•1.Bölüm• |"Ben, satılık, değilim!"|

3K 20 9
                                    

"İşte," dedi iri yarı adam. "Kız bu." Kız sadece ürkekçe simsiyah giyinmiş bu dört kişiye bakıyordu.

"Adı ne?" dedi Onew. Bir yandanda kızı süzüyordu. Yeni köleleri çok masum görünsede aynı zamanda çok seksiydi.

"Lucy." diye cevapladı iri adam. Lucy sadece susmakla yetiniyordu. Bundan önce yaklaşık olarak 15 kişiye kiralanmıştı, kirlenmesine fırsat kalmadan ellerinden kaçmıştı. Fakat 1 hafta olmadan yakalanmış ve ölesiye dayak yemişti. Ama ne olursa olsun, bunların elindende kaçacaktı ve bu sefer yakalanmayacaktı.

"Ne kadar istiyorsunuz bu sürtüğe?" diye sordu bu sefer Key.

Adam hiç durmadan, "Patron 250.000 $ istiyor." dedi.

"Patronuna niyetimizin kızı kiralamak değil, satın almak olduğunu söyle." Adam cebinden telefonunu çıkarıp, numarayı tuşladı. Bir eliyle kızın kolunu sıkıca kavramış, diğer bir eliyle ise telefonu tutuyordu. Adam konuşmaya başlayınca herkes pür dikkat onu dinlemeye başlamıştı. Lucy hariç. O nasıl kaçacağını planlıyordu. Adam telefonu kapatıp, konuştu.

"Kızın satılık olmadığını ama ısrar ediyorsanız miktarda 50.000 $ artış olacağını söyledi."

Onew elindeki para dolu çantayı açıp parayı kontrol etti. 10.000 $ fazlaydı. Umursamadan çantayı kapatıp, Jonghyun'a verdi. Jonghyun yavaş ama sert adımlarla, adamlara doğru ilerleyip, aracı olan iri adama çantayı verdi ve kızı aldı.

Lucy'nin beyaz, mini, kabarık elbisesi siyahların arasında kaybolmuştu. Herşeyin başlangıcı olan o lanet olayları hatırlayınca gözleri doldu. Bundan bir kaç ay öncesinde ailesiyle tatil için Kore'ye gelmişlerdi. Fransa varken, İspanya varken onlar Kore'ye gelmeyi tercih etmişlerdi. Ne talihsizlik ki ailesini Kore'ye geldiklerinden 2 gün sonra, bir trafik kazasında kaybetmişti. Bunu planlamışlardı! Dongwho adındaki genç bir anda Lucy'nin hayatına girmiş ve uyuşturucu kullanmaya teşvik etmişti. Lucy'nin bünyesi zayıftı, bir kez deneyince bağımlı hale gelmişti ve vücudu hep istemeye başlamıştı. Lucy beş parasız kaldığı ve uyuşturucu alamadığı için Dongwho onu patronuna götürmüştü. Patronu onu bir süre barda çalıştırmış ve çalışmasının karşılığında uyuşturucu vermişti. Daha sonra onu kiralamış ve onun üzerinden, milyonlarca won, milyonlarca dolar kazanmıştı. Lucy ile daha fazla baş edemeyeceğini anlamış önce onu uyuşturucu denen şu lanet şeyden kurtarmıştı. Evet, onu tedavi ettirmişti. Ve şimdi ise, onu satıyordu. Hepsi planlanmıştı. Hepsi en başından planlanmıştı. Dongwho onun hayatına bu plan sayesinde girmişti.

"Bırak beni!" diyerek Jonghyun'un kaslı kollarının arasından kurtulmak için çırpındı. Jonghyun bu şımarık kıza haddini bildirmek için sabırsızlanıyordu. "Ben, satılık, değilim!" dedi Lucy, her bir kelimeye vurgu yaparak.

"Jonghyun, sustur şu veleti!" Diye kükredi Onew. "Onun şımarıklıklarına ayıracak vaktim yok."

Jonghyun, Lucy'nin kulağına eğilip fısıldadı, "Eğer o lanet çeneni kapamazsan seni bu gece acımasızca beceririm! Ve, hiç şüphen olmasın.. Ben acımasız psikopatın tekiyim." Lucy'nin gözleri korkudan fal taşı gibi açılmıştı. Ama kaçacaktı. Canı pahasına, kaçacaktı!

İri adam parayı sayma işini bitirince, çantayı kapatıp, adamlarından birine verdi. Ardından "Kız biraz hırçın." diyerek memnuniyetle güldü.

Onew, adamın dediklerini umursamayarak, "Gidelim." dedi. Jonghyun kızı kendiyle beraber sürükleyip arabaya bindi. Şoför koltuğuna Key oturdu. Onun yanındaki koltuğa da Onew oturdu. Minho'da arka koltuğa, Lucy ve Jonghyun'un yanına oturdu. Key, hızlı bir şekilde arabayı sürmeye başladı. Bu sessiz ortam Lucy'i fazlasıyla germeye başlamıştı. Normalde bunların öğütleyici konuşmalar yapmaları gerekmiyor muydu? Sakın kaçmaya kalkışma! tarzında konuşmalar mesela..

"Lucy'di değil mi?" dedi Minho, kızın gözünün önüne düşen bir tutam saçı geriye atarak. Şaşkınlıktan sesini çıkaramayan kız, kafasıyla onayladı. "Peki Lucy, sakın kaçmaya kalkışma tarzı konuşmalar yapmama gerek yok sanırım. Zeki bir kıza benziyorsun.. Böyle bir şey yapmayacağını varsayıyoruz. Şimdi, en baştan tanışalım, ne dersin?" Minho bir süre Lucy'den cevap bekledi. Kız, herhangi birşey demeyince sakinliğini korumaya çalışarak konuştu, "İtiraz etmediğine göre, bunu evet kabul ediyorum. Şuanda arabayı kullanan yakışıklı Key, onun yanında oturan lider kılıklı şahıs Onew, senin sağında oturan şu kas yığını Jonghyun ve bende Minho."

Onew, "Beyaz atlı psikopatımızı unuttun Minho." diyerek güldü. Diğerleride sanki komik bir şeymiş gibi sırıttılar.

Minho, "Ah, tabi ya, bay umursamaz var bir de.. Taemin. Onunla eve gidince tanışacaksın güzelim." diyerek sırıttı ve geriye yaslandı. "Aramızda en tehlikelisi O'dur."

★ ★ ★
Mrb mrb mrb .s.s.
Köle adı altında kendimce -belki acemice- bi fanfic yazmak istedim. Becerebildim mi bilmiyorum..? Sizden tek isteğim yorum yapmanız. Tae-Lucy mi, Minho-Lucy mi, Key-Lucy mi, Jonghyun-Lucy mi yoksa Onew-Lucy ilişkisi mi olmalı? Biliyorum henüz erken ama birşeylere önceden karar vermezsem ilişkiler karışıyor. En kısa zamanda yb yazacağım. ^^

KÖLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin