Hafize'm 1

8 1 0
                                    


Hafize başına gelen sıkıntılara sabrederken, yarınlara umutla bakarken, mutluluk düşleriyle yaşar öyle  hayaller kurardı...
Hayallerle yaşardı sanki hep...
Hayalsiz bir günü olmazdı, bazen güler bazen ağlardı....
Hafize yine bir gün başına gelen sıkıntılara göğüs gererken, avucunda iki küçük el ile başı dimdik savaştı..
İhanete, haksızlığa karşı savaştı..
Yine  o zamanlar kendini anlatamadığı, anlaşılmadığı için çırpınıryordu....
Ve bir gün bıraktı ipi....
Neydi uğrunda savaştığı.. Kimdi... Neresindeydi bu hayatın....
Oda savaşmaktan vazgeçti, o adam için savaşmak kendini yıpratmaktan başka bişey değildi....
Hafize kalbine gömdü yaşadıklarını, anılarını, mutluluk ve hüzünlerini
Ölmüştü o adam kalbinde artık....
Hayata yeni bir başlangıç yapıp, çocuklarıyla mutlu günler yaşayan çocuklar gibi mutlu olan biri olmustu hem o severdi mutlu etmeyi.  
.. öyle güzel şeyler yaşadı ki.... çocuklarına sarılıp birlikte güldü, ağladı ama gerçekten yaşadı acısını, tam da insan gibi yaşadığını anladı, acı onu hayal dünyasından,Bir nebze olsun gerçek dünyaya getirmiş artık herşeye toz pembe bakmaması için bir tecrübe olmuştu....
Günler ardı ardına geçiyor... Bir gün heyecan yaşıyor Hafize ve o heyacan  uzun süre gitmiyor aklından... Bukadar acı yaşayan İhanete uğrayan biri  nasıl birine karsı heyecan duyar, kalbindeki yara  daha kapanmamısken ...
Nasıl  olur bu, anlam veremiyor du ama onu düşünürken yüzünden gülümseme eksik olmuyordu, sanki dünya bile duruyor öyle masum bir his yaşıyordu ki  Ah hafize’m hiç akıllanmaz mı deli gönlün bu da ne şimdi?
Hafize okadar üzülmüş, kırılmıştı ki, kırılan kanatları bir anda bu genç ile tekrar onu gökyüzünde özgürce uçurmuştu..  Adını duyduğunda kelebekler uçuşuyor, kanatları açılıyordu sanki, yüzü gülden bile pembe oluyor, gözleri dolu dolu mutluluk akıtıyordu....
Hep onu düşünüyor, mutlu oluyordu.
Ona yemekler yapıyor, birlikte yiyor, birlikte eğleniyordu.... Ama bir sorun vardı... Bütün bunları yaparken o gencin haberi bile yoktu....
Hafize hayaliyle bile mutlu olan biriydi... Hem zaten gerçeğinde bukadar mutlu olamazdı... Çünkü o genç iki çocuklu bir kadın olduğu için hafizeyi istemezdi...
Kendince o da haklıydı... Ama kalp ti bu attı bir kere, girmişti Hafize in hayal dünyasına. Hafize yine üzülecek kırılacaktı ama hayal dünyasında öyle de mutluydu ki, kıyamadım onu mutluluktan ayırmaya, bir gün nasılsa bitecekti mutluluğu, yine gözyaşlarıyla başbaşa kalacaktı... Hayal dünyasından sıyrılıp gerçek dünya ya geçecekti ama en azından ihanet acısından kurtulmuş olacaktı, karsılıksız bir aşkın acısı ihanet kadar yakmayacaktı canını, belki gerçek aşkı karşısına çıktığında bütün acıları unutacak öyle bir mutluluk yaşayacaktı   ki geriye baktığında sadece kırılan, dökülen kalplerin, mutsuzlukların geçmişte ona kattığı bir güç olarak kalacak, yaşadıkları bir merdivendi gerçeğe çıkacağı....

Hafize nin Kalbi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin