Taehyung.
Kırık cam ve yorgun bedenim ile salonda uyuya kalmıştım. Telefonumun bildirim ile titrediğinden beni uyandırmıştı;
"Günaydın Hyungie, evden çıkarken posta kutuna bakmayı unutma."
Dün akşam olduğu kadar gergin değildim, karşı binaya gölge yerine güneş ışığı vurmasi bile beni rahatlatiyordu.
"Peki mesajlarına cevap vermezsem n'olur?"
Anında cevap gelmişti.
"Pek iyi şeyler olmaz, denemek isteyebilirsin tabii ki. Sonuçta konfüçyüscülüğe göre hayat deneme yanılma tahtasıdır."
"Bu hoş olmayan şeyler benim için geçerli sanırım?"
"Evet, seni korkuttuğum için üzülebilirim belki ama aklını başına bu getirirdi."
"Pekâlâ, sen vazgeçene kadar katlanacağım."
"Güzel."
"Peki cevap veremeyeceğim mesajlar olduğunda ne yapacağım?"
"Bir emoji at, beni cevapsız bırakma."
"😽"
Bu emojiyi atmanın özel bir sebebi yoktu, küfür ederek ayağa kalkıp odama ilerledim ve okul üniformalarımı uzerime giyip çantamın tek kolunu omuzuma aldım. Ve evden hızla çıktım. Kapıyı çekip ilerleyecekken tekrar bir bildirim geldi.
"Posta kutusuna bakmayı unuttun."
"Şuan bile beni mi izliyorsun?"
"Seni izlemediğim bir an yok ki hyungieeee ~"
"Lanet olsun."
"Aldım posta kutusundan, mutlu musun?"
"Evet, artık okuluna gidebilirsin."
"Lütfettin paşam."
"Şeker sey, biraz daha atarlanırsan böyle devam etmeyeceğim."
"🦇"
"?"
"Cevap bulamadığında emoji at demiştin"
"Bu kadar anlamsız birşey atacağını nereden bileyim?"
"Beğendiremedik mi lan?"
"Bu sabah tersinden mi kalktın yoksa canın sinirliyken başka ne yapabilirim onu mu merak ediyorsun?"
"Beni tehtid mi ediyorsun? Derse geç kalıyorum. Ayrıca sinirlenmesi gereken benim BAY BİLİNMEYEN."
"Siktir, sen erkek olduğumu nereden anladın?"
"Işık yanılması olmadıysa dün gölgenden belli oluyordu."
"Peki ikimizinde erkek olması senin için bi sorun mu?"
"Ne demeye çalışıyorsun sen? Benim için başlı başına sorunsun!"
"Hadi hadi, defol dersine."
Okuduğum mesaj ile sinirlerime hâkim olmaya çalışırken okula doğru ilerlemeye başladım, telefonu hırsla cebime koyarken yola ağladığımı fark etmedim. Çalan korna sesi ve yaklaşan araba ile beynime geri çekilme sinyalleri yollasamda o an ki panikleme ile dona kalmıştım. Bir çift el omuzlarından tutup beni geriye çekmesiyle yere düşmüştüm. Neydi o? Lanetlendim mi ya? Arabadan inen adam yanıma gelip; "iyi misin?" Dedi. "İyiyim teşekkür ederim" dedikten sonra ise resmen beni azarladı. Çatmaya yer mi arıyorsun be adam! Bildirim sesine her ne kadar bakmak istemesemde telefonumu açtım ve mesajı okudum.
"O adamın ellerini kırmak istedim, neden sana dokunamsına izin verdin?"
"Başlama sende lütfen."
"Tamam tamam, sakinleş biraz. Ama o adamla birşey konuştun, anlat."
"Sanane be, ona güzel bir yumruk atmak istedim ama"
"Hm, belki o adam bendim?"
"Gerçekten sen miydin?"
"Bilmem, belki de seni çeken bendim? Yada arabayı üzerine süren? Nereden bileceksin?"
"Nasıl bir lanetsin?"
"İlerde başıma gelen en güzel şeysin diyeceksin amaaa"
"Buna cidden inanıyor musun?"
"İnanmak başarmanın yarısıdır, öyle olacak diyorsam öyle olacak."
"Sen kimsin ya? Göster artık kendini?"
"Ben bir denklemde x'm, değer vermeden bulamazsın, ne beni ne de denklemin cevabını."
"Bu konuşma rahatsız edici olmaya başladı"
"Matematik sevmez misin?"
"Dostum, matematik öğretmenliği okuyorum."
"Neden rahatsız edici ozaman?"
"Söylemek zorunda miyim ?!"
"Herneyse, demiyorum birşey. Alışacaksın ;)"
"Çekip gitsene"
"Mümkün olmayan seyler söyleme."
"Lanet olsun"
"Çok ender bulunan bir kişiliğin var."
"Nerem ender be?"
"Yazmak uzun sürecek, karşıma çıktığında anlatırım."
"Ha birde karşıma çıkacaksın?
"Elbet bir süre sonra sen beni görmek isteyeceksin, merak edeceksin Tae."
"Ne geçiyor aklından?"
"Seninle ne zaman yüz yüze konuşabileceğimiz."
Pekâlâ rahatsız edicilikte çığır açtı, sadece dersime girip eve gitmek istiyorum, VE ŞU CAMI YAPTIRMAK!