2.Bölüm:"Acımı uyuşturacak birşeye ihtiyacım var" PART 1

62 2 0
                                    

İyi okumalar!Lütfen yorum yapın. Multimedya Tove lo <3

Hastanede bir köşeye çekilmiş kızın durumunu öğrenmeyi bekliyordum. Bir köşeye çekildim çünkü o çocuktan korkuyorum. Ameliyathanenın kapısı açıldı ve içeriden 2 hemşire ile bir orta yaşlı adam çıktı. Çocuğa "nesi oluyorsunuz?" diye sordu adam eldivenini çıkarırken.

Çocuk "Nişanlısıyım. Boğaç Demirel.Durumu nasıl?" diye sordu hemen. Bende bu sırada biraz daha yakınlaştım ve duvarın arkasından doktorun cevabını bekliyordum. Bu arada çocuğun adınıda öğrenmiş oldum, Boğaç.

Doktorun konuşmaya başlamasıyla dikkatimi oraya verdim. "Boğaç bey, nişanlınız Gizem hanımın durumu pekde iyi sayılmaz açıkçası." dedi ben daha da sabırsızlandım. Durumunu öğrenip burdan gitmek istiyordum. Kendimi kötü hissediyordum ve burda durdukça da iyi hissedeceğimi düşünmüyorum.  Boğaç da sabırsızlanmış olmalı ki doktora "Gizem'in neyi var!?" diye bağırdı. Doktorun ne diyeceğini çok merak ediyorum. Lütfen iyi şeyler söylesin diye binlerce geçirdim içimden çünkü iyi birşeyler duymaya ihtiyacım vardı. Keşke şurdan biri çıksada 'Bu bir kamera şakası!Bakın kamera şurada,hadi el sallayın' dese. Doktorun "Gizem hanım beyin kanaması geçirdi.Şuan uyuyor eğer uyanırsa ve bir sorun olmazsa iyileşmesi kolaylaşır.Birazdan yoğun bakıma alacağız. Bir gelişme olursa bilgilendireceğim Boğaç bey." demesi ile duvarın arkasından çıktım.Boğaç'ın gözlerinde hayal kırıklığı gördüm.Hemşireler ile doktor önümden geçtiler.Boğaç'ın yanına gidip gitmemek arasında kaldım ve en sonunda korkum ağır bastı ve hemen arkamı dönüp yürüdüm.Birden Boğaç "Heeyy!sen.. dur.Kaçma sakın!" diye bağırmasıyla yere mühürlendim sanki.Hemen yanıma geldi ve kolumu tutup kendine çevirdi. Gözlerine bakmaya niyetim yoktu. Bakarsam içimdeki pişmanlık, üzüntü ve tanımlayamadığım duyguların hepsi tavan yapıcaktı ve yine ağlayacaktım. Burdan hemen gitmek istiyorum. "Bırak gideyim, lütfen." dedim aciz çıkan sesimle. 

Boğaç'ın histerik bir kahkaha atması ile şaşırdım. Neden gülüyordu? Yüzünün her detayını incelemeye başladım. Bu bir sahta kahkaha mıydı anlamaya çalışıyordum ama çözemiyordum çünkü bu sahte de olsa o gerçekten çok güzel gülüyordu. Boğaç kahkahasını sonunda durdurup,  iyice dibime geldi ve tekrar kolumu sıkmaya başladı. Kaçıncı sıkışı, kaçıncı öfkeyle yüzüme bakışı bu. En sonunda konuştu "Hayatımızı sikip sonra çekip gideceğini mi sandın lan!?" diye kükredi ve devam etti "Seni öldüreceğim! Hergünün keşkelerle geçecek! Benim çektiğim acının bin katını çektireceğim sana. Keşke o yola çıkmasaydım, keşke o yola sapmasaydım, keşke o gün dışarı çıkmasaydım  diyeceksin hergün. Gözyaşların tükenecek!." her cümlesinde beni sarsıp duvara daha da yaklaştırdı. Kafam sert bir şekilde duvarla temas edince azımdan ufuk bir çığlık kaçtı. Haklıydı hep pişman olacaktım. Kafamı birgün bile rahat yastığa koyamayacaktım belkide. Sonuna kadar haklıydı. Boynumu sıkıca tutup kendine yavaşça çekti gözlerini gözlerime kenetledi ve "Keşkelerle yaşayacaksın artık Beren ÇETİN" dedi ve daha 1 saniye bile geçmeden kafamı duvara geçirdi. O an hem fiziksel hem manevi olarak canım acıdı. Her acı kanar kabuk tutar ve kalkıp geçerdi peki benim ki de öyle olacak mı ?

Çok kısa oldu ama bugün akşama doğru yine yayınlayacağım. Yorumlarınızı bekliyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin