?
Onun sözlerine karşılık sinirle elimi çektiğimde, sahne gibi bir yerin kenarında olduğumuzu ve sahnede genç bir çocuğun konuşma yaptığını gördüm ama umursamadım. Arzu'ya öfkeyle ve çatılmış kaşlarla döndüm, "Ben müziği gayet iyi tanıyorum!"
Bana sırıtarak baktığında şaşkınca kaşlarımı gevşettim. Ne olmuştu şimdi? "O zaman bize de göster müziğini," dedi Arzu heyecanla sırıtarak, ve beni kolumdan tuttuğu gibi çevirip sahneye ittirdi. Düşmemek için şokla merdivenleri tırmandığım sırada sahnedeki genç bağırdı: "İşte karaokede ilk gönüllümüz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pi Sugar
FanfictionAilesi yıllar önce ölen kız, genç amcasıyla yaşamaktadır. Her gününü yalnızlığı ve müziğiyle geçirmeyi seven genç kız, bir gün kendi amcasının azarlamalarına dayanamayarak dışarı kaçar. Kaçtığı yerde sesler duyduğunda, geri dönmek ister ancak bir kı...