1.Bölüm: 'Boranın Gelişi'

171 9 1
                                    

Bu benim ilk hikayem ve açıkçası endişeliyim çünkü korkuyorum,hikayemin ilgi görmeyeceğinden yada yapamamaktan umarım bu korku en kısa zamanda içimden yok olur.Sizden tek isteğim bana destek vermeniz.Eğer hikayemi beğendiyseniz başkalarına önermeniz.Umarım ilk hikayem ilgi görür.İyi okumalarrr <333

-------*--------*--------*--------*

"Yeter artık!" diye bağırdım en sonunda babama.Daha fazla annemi düşünmeden yaptığı,bencilliklerinin açıklamalarını dinleyemiycektim.Hah! haftaya "cici annemle" evleneceklermiş üstelik!.Annem daha kanser hastalığını geçemeden birde bu düğün çıkmıştı ortaya.Annemi düşünmeden yaptığı bu saçma davranışlarından bıkmıştım.Yaptıkları yüzünden annemin o kıskanılası mavi gözlerinin parıltısı yavaş yavaş solmuştu.Aynı siyah tişörtlere olduğu gibi yıkadıkça rengi solar griye döner ya hani aynı öyle olmuştu annemin gözlerinede.İlk önce boşanma süreci,sonra bu lanet hastalık olan kanser şimdide düğün!.Bunlar yetmezmiş gibi bu düğün var birde!.Babamın yaptıklarının aksine annemin babama bakışları yine aynıdı yine aşkla bakıyordu.Nasıl hala onu sevebiliyordu?Hiçbirşey anlamıyorum ama birdaha babamın annemi üzmesine izin vermeyeceğim.Onunla ben beraber bu hastalığıda yeneceğiz.

 

Babam derin bir 'of' çekti ve oturduğu tekli koltuktan kalkıp benim karşıma geçti.Bakalım şimdi neler zırvalayacaktı?Kolunu uzatıp omzuma koydu ve konuşmaya başladı."Biliyorum sizin için çok zor ama biliyorsun işte....Biz artık annenle bir olamıyoruz anlasana.Yeni bir başlangıç yapmak istiyorum ömrümün geri kalanını mutlu geçirmek istiyorum.Annene de bu kararımı söyleyeceğim Beren"dedi kararlı bir ifade ile.Omzumun üstündeki elini ittim ve ayağa kalkıp yüzüne baktım.Ciddi miydi? "Saçmalama baba.Daha hastalığını yenmedi!Birde bunu duyarsa çöker anlamıyor musun ?" Yine aynısı oldu.Gözlerim yine sinirden dolmuştu.En nefret ettiğim huyum,beni güçsüz gösteriyordu."Ne yapıyım o zaman bana akıl ver?Yakınlarımdan mı öğrensin istiyorsun."Karşısından çekildim ve kitaplığın önünde volta atmaya başladım.Yüzümü sıvazladım ve düşünmeye başladım.Ne yapmalıyım?,anneme gerçekleri söylemeli miyim?,hiçbirşey bilmiyorum.Babam söylerse daha kötü olur annemin yine babamın gözlerine parıltıyla bakarken ama babamın dediklerinden sonra yine gözlerini dolmasını istemiyordum.En iyisi onunla benim konuşmamdı.Durdum ve babama dönerek"Ben söyleyeceğim baba ama lütfen bu düğünden sonra annemi yine üzecek birşey yapma...O-o dayanamaz biliyorsun" dedim sesim son kelimelerde güçsüz çıkmıştı.Daha fazla burada kalamayacağımı anladım ve az önce benim oturduğum koltuktan çantamı aldım.Babama baktım.Ne hissediyordu acaba ?Gerçekten o kadınla mutlu olacakmıydı?.Birşey demedim ve dış kapıya doğru ilerledim.Sonunda bu gösterişli evden çıkıyorum diye mutluydum.Kapıdan çıktığım an geri dönmek istedim.Niye mi ?Hah,cici annem de içeri giriyordu çünkü!Hemen arabama dönüp yürümeye başladım ve seslenmesin diye yalvardım içimden ama nafile."Berencim!" dedi o cılız,kulak tırmalııcı sesi ile.Yavaş şekilde arkama döndüm.Babam bu kadın da ne buluyordu ? "Efendim Selen?" Ona anne diye hitap etmeyecektim sonuçta.Selen dememe takılmadı ve "Evi nasıl buldun tatlım?Ben döşedim heryeri?" dedi ve saçını omzundan savurdu.Ahh fazla gösterişli ama bunu söylemedim ve geçiştirmek amacı ile "Evet güzel olmuş Selen ama benim işim var sonra görüşürüz." desemde içimden görüşmemek üzere diye söylendim.Direk arkama dönerek sürücü koltuğunun kapısını açtım.Arkamdan "Görüşürüzz!" diye çığırmasını duymazdan gelerek koltuğa yerleştim çantamı arka koltuğa fırlattım ve hemen arabayı çalıştırdım şuanda Selen'den daha önemli işlerim vardı.Uzun bir süre yol gittikten sonra boş bir yere arabayı park ettim ve derin bir nefes aldım.Annemle bugün konuşcağım ve bitecek üzülsede atlatacağız beraber.Arka koltuktaki çantamdam telefonumu alıp önüme döndüm tekrar derin bir nefes aldım ve rehbere girip annemi tıkladım.Çalıyor...çalıyor... "Alo?" ve açtı."Annecim" dedim ve devam ettirdim "bugün anne kız günü yapalım mı ?" Annem kıkırdadı ve "Olur prensesim olur o dediğinden yapalım." Gülümsedim yine "prensesim" demişti.Bana böyle demesinden nefret ediyordum ama şuan ona takılacak durumda değildim."Tamam o zaman ben geliyorum.Birşey lazım mı ?" dedim ve cevabını bekledim."Sen gel yeter küçük prensesim" dedi gülümsedim görmesemde onunda gülümsediğini biliyordum "Görüşürüz" dedim ve kapattım.Şimdiden stres bütün vucüdumu sarmıştı.Telefonu radyonun altındaki aralığa koydum ve annemin evinin yolunu tuttum.Bir yandanda düşünmeye başladım nasıl başlamalıydın konuşmaya?Kendimi annemin vereceği her tepkiye hazırlıklı tutmam gerekiyordu.Nasıl bu işin içinden çıkacağımı düşünürken direksiyondaki elimi daha fazla sıktım.İçim rahat değildi.Her seferinde babamın yaptıklarını ben temizlemek zorundamıydım.Özel hayatımda bile mesleğimi yapıyormuş gibi hissediyordum.Avukatlık,annemin avukatıyım özel hayatımda da.Yine aklım nasıl söyleyeceğime yoğunlaştı.Yine annemin babamın boşanmak istediğini öğrendiğindeki gibi sinir krizi geçirecekmiydi?Gözlerim sevmediğim sıvıyla savaşmaya başladı.Nefret ediyorum bu huyumdan.Ağlamak istemiyorum.Sinirle direksiyona vurdum.Gözlerim bulanmıştı.Camı açtım kafamı yoldan ayırmadan devam ettim.Gözümü açıp kapadım bulanıklığın geçmesi için.Gözyaşlarım aktı,hemen sildim.İleride yol ayrımı vardı.Sol tarafa döndüğüm anda araba kontrolümden çıktı ve sadece birşeye çarptığımı hissettim,gerisi karanlık...

BoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin