Orta yerde kalmıştım. Kalacak kimsem yoktu. Ve koca bir yılı yurtta sürünerek geçirmek istemiyorudum. Tek bir çarem kalmıştı.
Tek çarem Orkun.
Telefonumu elime alıp onu aramaya karar verdim. Ege'ye kendimi daha fazla rezil edemezdim. Zaten nefretim hala bitmemişti ona karşı. Aslında büyütülecek bişey miydi tam karar verememiştim. Belkide o kadar büyütmemeliydim. Bir dakika ne diyorum ben ? Büyütmeliydim. Ama o benim hiçbirşeyimdi. Sadece bana acımış biri. Ayrıca onu ilk zamanlarda çok terslemiş ve hiç iletişime geçmemeiştim. O benimle konuşmaya çalıştığında ben hep ya ''Kapa çeneni'' demiştim. Ya da hiç ciddiye almamıştım. Hatta bu yüzden beni ilk gördüğünde '' Sessiz Kız '' demişti. Peki ben kimdim ? Acınması gereken biri mi ? Yoksa herkesin korktuğu sert bir kız mı ? Aslında herkesin benden korkma sebebi sert olmam falan değildi. Bunun tek sebebi Tobayas'dı. Onu benim öldürdüğümü düşünecek kadar acımasızlardı. Yine ne düşünüyorum ben ? Unut artık onu. Onu sen öldürmedin. Kim ne derse desin sen onu çok sevdin Duru. Ona isim bile takmıştım. Tobayas kulağa değişik ve biraz komik geldiği için ona Tobayas diyordum. İlk duyduğunda birdaha söyle çok güzel demişti. Ve ondan sonra ona hep Tobayas demiştim.
Telefonu elimde döndürürken sonunda cesaretimi topladım ve arama tuşuna bastım.
- Efendim Duru.
- Merhaba Orkun ben gerçekten çok düşündüm. Senin yanında kalmak zorundayım. Devamını sonra düşünürüz. Eşyalarımı toplayıp oraya geliyorum. Görüşürüz.
Boyutu çok küçük veya çok büyük olmayan tam ideal spor çantama kıyafetlerimi tıkıştırdım. Sonuçta bir gün kalacağım. Çok fazla eşyaya gerek yok. Diş macunu , tarak , parfüm , krem , iç çamaşırı , bir de o kitap koymazsam olmaz çünkü onu çok seviyorum. Normalde paranormal hikayeler okurum ama nedense bu kitabı çok seviyordum. Ve birkaç çok gerekli şey daha kattıktan sonra kapıdan çıktım. Orkun'un evine doğru yürümeye başladım. Hava çok serindi. Bunu tahmin ederek üstüme bir mont almıştım. Tam olarak bir mont değildi. Ceket tarzında kirli yeşil renginin kahverengiye yakın tonlarındaydı. Hızla yürürken bir köşede minik bir kedi gördüm. Soğuktan titriyor acınası türden sesler çıkartıyordu. Elime aldım. Daha çok küçük bir yavruydu. Belkide annesine araba çarpmıştı ve ölmüştü. Sıcak bir yere ihtiyacı olduğu kesindi. Orkun'un kızacağını düşünmüyordum. Sadece bir gün. Zaten çok yumuşak ve kibar biriydi. Kesinlikle kızmaz hatta sevinebilirdi. Bu minik kediyle eve çok yaklaşmıştık. Sonunda geldik ve kapıya doğru yöneldim. Daha zile basmadan Orkun heyecanla kapıyı açtı.
- ''Geldiğini görmüştüm. Pencerenin önünde senin gelmeni bekliyordum. Senin kedin mi ? Muhteşem. '' Konuşmama izin vermeden kelimeleri üst üste yığıyordu. Sanırım gerçekten çok heyecanlıydı. Tahmin ettiğimden de fazla.
- Yolda gelirken buldum. Biliyorsun hava çok soğuk titriyor ve acınası sesler çıkarıyordu. Muhtemelen anneside yok. Soğuktan donmasını istemediğimden getirdim. Umarım kızmadın.
- Yok kesinlikle hayır. Hatta çok sevindim. Muhteşem birşey. İsim koydun mu ?
- O kadar düşünemedim. Aslında süper olur. Ne olsun ?
- Bence sen koy. Sonuçta sen buldun.
- Bir düşüneyim. Hımm ne olabilir. Rengi krem beyaz ve siyah tonlarının karşımı. Burdan birşey üretemeyiz. Ama çok tatlı birşey. Buldum. Marmelat olsun.
- Süper isim.
Birlikte oturup cips ve benzeri çerez türünde şeyler yedik. Film izliyorduk. Ben seçtim. Korku filmiydi.
''- Heey bu tahmin ettiğimden de saçmaymış. Uyduruk olduğunu biliyoruz da bu kadar da uyduruk olmasaydı. İyiydi.'' dedim
- Beğenmediysen başka şeyler yapalım dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN SİMGESİ
Novela JuvenilHer şeyi geride bıraktım. En çokta sevgimi,kalbimi. Biliyorum, hayat bu yıpratıyor. Üzgünüm sizden nefret ediyorum.