Lucy dudaklarında hissettiği pamuksu yumuşaklıkla gözlerini açtı. Taemin çikolata rengi gözlerini, Lucy'nin gözlerine kitledi. Lucy böyle birşey beklemediğinden dolayı şaşırmıştı. O, sabahın köründe tokatlanarak uyandırılacağını daha sonrasında ise gün boyu hırpalanacağını düşünmüştü. Taemin'in onu öperek uyandırması... Tuhaftı. Dudakları şaşkınlıkla aralandı. Taemin'in gözleri Lucy'nin dudaklarına kaydı. Ardından tekrar yüzüne bakarak;
"Günaydın köle.." diyerek sırıttı. Lucy ellerini Taemin'nin göğsüne koyarak onu itti. Tae, kahkaha atarak kendini yatağa bıraktı. Lucy, dudaklarını elinin tersiyle sildi ve Taemin'e iğrenircesine baktı.
"Hadi, kalk ve kahvaltı hazırla bana." dedi Taemin ciddiyetine geri dönerek.
"Tabi(!) Emredersin patron!" diye cevap verdi Lucy. Tam ayağa kalkmıştı ki, Taemin bileğinden tutup yatağa çekti.
"Ama önce, bana güzel bir günaydın öpücüğü ver."
"Uyanmadan önce almışsın zaten!"
"O basit bir testti güzelim."
"Ne testi?"
"Dudaklarının ne kadar kaliteli olduğunu test ediyordum."
"Ne tuhaf insanlarsınız ya!"
"Teşekkürler, bunu söyleyen ilk kişi sen değilsin.." diyerek sırıttı Tae. "Eh, öpücüğümü alabilir miyim?"
Lucy aklına gelen fikirle içten içe gülüyordu. Dudaklarını stresle dişleyip gözlerini Taemin'in gözlerine dikti.
"Seni öpeceğim ve sende bana dokunmayacaksın. Anlaştık mı?"
"Lucy, bebeğim, biliyorsun ki seni istesem şuan beceririm. Ama bu işi eğlenceli hale getirmek ilginç bir fikir. Tamam, beni öpersen sana bu gece dokunmayacağım."
"Hayır. 2 Gün 2 Gece."
"Şansını fazla zorlama."
Lucy bi gece bi gecedir diye düşündü. Yavaşça yüzünü Taemin'e yaklaştırdı. Yüzünü avuçlarının içine alıp dudaklarını, dudaklarına yaklaştırdı. Taemin çoktan gözlerini kapamıştı. Onun dudaklarını ve şehvetli öpücüğünü hissetmek için bekliyordu. Kontrol Lucy'deydi. Lucy bu duruma gülüp yavaşça Taemin'in yanağına minik bir buse kondurdu. Taemin şaşkınlıkla gözlerini açtığında karşısında kahkaha atan Lucy'le karşılaştı.
" Sen buna öpücük mü diyorsun be?!" diye kükredi Taemin.
Lucy, "Anlaşma anlaşmadır.." dedi gülümseyerek. Taemin hışımla yataktan kalkıp, odadan çıktı. Çıkar çıkmaz Minho'yla karşılaştı.
"Taemin?"
"Ne var?"
"Hey, sakin ol patron.." diyerek sırıttı Minho. "Yeni kızımız sinirlerini bozdu anlaşılan.."
Taemin tam ağzını açıyordu ki, odanın kapısı açıldı. Lucy odadan çıkıp, kapıyı kapattı. Henüz Taemin ve Minho'yu farketmemişti. Arkasını döndüğünde, korkup bir adım geriledi ve sırtı kapıyla bütünleşti. Minho ona yiyecekmiş gibi bakıyordu, Taemin ise öfkeli gözlerle..
"Hmm.." dedi Minho kızı süzerek, "Güzel bacaklar.. Tae, söylesene dostum, Lucy'i bu gece bana ödünç verecek misin?"
Taemin, Minho'nun Lucy'i kendisinden istemesine sinirlenmişti. O, onundu. Kimseyle paylaşamazdı.
"Kapa çeneni ve gidip kendine becerecek başka birini bul! O benim kölem." dedi sinirle. Sonra gözlerini Lucy'e dikti ve hızla odanın kapısını açıp, onu içeri itti. Dengesini kaybeden Lucy yere düştü. Tae, kapıyı kapatıp, üzerine doğru bir kaç adım attı. Bacakları tamamiyle meydanda olan kıza baktı. Ona daha uzun bir tişört vermeliydim. Diye geçirdi içinden. Aslında bu da uzundu ama o gece onunla uyurken bu evde 4 ayrı sapık yaşadığını unutmuştu. Dün gece dolaba geri koymuş olduğu şortu aldı ve suratına fırlattı.